Okumuş, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Merkezinde düzenlenen "TİSK Basın Sohbetleri"nde, akaryakıt sektörünün durumu, sorunları ve talepleriyle ilgili açıklamada bulundu.
PÜİS'in Türkiye'nin dört bir yanındaki 9 bin 700 kayıtlı akaryakıt bayisini temsil ettiğini belirten Okumuş, üyesi oldukları TİSK'in "yeni nesil sendikacılık" vizyonu doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
Akaryakıt sektörünün göz önünde olduğunu ve günlük hayatta birçok kişiyi ilgilendirdiğini vurgulayan Okumuş, kamuoyunda sektörle ilgili birçok yanlış bilginin olduğuna dikkati çekti.
Sektörde 96 akaryakıt dağıtım şirketi ve 13 bine yakın akaryakıt bayisi ile 98 otogaz dağıtım şirketi ve 11 bine yakın otogaz bayisinin faaliyet gösterdiğini kaydeden Okumuş, şöyle devam etti:
"Geçmişte dağıtım şirketi kurmak, bayilik yapmaktan daha kolaydı. Bu kolaylık, çok sayıda 'çantacı' tabir edilen dağıtım şirketini ortaya çıkarttı. 2019 yılında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) yaptığı düzenlemeyle dağıtım sektörüne giriş zorlaştı. Getirilen şartlarla bu işe yatırım yapan, sermaye yatıran gerçek kişiler kalacak. Tahminimiz, 2020'nin sonunda 96 dağıtım şirketinden yüzde 50'sinin elenmesi yönünde."
Okumuş, EPDK’nin yaptığı çalışmaların akaryakıt sektörüne ciddi anlamda disiplin getirdiğini söyledi.
Akaryakıt ürünleri üzerinden yapılan vergi kaçakçılığının önlenmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığının 2019 yılında e-irsaliye, e-fatura gibi önemli düzenlemeler yaptığını, bu yılın ilk ayından itibaren de sahada denetimlerini artırdığını belirten Okumuş, EPDK’ye ve Hazine ve Maliye Bakanlığına, sektörün disipline edilmesi için yaptıkları çalışmalardan dolayı teşekkürler etti.
- 10 numara yağ ve jet yakıtı kullanımı azaldı
Birkaç yıl öncesinde en büyük sorunlarının, araçlarda 10 numara yağ ve jet yakıtının kullanımı olduğunu anımsatan Okumuş, EPDK'nin aldığı kararlar sayesinde 10 numara yağ ve jet yakıtı kullanımının ciddi miktarda azaldığını söyledi.
Türkiye'de akaryakıt ürünlerinden alınan Özel Tüketim Vergisi'nin (ÖTV) çok yüksek olmasının usulsüzlükleri cazip hale getirdiğini belirten Okumuş, şunları kaydetti:
"ÖTV'nin yanında en büyük problem Katma Değer Vergisi (KDV). Bir hafta önce Hazine ve Maliye Bakan Yardımcıları ile görüşüp KDV ile ilgili talebimizi ilettik. Talebimiz, akaryakıta KDV'nin olmaması, KDV'nin ÖTV'ye dahil edilmesi. Ülkemizde akaryakıt sektöründe kayıt dışılığı önlemek için atılacak en önemli adım budur. Sektörde fatura ticareti ciddi bir sorun. Geçen yıl 2 milyon 723 bin ton satılmadan faturalandırılan akaryakıt söz konusu. Söz konusu akaryakıtın parasal karşılığı 15 milyar lira civarında. Devletimiz burada büyük bir kayba uğruyor, bu kaybın önlenmesi gerekiyor."
- En büyük 15 dağıtıcının satışı yüzde 8,9 düştü
Bazı dağıtım şirketleri arasındaki ticarete değinen Okumuş, akaryakıt sektöründeki 96 dağıtıcı en büyük 15 firmanın satışlarının yüzde 8,9 oranında düştüğüne, kalan firmaların satışlarının ise yüzde 30'un üzerinde arttığına dikkati çekti.
Deniz ve hava taşıtlarına verilen ÖTV'siz yakıtların çeşitli yöntemlerle illegal olarak piyasada pazarlandığını ifade eden Okumuş, "Bazı dağıtım şirketleri, bayileri ile anlaşarak tek irsaliye ile onlarca tanker akaryakıt ikmali yaptıktan sonra sadece tek irsaliye için fatura tanzim ediyor. Bir başka ifadeyle aynı irsaliye ile 5 tanker akaryakıt ikmali yapılıp gönderilirken bunların sadece bir tanesi için fatura kesilmiş oluyor. Bunun sonucunda devletimizin hazinesi büyük ölçüde vergi kaybına uğrarken sektörümüzde de önemli boyutlarda haksız rekabetin yaşanmasına yol açıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Akaryakıt istasyonlarının her birini enerji ikmal noktasına dönüştürmek için projeler ürettiklerini belirten Okumuş, bu kapsamda istasyon çatılarına güneş enerjisi sistemi kurulmaya başlandığını söyledi. Okumuş, elektrikli otomobillere yönelik şarj altyapısı için en uygun yerin akaryakıt istasyonları olduğunu da sözlerine ekledi.