Konya'nın Toroslar üzerine kurulu ilçeleri Hadim ve Taşkent'teki, tarihi Roma dönemine uzanan, 5-6 metrelik kule benzeri taş yapılar, mimarisiyle merak uyandırıyor.
Toroslar'ın eteğindeki Hadim ve Taşkent'te ayılardan balı korunmak için yapılan "hanay" adı verilen tarihi yapılar, mimarisiyle ilgi çekiyor.
Göksu havzasındaki yüksek rakımlı yaylalarda yer alan 30 dolayındaki taş yapı, kule görünümüyle görenleri meraklandırıyor. Bu yapılar, bölgeye yabancı olanlar için "esrarengiz" nitelik taşıyor.
Yer yer 5-6 metre yüksekliğe ulaşan dikdörtgen planlı yapının çatısında yaklaşık 10 metrekarelik seki yer alıyor. Elle yontma taş üzerinde yükselen duvarları, kilitleme modeliyle ardıç ağacı tutuyor.
Bölgedeki halkın, ayıların bal ve peteklere saldırmasının önüne geçmesi için kullandığı belirtiliyor.
Bazılarının temel yapısı yaklaşık 2 bin öncesine uzandığı tahmin edilen hanayların, yaklaşık 40 yıl öncesine kadar bal üretiminde etkin kullanıldığı ifade ediliyor.
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bahar yaptığı açıklamada, ülkede hanay yapılarının Toroslar'da sıklıkla görüldüğünü söyledi.
Kulenin üzerindeki sekide sedir veya ladin ağacından silindir şeklinde kovanların yer aldığını anlatan Bahar, "Arı, peteğini kendisi yaptığı için kovanın içine petek konulmaz. Bu yönteme 'kara kovan' balı deniliyor. Bölgede etkin şekilde bal üretimi yapılıyordu. Ancak 1970'li yıllardan sonra terk edildi ve bu hanaylar başıboş kaldı. Hanaylarda balcılık yeniden yapılabilir. Doğal bal üretimi açısından ve turizm bakımından potansiyeli var." diye konuştu.
Bahar, Anadolu'da Hititler'den itibaren bal üretiminin yapıldığına dair kaynaklarda bilgilerin yer aldığını aktardı.
Taşkent ve Hadim'in, hanay yapılarının en yoğun görüldüğü bölgeler olduğuna dikkati çeken Bahar, şöyle konuştu:"Hanay yüksek yapılar için kullanılan bir isim. İngilizce bal anlamına gelen 'honey' gelmesinden türemiş de olabilir. Bölgede 30'a yakın hanay var. Yerden 5-6 metre yüksekliğinde, üzerinde de balkon bulunuyor. Yapıda kullanılan ardıç, suya dayanıklı, uzun ömürlü olduğu için tercih edilmiş. Taş ve ağaçla yapılan bu yapıların, üzerinde teras inşa edilmiş. Yapıların en önemli özelliği ayılardan balı korumak için inşa edilmiş olmasıdır. İnsanlar için barınak olarak da kullanılabiliyor. Çevresindeki çanak çömlek kalıntılarına göre bu yapıların Roma döneminde de aktif olduğu anlaşılıyor."
Bahar, hanayların tarihi özelliğine işaret ederek şunları kaydetti:"Hanaya eğreti merdiven kurulur, yani sağlam olmaz. Çünkü hırsız veya ayının terasa çıkmasını güçleştirmek için, 'zor olsun' diye zayıf bir merdiven tasarlanmıştır. Penceresi de ancak bir insanın girebileceği büyüklüktedir. Yapıların tarihi yaklaşık 500 yıla kadar uzanıyor. Bazılarının temeli daha eski olduğu için bölgedeki hanay geleneğinin 2 bin yıla dayandığını görüyoruz. Roma döneminden itibaren günümüze kadar gelmiş. Yöredeki insanlar bu yapıların ne olduğunu ve hikayesini biliyor. Hatta kullanan da var ama bu yapıları ilk kez görenler, 'tarihi gözetleme kulesi' olduğunu düşünüyor. 'Korunaklı kulübe' olduğu yönünde tahminde bulunanlar da var. Yorumlar çok."