Konya merkeze 30 kilometre uzaklıkta, 35 yıl önce küçük çömlek atölyesi kuran Hacı Emir Keski, oğulları Serdar (34) ve Sadullah (32) Keski ile iş yerini büyüterek geliştirdi.
Bir süre sonra taleplere yetişemeyip, iş gücü temininde de sorun yaşayan Keski ve oğulları, toprak güveç, testi ve çömlekleri makineler ile üretmeye başladı.
Atölyenin işlerini babalarından devralan Serdar ve Sadullah Keski, şimdi ürünlerini Avrupa ülkeleri ve Ortadoğu’ya gönderiyor.
'KAPASİTEMİZ ÜST SEVİYELERDE'
Babalarından devraldıkları çömlekçiliği ilerlettiklerini anlatan Serdar Keski, şunları söyledi: "Babamız 50 yıl olmuş bu mesleğe başlayalı, 35 yıldır da bilfiil olarak atölye işletiyordu. Tabi biz küçük yaştan beri babamızın yanına bu mesleği öğrenme aşkıyla gidiyorduk. Allah, bize de bu mesleği öğrenmeyi nasip etti. Tabi gelişen teknolojiyle beraber iş gücü temininde sıkıntı yaşamaya başladık. Bu sebeple mecburen makineleşmeye geçtik. Şu anda kapasitemiz üst seviyelerde. Şu anda güveç, testi, yoğurt fabrikalarına yoğurt kaseleri, daha sonra hediyelik ürünler, fincan takımları cezveler gibi birçok ürünümüz var ama ağırlıklı olarak halkımız gıdaya yönelik ürünlerimizi tercih ediyor. Bunlar da güveç, kavurma tavaları, fincan takımları ve testiler. Şu sıralarda da üretime geçtiğimiz 9 litre kapasiteli toprak su sebillerimiz çok ciddi anlamda ilgi görüyor. Yüzde 100 doğal ürünleri halkımıza sunmanın gayreti içindeyiz."
AVRUPA VE ORTADOĞU’YA İHRACAT
Ürettikleri ürünleri birçok ülkeye ihraç ettiklerini aktaran Serdar Keski, "Arabistan ve Orta Doğu’da gönderdiğimiz birkaç ülke var, orada güveç yemek tencereleri ve sebillerimiz ilgi görüyor. Fakat Avrupa’da bu kültür daha az olduğu için orada da toprak kaselerimiz revaçta, yoğurt ve tatlı yapıyorlar. Farklı ülkelere farklı ürünler gönderiyoruz. Örneğin, İngiltere’ye ihracat firmaları aracılığıyla küpler gönderiyoruz onlar da peyzajda kullanıyor" dedi.
'MESLEK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR ÇÜNKÜ DEVAMI YOK'
Çömlekçilikte yeni neslin en gencinin 2 oğlu olduğunu söyleyen, 50 yıllık usta Hacı Emir Keski de devamının olmadığını belirterek, mesleğin altın çağını yaşadığını söyledi. Keski, "Yıllardır toprağın içerisindeyim. Bundan 15-20 yıl önce 'Bu meslek, altın olacak' dedim, dediğim de çıktı. Şimdi altın çağını yaşıyor; çünkü devamı yok. En genç benim çocuklarım, eskilerin en genci de benim, yeni neslin en genci de benim oğullarım. O yüzden söyledim 'altın çağ' diye; çünkü rakibin olmuyor" diye konuştu.