Geçtiğimiz üretim sezonunda kurak bir dönem yaşayan Konya Kapalı Havzasındaki rekoltede büyük düşüş yaşandı. Hububat üreticileri bu sezon yeni bir umutla tohumları toprakla buluşturdu. ancak aradan geçen iki aylık süreçte yağışlar beklenen düzeyde olmadı.
TARIM YILI YAĞIŞLARI NASIL HESAPLANIYOR?
Türkiye'de su/tarım yılı yağışları, her sene 1 Ekim'den gelecek yıl 30 Eylül'e kadarki dönemde, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından takip edilerek hesaplanıyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye'de uzun yıllar su/tarım yılı ekim-kasım yağışları 107,7 milimetre ölçüldü. Geçen yılın su/tarım yılı 2 aylık döneminde 56,4, bu yılın su/tarım yılı 2 aylık döneminde ise 76,2 milimetre yağış düştü.
Buna göre, Türkiye'de 2022 su/tarım yılı 2 aylık yağışlarının, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 29 azaldığı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35 arttığı tespit edildi.
KONYA'DA YAĞIŞLAR YÜZDE 60'DAN FAZLA AZALDI
2022 su/tarım yılı 2 aylık yağışları Burdur, Konya, Aksaray, Karaman, Nevşehir, Malatya, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye çevreleri ile Güneydoğu Anadolu’nun büyük kısmında normallerine göre yüzde 60’tan fazla azalırken, Gaziantep, Kilis ve Şanlıurfa çevrelerinde bu oran yer yer yüzde 80’lerin üzerine çıktı.
Bu yılın su/tarım yılı 2 aylık yağışları 15,8 milimetre ile en az Kilis'te, 354,9 milimetre ile en fazla Rize'de ölçüldü.
Normaline göre yağışlar 2 aylık dönemde sadece Kırklareli ve Tunceli'de arttı. Geçen yıla göre yağışlar 19 ilde azaldı.
2022 su/tarım yılı 2 aylık yağışları normaline göre en çok düşüş yüzde 62 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kayıtlara geçti. Bölgenin su/tarım yılı yağışları son 22 yılın en düşük seviyesinde kaydedildi.
Yağışlar geçen yıla göre Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç tüm bölgelerde artış gösterdi.
"Kuraklığın etkisi açıkça görünmektedir"
İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve Meteoroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Güven Özdemir yaptığı açıklamada, Türkiye'de kuraklığın hız kesmeden etkisini göstermeye devam ettiğini söyledi.
Kuraklığın devam edeceğe benzediğini dile getiren Özdemir, şunları kaydetti:
"Türkiye geneli 2021 su/tarım yılı yağışlarında kuraklığın etkisi açıkça görünmektedir. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da normalin altında yağış gerçekleşirken geçen yıla göre bu yıl kümülatif yağışta artış görülmektedir. Bölgesel olarak bakıldığında tüm bölgelerin normalin altında yağış aldığı görülmektedir. En fazla yağışın azaldığı bölge İç Anadolu Bölgesi olup yüzde 80’e varan yağış azalması söz konusudur. Aynı şekilde Orta Akdeniz, Güneydoğu Anadolu’nun güney kesimlerinde benzer yağış azalması gerçekleşmiştir."
Özdemir, tarım sezonunun verimsiz geçmesinde meteorolojik kuraklığın en büyük etken olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Dünya nüfusunun artması, mega kentlerin kurulması, çeşitli sebeplerden dolayı kentlere göçün artması, çarpık büyüme, sanayi devriminden sonra atmosferdeki sera gazlarının hızla artması ve buna bağlı olarak ısı adalarının atmosferde geniş alanları kapsaması küresel ısınmaya ve kirliliğe neden olmaktadır. Bu da beraberinde meteorolojik kuraklığı ön plana çıkarmaktadır. Yağış azalmakta, kuraklığın oluştuğu bölgelerde su rejimi hızla olumsuz olarak etkilenmektedir. Akarsularımız, nehirlerimiz buna bağlı olarak göl, gölet, barajlarımızda yeterli bu toplanamamakta ve kurumaktadır. Dolayısıyla meteorolojik kuraklık, hidrolojik kuraklığı ön plana çıkarmaktadır. Tarım alanları ve diğer ekili alanlar da tarımsal kuraklıktan dolayı çok büyük ölçüde zarar görmektedir."
"1 kilogram domates yetiştirmek için 200 litre su sarfiyatı söz konusudur"
Tarım sektöründeki olumsuzluğun en önemli nedenlerinden birinin iklim krizi olduğunu ifade eden Özdemir, iklimin tarımdaki üretim seviyesinin en önemli belirleyicisi olduğunu kaydetti.
Dr. Öğretim Üyesi Güven Özdemir, iklim şartlarının olumsuz etkilerinin bazı önemli tedbirlerle, yatırımlarla azaltılabileceğini aktararak, şunları kaydetti:
"Meteorolojik kuraklık dolayısıyla ortaya çıkan tarımsal kuraklık, tarımsal üretimdeki düşüş, tarım alanlarının sulama sistemlerinin modernize edilmesi ile azaltılabilir. Toplam sulanabilen yaklaşık 9 milyon hektar alanın hala 3 milyon hektarı sulanamamaktadır. Önümüzdeki yıllarda tarım alanlarımızın sulama sistemlerinin iyileştirilmesi çalışmalarına hız verildiği takdirde kuraklıktan dolayı oluşan üretim düşüşü belli ölçüde azaltılmış olacaktır. Ülkemizde tarımsal alanlar büyük ölçüde ilkel sulama sistemi ile sulanmaktadır. Bu sistemle tarım alanları ülkemizdeki suyun yüzde 70’ini kullanmaktadır. 1 kilogram domates yetiştirmek için 200 litre su sarfiyatı söz konusudur."
Yağışların azalması nedeniyle meteorolojik faktörlerin olumsuz etkilerini azaltmak için bir dizi tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Özdemir, "Suyun korunması ve biriktirilmesi, sulamanın etkin bir şekilde kontrol altına alınması, ekim ve hasat tarihlerinin iklim şartlarına göre yeniden planlanması, günümüzde artan orman yangınları ile ilgili tedbirlerin alınması ve artırılması, tarım alanlarının ve yerleşim alanlarının yeniden belirlenmesi ve seçilmesi için mikrometeorolojik ve klimatolojik şartlar göz önünde bulundurulmalıdır." diye konuştu.