Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Kadıköy Osmanağa Mahallesi Söğütlüçeşme Caddesi'nde güvenlik görevlileri tarafından yapılan "Sağlık İçin Hepimiz İçin Kovid-19 denetlemeleri" sırasında maskesini usulüne uygun takmadığı için yapılan ikazlara uymadığı ve polise direndiği belirtilen Rana B. ile yanında görüntü çeken arkadaşı Zeynep K. hakkında yürütülen soruşturmayı tamamladı.
Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, müşteki polis memurları O.N.M. ile B.S'nin 19 Ağustos'ta maske denetimi için olay yerinde görevli oldukları anlatıldı.
Polis memurlarından B.S'nin maskesini kurallara uygun olarak takmaması nedeniyle şüpheli Rana B'yi uyararak maskesini takmasını istediği aktarılan iddianamede, Rana B'nin ilk önce maskesini takmasına rağmen polis memurlarından uzaklaşırken onlara yönelik küfür içerikli sözler söyleyerek alenen hakarette bulunduğu iddia edildi.
İddianamede, bunun üzerine polis memuru B.S'nin Rana B'ye "Neden küfrediyorsun?" diye seslendiği, şüpheli Rana B'nin de kamera görüntülerinde görülecek şekilde toplumsal yaşamda hakaret anlamına gelen parmak işareti yaptığı kaydedildi.
Polis memurlarının Rana B. ve yanında bulunan arkadaşı Zeynep K'nın yanına gittikleri aktarılan iddianamede, memurların, Rana B'den şikayetçi olacaklarını belirterek şüphelileri karakola davet ettikleri anlatıldı.
Rana B'nin ise polis memurlarının görevlerini yapmalarını engelleyecek şekilde tekme atarak ve elini kullanarak cebir sayılan davranışlarda bulunduğu ifade edilen iddianamede, diğer şüpheli olan Zeynep K'nın da bu sırada "Benim 200 bin takipçim var. Sizi videoya çekiyorum. Sizi Twitter'da ifşa edeceğim, takipçi sayım daha da artacak" şeklinde alenen hakaret içerir sözler söylediği aktarıldı.
- "Zor kullanma sınırları içerisinde müdahalede bulundu"
Bunun üzerine polis memurlarından B.S'nin Rana B'yi etkisiz hale getirebilmek ve devam etmekte olan saldırıyı önlemek amacıyla zor kullanma sınırları içerisinde müdahalede bulunduğu belirtilen iddianamede, her ne kadar şüphelilerin atılı suçlamaları kabul etmeseler de müşteki polis memurlarının iddialarının soruşturma kapsamında alınan tanık beyanlarıyla doğrulandığına yer verildi.
İddianamede, yürütülen soruşturma kapsamında temin edilen kamera görüntülerinde, şüpheli Rana B'nin müştekilere parmak işareti yaptığının ve tekme atarak ve elini savurarak yaraladığının görüldüğü belirtildi.
Şüpheli Rana B'nin cebir kapsamındaki hareketleri neticesinde müşteki polis memurlarının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandıkları belirtilen iddianamede, şüphelilerin bu şekilde atılı suçları işledikleri savunuldu.
İddianamede bu kapsamda şüpheli Rana B'nin zincirleme şekilde "görevi yaptırmamak için direnme" ve "kamu görevlisine alenen hakaret" suçlarından 2 yıl 15 günden 9 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Diğer şüpheli Zeynep K'nın ise "kamu görevlisine hakaret" suçundan 1 yıl 5 aydan 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi.
İddianamenin kabul edilmesi halinde şüpheliler Rana B. ile Zeynep K. hakim karşısına çıkacak.
- Polis memurları hakkında takipsiz kararı
Öte yandan, yaşanan olay sırasında şüpheli Rana B'nin kendisine zor kullanıldığı, ters kelepçe yaparak çelme takıldığı, yerde sürüklendiği ve cinsel tacize uğradığını iddia ederek yaptığı şikayet üzerine polis memurları B.S. ile O.N.M. hakkında "görevi kötüye kullanma", "zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması" ve "cinsel taciz" suçlamaları hakkında başlatılan soruşturma ise takipsizlikle sonuçlandı.
Takipsizlik kararında, olay yerinde maske denetimiyle görevli olan polis memurları B.S. ve O.M.N'nin müşteki Rana B'ye maske hususuyla ilgili yasal uyarılarda bulundukları, şüpheli Rana B'nin müştekilere hakaret etmesi ve toplum nezdinde hakaret olarak kabul edilen parmağını göstermesi nedeniyle şüpheli polis memurlarının kendisini karakola davet ettikleri anlatıldı.
Rana B'nin gelmek istememesi nedeniyle polis memurlarına şiddet içerir davranışlarda bulunduğu aktarılan takipsizlik kararında, bunun üzerine polis memurlarının yasal sınırlar içerisinde müştekiye zor kullanarak müdahale ettikleri vurgulandı.
Takipsizlik kararında, polis memurlarının görevi başındayken kendilerine yönelik bu tarz saldırılarda devlet otoritesini ve maruz kaldıkları şiddet eylemini de düşünerek somut olaydaki gibi müdahalelerde bulunmalarının zor kullanma yetkisi kapsamında kalacağı, bu nedenle polis memurlarının üzerine atılı "görevi kötüye kullanma" ve "zor kullanma yetkisine ilişkin sınırı aşılması" suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığı kaydedildi.
Ayrıca müştekilerin "cinsel taciz" suçunun işlendiğine dair soyut iddiaları dışında polis memurlarının atılı suçları işlediklerine dair kamu davası açmayı gerektirecek nitelikte ve yeterlilikte somut delil elde edilemediği kaydedilen takipsizlik kararında, bu nedenle polis memurları hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği bilgisi verildi.