Hem yurt içi hem de yurt dışında düğün organizasyonları düzenleyen, Türkiye'nin her bölgesinden başvuru kabul eden Vakıf, faaliyetlerine 1996 yılında başladı.
Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Özdemir'in eşi Fadime Özdemir, 1995'te bir komşu ziyaretinde iki yoksul çiftin ekonomik sıkıntılar nedeniyle evlenemediğini duyunca, çevresine bu durumu anlatmış ve toplanan yardımlarla iki çiftin hem ev eşyaları alınmış hem de düğünleri yapılmıştı. İki yuvanın kurulmasına vesile olan Özdemir, eşiyle birlikte ülkenin her yerinden gençlere yardım edebilmek için Mehir Vakfının kuruluş kararını almıştı.
O günden bu yana evliliğin mali külfetini ortadan kaldırmak için hayırseverlerden alınan bağışlarla "yuva yapan" Vakıf, sunduğu mobilya, züccaciye gibi eşyaların yanı sıra, gelinlik, damatlık, kına kıyafeti, düğün bohçası gibi hediyelerle çiftlerin bütün düğün geleneklerini de doyasıya yaşamasını sağlıyor.
- "Bugüne kadar 20 bine yakın çifti evlendirdik"
Vakfın Mağazalar Müdürü Fatma Nur Aşçı, ihtiyaç sahibi çiftlere en az 100 kalemden oluşan çeyiz ve ev eşyalarını verdiklerini söyledi.
Aşçı, evlenecek çiftlerin Vakfa başvuru yaptığını, Yönetim Kurulunun bu başvuruları değerlendirdiğini söyledi. Ardından bir anne-baba şefkatiyle çiftlerin düğünlerini yaptıklarını anlatan Aşçı, "Bugüne kadar 20 bine yakın çiftimizi evlendirdik. 1995 yılında evlendirdiğimiz ilk çiftimize, o zamanın şartlarına uygun olarak soba, güğüm, ibrik, divan, duvar yastığı gibi eşyalar vermişiz. Bugünse çiftlerimize çekyatlarını, halılarını, perdelerini, A'dan Z'ye tüm eşyalarını veriyoruz." dedi.
Vakfın çeşit çeşit eşyaların bulunduğu mağazalarının olduğunu ve evlenecek çiftlerin buraları gezerek kendi eşyalarını kendilerinin seçtiğini belirten Aşçı, şöyle konuştu:
"Bir çift evlilik öncesi nasıl alışverişe çıkıyorsa bizim mağazalarımızda da öyle alışverişe çıkıyor. Gelip buradan kendi gönüllerince eşyalarını seçebiliyorlar. Yatak odası takımı, bazası, yatağı, halısı, perdesi, gelinliği, damatlığı, mutfak eşyası, züccaciyesi, ev tekstili, her şeyini veriyoruz. Mesela çaydanlık da veriyoruz, düdüklü tencere de. Tencere takımı da çay kaşığı da çay bardağı da tepsi de. Aklınıza ne geliyorsa, bir evin ne ihtiyacı varsa hepsini veriyoruz. Çiftimize kıyafet desteği de sağlıyoruz. İç çamaşırlarını, çoraplarını, hamile takımına varana kadar, kına için bindallılarına kadar veriyoruz. Gelinimize kına kıyafetinden düğün bohçasına, damadımıza damatlığından kol saatine kadar ihtiyacı olan ne varsa vererek kendi çocuğumuzu evlendirir gibi düğünlerini yapıyoruz."
Evlendirdikleri hiçbir çifti afişe etmediklerini, Vakıf geleneği gereği gizli tuttuklarını aktaran Aşçı, "Evlendirdiğimiz ilk çiftin çocuğunu, yani Vakfımızın ilk torununu da yakın zamanda evlendirdik. Anne babalarına nasıl eşyalarını teslim ettiysek, gönüllerini yaptıysak, onların da aynı şekilde eşyalarını teslim edip gönüllerini yaptık. Bu, bizim için bir ilkti." ifadesini kullandı.
Aşçı, çiftlerin Vakıftan çok memnun ayrıldıklarını belirterek şunları kaydetti:
"Yuvasını kurduğumuz, evlendikleri zaman durumları kötü olan çiftlerimiz, daha sonra durumları iyi olunca, Vakfımıza bağışta bulunuyor, ellerinden gelen yardımı yapıyor. Biz uluslararası bir vakıfız. Hem Türkiye genelinden hem de başka ülkelerden, din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmadan herkese yardımcı oluyoruz. Yasakların kalkmasıyla birlikte düğün sezonumuzu açtık. Depolarımızı yeniliyoruz. Evlenecek çiftlerimizi başvuru yapmaya davet ediyoruz. Bu sene inşallah 100'ü aşkın çiftimizin izdivacına vesile olmak istiyoruz."
- "Bizi 'eş bulma kurumu' sananlar da oluyor
Aşçı, bazen kendilerini gülümseten, ilginç başvurular da aldıklarını belirterek, "Evlendirme vakfı olunca bazı insanlar bizi 'eş buluyor' gibi düşünüyorlar. Gerek telefonla arayarak gerekse vakfımıza gelip kendilerine ya da çocuklarına eş arayan amcalarımız, teyzelerimiz de oluyor. Bunlar bizim açımızdan çok ilginç oluyor. Biz de kırmamak için çaylarını, şekerlerini ikram edip buradan hoşnut bir şekilde göndermeye çalışıyoruz." diye konuştu.