Konya'da yoğun bakım doktoru Kovid-19'la mücadelede eşi ve çocuklarından ayrı 5 ay geçirdi

Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi yeni tip koronavirüs (Kovid-19) yoğun bakım ünitesinde uzman doktor Fatih Yücel, salgınla mücadelede, 6 aylık hamile eşi ve 9 yaşındaki oğlundan ayrı görev yaptı.

Konya'da yoğun bakım doktoru Kovid-19'la mücadelede eşi ve çocuklarından ayrı 5 ay geçirdi

Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19'un Türkiye'de ilk vakanın görülmesiyle sağlık çalışanları, mücadelede ön safta yer aldı. 

Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık çalışanları için tahsis edilen otelde konaklayan Yücel, eşinin hamileliğinin son aylarında ve doğumdan sonra 2 ay ailesinin yanında çok fazla olamadı. İlk zamanlar eşi ve çocuklarından uzun süre ayrı kalan Yücel, bugünlerde hijyenle ilgili gerekli tedbirleri alarak ailesiyle bir araya geliyor.

Bu süreçte yaşadıklarını anlatan Yücel, Türkiye'de ilk Kovid-19 vakası görülmesinden sonra yoğun bakım servisinde aktif çalıştığını söyledi.

20200929-2-44579578-58491317-web.jpg

Mart ayında ikinci çocuklarını beklediklerini dile getiren Yücel, "Hastalığın bulaştırıcı yönünün olması ve eşimin gebe olmasından dolayı eve gitmeme kararı aldım. İl Sağlık Müdürlüğünün tahsis ettiği otelde yaklaşık 5 ay konakladım. Ailemle sadece doğum zamanı 10 gün görüştük." dedi.

Yücel, bu sürecin eşi ve çocuğu için çok zor olduğunu belirterek hastalıkla mücadelenin belli bir seviyeye gelmesinin ardından eve gitmeye başladığını söyledi.

20200929-2-44579578-58491324-web.jpg

Oğlunun 5 ay kendinden, doğum sürecinde de annesinden ayrı kaldığını dile getiren Yücel, "Çocuk her zaman babası, annesi, kardeşi yani tüm aileyle birlikte olmak istiyor. Şu süreçte dışarı bile çıkmıyor çocuklarımız. Oğlum hem evden çıkmıyor hem de babasından uzaktaydı. Mümkün olduğunca aile büyüklerinden destek almaya çalıştık." diye konuştu.

Yücel, salgın dönemini oğluna anlattıklarını ve en az hasarla atlatmaya çalıştıklarını söyledi. 

20200929-2-44579578-58491326-web.jpg

Tedbirlere en üst seviyede uymaya gayret ettiğini vurgulayan Yücel, şunları kaydetti:

"Yoğun bakımda kullanacağım kıyafetler hastanede duruyor. Evden çıkarken N95 maskemle çıkıyorum. Yoğun bakıma geldiğimde üzerimi değiştiriyorum. Yoğun bakımda çalışırken hastaların yanına girip, tedavilerimizi yaptıktan sonra evden gelirken kullandığım kıyafetleri giyiyorum. Eve girmeden önce eşime mesaj atıyorum 'Ben geliyorum.' diye. O kapıyı açık bırakıyor. Ben direkt banyoya giriyorum. Dışarıda giydiğim bütün kıyafetler yıkanıyor. Temizlenip ailemin yanına geçiyorum. Bunu her gün tekrarlıyorum. Bunda esneklik göstermiyorum."

20200929-2-44579578-58491316-web.jpg

- "Bıçağın iki keskin ucu gibi"

Yücel, sürecin hastalar açısından da çok zor olduğunu vurgulayarak yoğun bakım servisine hiçbir hasta yakınının alınmadığını söyledi.

Kovid-19 tanısı alıp durumu ağırlaşan kişilerin büyük bir hava açlığı ile yoğun bakıma geldiklerini ifade eden Yücel, hastaların klinik takip ve tedavilerini yaptıklarını anlattı.

Hastalara klinik tedavinin yanında psikolojik destek de sağlamaya çalıştıklarını belirten Yücel, şöyle devam etti:

"Bıçağın iki keskin ucu gibi. Hasta kötü geliyor. Takip, tedavi, psikolojik destek sağlandıktan sonra gayet iyi olup çıkabiliyor ama öyle bir yönü de var ki bazen hasta bütün çabalarımıza rağmen kurtulamıyor. Bu süreçte mutluluk ve üzüntüyü ortada buluşturup hastalarımıza en güzel desteği sağlamaya çalışıyoruz. Oradaki kişinin annem, babam, kardeşim hatta kendim olabileceğini düşünüyorum. Sağlık çalışanları olarak elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."

20200929-2-44579578-58491329-web.jpg

- "Bir hafta arayla anne ve babasını kaybetti"

Yücel, mart ayında umreden gelen bir vatandaşın Kovid-19 tanısıyla yoğun bakım servisine yatırıldığını dile getirerek, hasta yakınıyla yaşadığı durumu şöyle anlattı:

"Takip ve tedavimizi yaptık. Bir polis oğlu vardı, babasının durumu hakkında bilgi vermek için görüşüyorduk. 7-8 gün takip ettikten sonra maalesef amcayı kaybettik. Ailesine bu bilgiyi vermek zor oluyor. Oğlu 'Allah'ın dediği olur.' diye metanetli durmaya çalıştı. 1-2 gün geçtikten sonra beni tekrar aradı. 'Hocam ne olur annemi kurtarın.' dedi. Annesi de kötüleşmiş ve yoğun bakıma getirildiğini söyledi. Annesinde de solunum güçlüğü vardı. Tedavimizi yaptık ama 3-4 gün sonra annesini de kaybettik. Bir hafta arayla hem annesini hem babasını kaybetti. Birçok olay yaşıyoruz ama bu, beni derinden etkiledi."

20200929-2-44579578-58491325-web.jpg

İyileşen hastalarla da büyük bir mutluluk yaşadıklarını söyleyen Yücel, şöyle devam etti:

"Kovid-19 tanılı solunum sıkıntısı çeken 40 yaşlarında bir hastam vardı. Hasta oksijen açlığı çekiyordu. Gerekli tedavileri uyguladık, bir süre sonra durumu düzelmeye başladı. Hastayı 5 gün sonra servise gönderdik. Hastayı servise gönderdikten yaklaşık bir hafta sonra hastayı karşımda gördüm. 'Hocam teşekkür etmeye geldim.' dedi. Olayın iki ucu var. Duyduğunuz sevinç çok mutlu ediyor ama öbür taraftan duyduğunuz üzüntü de yıkıyor. İki keskin ucu yaşıyoruz. Elimizden gelen hizmetin en iyisini vermeye çalışıyoruz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum