Öğrencilerin sanal ortamda Türkiye'deki farklı müzeleri eğitim ve öğrenme ortamında gezmelerini sağlayan “Geze Geze Sanal Müze” projesi Konya Karatay Fevzi Çakmak Anadolu Öğretmeni Fatma Zehra Erol ve Ankara Şehit Halil Işılar Ortaokulu Öğretmeni Hatice Bilgiç’in koordinatörlüğünde hayata geçirildi.
Ülkemizde olduğu gibi bütün dünyada etkisini gösteren Kovit-19 salgını nedeniyle böyle bir projeyi ortaya çıkarıp uyguladıklarını belirten proje koordinatörlerinden Öğretmen Fatma Zehra Erol, projeyi hayata geçirmekten dolayı mutlu olduklarını söyledi.
Projede yer alan her bir öğretmen arkadaşının büyük fedakârlık gösterdiğini ifade eden Erol, şunları söyledi:
"Öğretmen arkadaşım Hatice Bilgiç ile birlikte koordine ettiğimiz 'Geze Geze Sanal Müze Projesi' için Konya, Ankara ve Antalya 'dan 10 öğretmen bir araya geldik. Pandeminin olumsuz şartlarında okul öncesi eğitime heyecan ve yenilikler getirmeyi amaçladığımız projemizde ana hedefimiz çocuklarımızı geçmişin değerleriyle tanıştırmak ve geleceğe emin adımlarla hazırlamaktır. Pandeminin yarattığı kısıtlılıktan teknoloji ile çıkmak, kadim geçmişimiz ve kültürümüzü nesilden nesile aktarabilmek için, ana başlıklardan yola çıkarak 5 tür müzeyi sanal olarak gezerek etkinliklerle pekiştirdik. Hatay Arkeoloji Müzesi ile insanlığın tarihine ışık tutarak çıktığımız yolda, artırılmış gerçeklik uygulaması, kazı çalışmaları ve kil /seramik atölyeleri gerçekleştirdik. Ankara Etnografya Müzesi ile örf ve adetlerimizi, geleneksel Türk el sanatlarımızı öğrenerek okullarımızda aile katılımı ile oluşturduğumuz müzelerimizle taçlandırdık. Atalarımızdan kalan kıymetli eserlerin hikayelerini bu kez çocuklarımızdan dinledik. Zeugma Müzesi ile matematik ve sanatın adeta nasıl dans ettiğini, medeniyetimizin estetiğe bakış açısını, Çingene Kızı'nın efsun dolu bakışlarını gözlemledik. Koordinatlı kodlama ve piksel kodlama çalışmaları yaparak, çocuklarda algoritmik düşünme becerilerini geliştirdik. Göbeklitepe'de taşların oraya nasıl geldiğine dair akıl yürüttük ve 'Rafadan Tayfa Göbeklitepe Macerası' ile merak ettiklerimize cevaplar bulduk. İstanbul Oyuncak Müzesi’nde oyuncakların zaman içinde değişimi, aile büyüklerimizin oyun ve oyuncakları ile ilgili bilgiler edindik.
Proje geneline baktığımızda dramanın müzelerde kullanılabilecek teknik ve yöntemlerinin büyük çoğunlukta kullanıldığını söyleyebiliriz.
Ayrıca etkinliklerimizde çocuklarımız örneğin kil atölyesinde duyu çalışmaları ve küçük kas becerilerini geliştirirken yaratıcılıklarına da katkı sağladılar. Etnografya müzesinde sanat eserlerinin önemini kavrarken parçalardan yeni bir ürün elde etmeyi gerçekleştirdiler. Böylece hem sosyal duygusal açıdan hem de bilişsel anlamda ilerleme kaydettiler. Mozaik müzesinde algoritmik düşünme gerçekleşirken, eserlerdeki motifler üzerine dikkat çekici konuşmalar yaparak dil becerilerini geliştirdiler. Göbeklitepe'de block kodlama, stem ve doğanın matematiğini çözme becerilerini kazandılar. Oyuncak Müzesi’nde ise 21. yüzyılda artık telefon, tablet vb. teknolojik araçların adeta oyuncakların yerini aldığını, bu araçlardan da dikkat, problem çözme ve strateji geliştirme becerilerini kazandıran ve geliştiren uygulamalarıyla en verimli şekilde yararlanılabileceğini öğrendiler.
Proje boyunca öğretmen eğitimleri düzenledik. Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Doç. Dr. Ceren Karadeniz ile 'Okul Öncesi Eğitimde Müzenin Yeri Ve Önemi', Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Dr. Gül Dalgar ile 'Müzede Drama' adlı oturumlarla, Türkiye çapında katılımın olduğu eğitimlerimizi gerçekleştirdik.
Sadece öğrencilerimiz için değil, öğretmenlerimizin de gelişimine katkı sağlayan projemizle, öğretmenlerimiz MEB’den müze eğitimleri alarak mesleki tecrübelerini artırdılar. Tüm etkinliklere baktığımızda aslında müze eğitiminin okul öncesi müfredatıyla son derece entegre olduğunu, bütün gelişim alanlarının desteklediğini söyleyebiliriz."
Proje ile çok güzel sonuçlar elde edildiğini ifade eden Fatma Zehra Erol "Çocuklar geçmişin izlerini keyifle takip ederken geleceğe yön verecek çıkarımlarda bulundular. Aileler, çocuklardaki olumlu değişimin dönütlerini öğretmenlerle paylaştılar. Ayrıca yetişkin olarak müze etkinliklerimizi ilgiyle takip ettiklerini ifade ettiler. Proje öğretmenlerimiz, aldığımız eğitim ve uyguladığımız etkinliklerle müzeye bakış açılarının değiştiğini, bundan sonraki mesleki tecrübelerinde müzelerden daha fazla faydalanacaklarını vurguladılar." diye konuştu.