Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, SGK iştirakçısı olarak 1978'de hizmete başlayan Kemal Özcan, 2001'de kurumdan emeklilik talebinde bulundu. Kurum, 5 bin günlük hizmet süresini doldurduğu tespitini yaptığı Özcan'a yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verdi.
Ancak SGK, 2012'de aynı ad ve soyada sahip başka bir kişi tarafından emeklilik talebinde bulunulması üzerine, emekli aylığı bağlanan Kemal Özcan'ın hizmetleri konusunda tereddüt oluştuğu gerekçesiyle 2012 yılı nisan ayında aylık ödemesini durdurdu.
SGK, başka bir kişiye ait 832 günlük hizmet süresinin başvurucunun hizmet süresine eklendiğini tespit etti.
- SGK aylığı kesti, 5 yıl ödenen aylıkları geri istedi
Kalan hizmet süresinin aylık bağlama tarihindeki asgari süreyi karşılamaması nedeniyle Kemal Özcan'a bağlanan aylık 2015'te iptal edildi. SGK ayrıca, Özcan'a 5 yıl boyunca ödenmiş toplam 43 bin 704 liranın bir ay içinde tek seferde ödenmesine karar verdi.
Bu işlemin iptali istemiyle dava açan Kemal Özcan, aylık bağlama kararının ve ödemelerin kuruma ait belgeler esas alınarak yapıldığını, kendisinin bir kusuru bulunmadığını ve aradan uzun zaman geçtikten sonra işlem tesis edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürdü.
Açtığı davalara ilişkin yargı süreçlerinden sonuç alamayan Kemal Özcan, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
- Anayasa Mahkemesinin kararı
Bireysel başvuruyu ele alan Anayasa Mahkemesi, yaşlılık aylığının iptal edilmesine yönelik şikayet yönünden mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar verdi.
Yüksek Mahkeme, "yaşlılık aylığının iptal tarihinden itibaren son beş yıl içinde yapılan ödemelerin iadesi konusunda benimsenen yöntem" nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Kararın bir örneği, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına gönderildi.
- Gerekçeden
Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde, şartları gerçekleşmeden yapılan sosyal güvenlik ödemelerinin zamanaşımı süresi içinde iadesi yolunda işlem tesis edilmesinin kamu yararı çerçevesinde sosyal güvenlik sisteminin devamlılığı için gerekli olduğu belirtildi.
Gerekçede, somut olayda, yaşlılık aylığı kesildiği tarihte 54 yaşında olan başvurucunun, kendi isteğiyle çalışmaktan vazgeçtiği, çalışmasına engel bir durumu bildirmediği, halen çalışma çağında bulunduğu, bu nedenle prim günü için eksik kalan 396 günlük hizmet süresini doldurma imkanına sahip olduğu kaydedildi.
Bu nedenlerle yaşlılık aylığının kesilmesi yönündeki müdahalenin başvurucuya aşırı ve olağandışı bir külfet yüklemediği sonucuna varıldığı belirtilen gerekçede, aylığın kesilmesine ilişkin şikayet yönüden mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar verildiği bildirildi.
- Alacağın tahsilindeki yöntem önemli
Gerekçede, idarenin haksız ödendiği tespit edilen ana para tutarının iadesini talep edilebileceği, ancak burada alacağın tahsilindeki yöntemin önem taşıdığı vurgulandı.
Somut olayda başvurucuya 5 yıl boyunca ödenen toplam 43 bin 704 lira tutarındaki yaşlılık aylığının kurumun bildiriminden itibaren bir ay içinde ödenmesine hükmedildiği hatırlatılan gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Sigortalılara ait bilgi ve belgeleri tutması nedeniyle davalı idarenin daha fazla kusurlu olduğu gözetildiğinde başkaca bir geliri ve mal varlığı saptanamayan başvurucunun kendisi için önemli bir meblağ oluşturan bu rakamı bir ayda ödemekle yükümlü kılınması başvurucuya orantısız bir külfet yüklenmesi sonucunu doğurmaktadır. Açıklanan gerekçelerle iade yöntemi yönünden Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."