Sivas olayları davasında idam cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilen 86 yaşındaki Ahmet Turan Kılıç'ın oğlu Necdet Kılıç yaptığı açıklamada, olayın yaşandığı 2 Temmuz 1993'te cuma namazı kıldıktan sonra babasının emekli maaşını çekmek için bankaya gittiklerini söyledi.
Çarşıda alışveriş yaptıktan sonra babasıyla taksiye binerek evlerine döndüklerini anlatan Kılıç, kent merkezinde yaşanan olaylar sırasında babası ile evde bulunduklarını ve yaşananları görmediklerini öne sürdü.
Kılıç, babasının suçsuz olmasına rağmen yalan beyanlarla olaydan 5 gün sonra gözaltına alındığını, dönemin emniyet müdürü ile 7 polisin babası aleyhine şahitlik yaptığını ve babasının bu nedenle cezalandırıldığını iddia etti.
Söz konusu emniyet mensupları hakkında "yalancı şahitlik" davası açıldığını ancak herhangi bir ceza verilmediğini aktaran Kılıç, kendisinin ve şahit olarak gösterdikleri kişilerin tanıklığının ise mahkemece kabul edilmediğini belirtti.
"Babam her an ölebilir"
Kılıç, babasının yıllardır sağlık problemi yaşadığını ve en son 4 Nisan'da Sivas Numune Hastanesinden 8 doktorun "ölümcül hastalığı var" yönünde rapor verdiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Babamın kalp hastalığı başta olmak üzere alzaymır ve romatizma hastalığı var. Kulağı hiç duymuyor, görmüyor, yerinden kalkamıyor. Doktorların hazırladığı raporu öğrendikten sonra babamı o esnada İstanbul Adli Tıp Kurumuna göndermişlerdi. İstanbul Adli Tıp Kurumu babamın yüzüne bile bakmadan 'yatabilir' raporu vererek gönderiyor. Ardından o yetmezmiş gibi zulümlerini artırmak için reviri olan başka hapishaneye gitsin diye telkinde bulunuyorlar. Bunu babam da, vasisi olarak ben de kabul etmedik. İmza aldılar ve onun için babam burada durdu. Sadece Sivas olayları davası hükümlüsü diye babama hiçbir şekilde rapor vermiyorlar."
Babasının defalarca Adli Tıp Kurumuna götürüldüğünü, kendisinin de defalarca tahliye talebinde bulunduğunu dile getiren Necdet Kılıç, "Babam her an ölebilir, durumunu insanlar görse 'bu adamı burada nasıl yatırıyorlar' derler." ifadesini kullandı.
"Senelerdir derdimizi anlatamadık"
Babasının sağlık sorunları nedeniyle hapishanede yaşadığı sıkıntıyı göz yaşları içerisinde anlatan Kılıç, "Ne söylüyorsa unutuyor ve bir dakika sonra tekrar ediyor. Kendinde bile değil, eğer vicdanı, merhameti olan insanlar varsa bizim sesimizi duysun. Senelerdir derdimizi anlatamadık, tek başıma mücadele ediyorum. Babam suçsuz yere yatıyor, olaylarla hiçbir ilgisi yok. Olaylarla zerre kadar ilgisi olsa acımayacağım. 86 yaşındaki adam nasıl kocamamış olur, vicdanı olan bir insan buna nasıl razılık gösterir." diye konuştu.
"Son nefesini evinde versin" talebi
Necdet Kılıç, babasının yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle ömrünün son günlerini geçirdiğini ve tek isteklerinin "son nefesini evinde vermesi" yönünde olduğunu ifade etti.
Ahmet Turan Kılıç'ın torunu Ömer Yıldız ise Sivas Numune Hastanesi'nin dedesinin cezaevinde yatamayacağına ve "kocamışlığına" dair rapor vermesine rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumunun bu raporu yok saydığını öne sürdü.
Yıldız, 86 yaşındaki dedesinin suçsuz yere hapiste tutulmasına bir anlam veremediklerini belirterek, inançlarını hiçbir zaman kaybetmeden "adalet" beklediklerini dile getirdi.
Sivas olayları davasında ceza veren hakimin toplum baskısı ve ideolojik yaklaşımlarla dedesi ve diğer sanıkları ölüme mahkum ettiğini savunan Yıldız, "Burada karanlık bir olay var. Devlet Denetleme Kurulu, raporunda bunu belgelemiş. Olayda 4 PKK'lı terörist var. Bir ihbar sonucu Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı özel yetkilendirilerek iki yıllık çalışması sonucunda bunların adlarını, eşkallerini, fotoğraflarını belgelemiştir. Yetkili organlar bu olayın arkasında farklı güçlerin olduğunu biliyor." iddiasında bulundu.
Yaşlılık ve sağlık sorunları göz önünde bulundurularak dedesinin serbest bırakılmasını istediklerini sözlerine ekleyen Yıldız, "Bu durumdaki bir insanın cezaevinde yatmasının imkanı yok. Cumhurbaşkanımız'ın bu durumda olan bir insanı hapiste tutacağına asla inanmıyorum." dedi.