Deli Dumrul’un köprüsü kuruldu! Öğrencilerden hem sanat hem yardımlaşma örneği

 Editör
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencileri, Dede Korkut’tan ilhamla üniversite bahçesinde sembolik bir ‘Deli Dumrul Köprüsü’ kurdu.

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü’nde yürütülen Dede Korkut İncelemeleri dersi, bu dönem oldukça sıra dışı bir etkinlikle taçlandı. Dr. Öğr. Üyesi Halil Bunsuz’un rehberliğinde hazırlanan projede, öğrenciler Dede Korkut Kitabı’nda yer alan Deli Dumrul Hikâyesini canlandırarak, kurdukları sembolik köprüyle hem kültürel bir mirası yaşattı hem de sosyal sorumluluğa örnek oldu.

FERMANLA AÇILDI, LOKUMLA KAPANDI

Etkinliğin merkezinde, Deli Dumrul karakterini başarıyla canlandıran öğrenci Tunahan Gülcan vardı. Açılışta yaptığı teatral performansla katılımcıların ilgisini toplayan Gülcan, hikâyeye uygun biçimde yazılmış “Deli Dumrul’un Fermanı”nı yüksek sesle okuyarak etkinliği başlattı.

KÖPRÜYÜ GEÇENLER TARİHE TANIK OLDU

Etkinlik alanında kurulan sembolik köprüden, tıpkı hikâyedeki gibi, gönüllü ya da gönülsüz geçmeler istendi. Köprüyü geçen her katılımcıdan yardım kutusuna sembolik bir bağış bırakmaları rica edildi. Öğrencilerin bu bağışlarla hedefi sadece etkinliği anlamlı kılmak değildi; aynı zamanda toplumsal bir farkındalık yaratmak ve bu katkıları Türkiye Kızılay Derneği aracılığıyla ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırmaktı.

KÜLTÜREL DEĞERLER SAHNEYE TAŞINDI

Etkinlik, sadece dramatik performansla sınırlı kalmadı. Katılımcılara ‘Dede Korkut’un hayatı ve hikâyeleri’, ‘Deli Dumrul karakterinin temsil ettiği değerler’, ‘Sözlü kültürde kahramanlık, fedakârlık ve cesaret’ konularında bilgiler verildi.

Bunun yanında, öğrenciler kendi hazırladıkları afiş sergisiyle görsel bir anlatım sundu. Deli Dumrul’un Azrail ile olan çatışmasını simgeleyen oyunlar ve interaktif etkinlikler düzenlendi. Tüm bu içerik, eğitsel amacın yanı sıra, katılımcıların sahneyle doğrudan temas etmesini sağladı.

SÖZLÜ KÜLTÜR YAŞATILDI, ÖĞRENME DERİNLEŞTİ

Etkinliğe katılan öğrenciler yalnızca bir anlatıyı öğrenmekle kalmadı, onu yaşadı ve yaşattı. Proje kapsamında elde edilen kazanımlar şöyle sıralandı:

* Drama temelli öğrenme ile hikâyenin kalıcı hale gelmesi

* Sözlü kültürün yaşatılması ve genç kuşaklara aktarılması

* Toplumsal sorumluluk bilincinin artırılması

* Anlamlı bir kültürel paylaşımın sahneye taşınması

Etkinlik sonunda köprüyü geçen herkese, içinde Dede Korkut sözlerinin yer aldığı lokum paketleri dağıtıldı. Bu sembolik jest, Türk kültüründe sözün tatla harmanlanması geleneğine gönderme yaptı.

KÜLTÜRLE BAĞ KURAN, GÖNÜLE DOKUNAN BİR ANLATIM

KMÜ Eğitim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Halil Bunsuz, yaptığı açıklamada, "Dede Korkut Hikâyeleri sadece tarihi metinler değil, aynı zamanda birer yaşam kılavuzudur. Öğrencilerim bu köprüyü kurarak sadece fiziksel bir yapı değil, duygusal ve kültürel bir bağ kurdular. Etkinlik boyunca farklı bölümlerden öğrenciler de etkinliğe katıldı. Böylece hem disiplinler arası bir paylaşım zemini oluştu hem de kültürel mirasın farklı çevrelere aktarımı sağlandı." dedi.

DELİ DUMRULUN OKUDUĞU FERMAN:

Ey halk! Hanlar, beyler, talebeler, hocalar!

Kulağınızı dört açın, gözünüzü bu köprüye dikin!

Ben ki, Deli Dumrul’um! Adım deli, lakin yüreğimde akıl çoktur!

Bu gördüğünüz köprü sıradan değildir; burası, yürekle geçilen, akçeyle tartılan bir geçittir!

Bilin ki burada iki yol vardır:

Ya bağışınla iz bırakırsın, ya da suskunluğunla bu köprüyü titretirsin!

Azrail’e kafa tutan ben, sizden can değil bir parça gönül isterim!

Kim ki bu köprüyü geçer, bir akçe verir, o gerçek yiğittir, merttir, yürektendir!

Bugün burada yalnız Dumrul yok,

Dede Korkut’un ruhu, Oğuz’un sözü, ecdadın nefesi bizimledir!

Köprüyü geçmek, sadece ayak işi değil gönül işidir!

Şimdi sorun kendinize:

Ben Dumrul gibi mert miyim? Ben bu köprünün hakkını verir miyim?

Cevabınız evetse, buyurun geçin! Ama unutmayın…

Geçmek cesaret ister, susmak Azrail’e selamdır!

Ey yiğitler, hanlar, hocalar, kardeşler!

Bugün burada yalnızca bir köprü kurulmadı…

Bugün biz, bir gönül köprüsü inşa ettik!

Taşla değil, bağışla… Sözle değil, yürekle örüldü bu geçit!

Ben Deli Dumrul’um!

Köprüyü bekledim, bağışı istedim…

Ama gördüm ki bu meydanda canını değil, gönlünü veren çoktur!

Sizler geçtikçe bu köprü güzelleşti,

Azrail bile kenarda durup tebessüm etti:

"Demek ki insan, verdiğiyle büyür, susmadığıyla yaşar!"

Bugün buraya gelen herkes,

Bir hikâyeye bir satır, bir efsaneye bir iz bıraktı.

Dede Korkut’un sözüyle başladık, sizlerin yüreğiyle tamamladık.

Şimdi köprüyü kapatıyorum...

Ama bilin ki, gönlümdeki köprü sonsuza dek açık kalacak.

Hakkınızı helâl edin,

Ben Deli Dumrul...

Sizlerse, bu hikâyenin en güzel yerinde duran yiğitlersiniz!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri