Ankara 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Savunma yapan sanıklardan Ankara YHT Gar Müdür Yardımcısı Kadir Oğuz, 2006'dan itibaren Ankara'da görev yaptığını, bu görevin çoğunluğunu daire müdür yardımcısı sıfatıyla sürdürdüğünü belirtti.
İddianamede kendisine yöneltilen suçları kabul etmediğini beyan eden Oğuz, olay günü nöbetçi olduğu iddiasının doğruyu yansıtmadığını ve kazanın gerçekleştiği saatte evinde istirahatte olduğunu söyledi.
Oğuz, YHT görevlilerinin nöbet sistemine ilişkin bilgi vererek, personel mevcut sayısı ve gün içindeki iş yoğunluğu nedeniyle nöbet planlamasının yapıldığını, kış döneminde de daha farklı bir nöbet sisteminin olduğunu anlattı.
Sanıklardan tren teşkil memuru (makasçı) Osman Yıldırım'ın Ankara'da göreve başladığı tarihte manevraların garın doğusundan yapıldığını, batısında da tren teşkil görevlisinin bulunduğunu aktaran Oğuz, Yıldırım'ın her iki bölgeyi de gezdiğini ileri sürdü.
Oğuz, Yıldırım'ın 5 gün boyunca refakatçi olarak görev yaptığını, olay tarihi itibarıyla Yıldırım'ın 54 gündür kazanın yaşandığı garda çalıştığını belirtti.
Tren yolu makasının, buton mekanizmasının yanı sıra kolla da değiştirilebildiğini anlatan Oğuz, "9 Aralık'ta geçilen nöbet sistemiyle beraber ilk gece nöbetine Osman Yıldırım geldi. Ertesi nöbeti ise ayın 11'inde 3 kişi ile beraber tuttu. Bu butonu kullanmayı bildiği diğer personel tarafından da görülmüştür. Eğitim evrakının imzalanmaması butonu kullanmayı bilmediğini göstermez." dedi.
Kazanın oluşumunda dolaylı ya da dolaysız bir kusurunun bulunmadığını iddia eden Oğuz, beraat talebinde bulundu.
- "Makas kullanılması çok zor bir şey değil"
Sanıklardan Trafik ve İstasyon Yönetimi Müdür Yardımcısı Ergün Tuna, Ankara YHT Gar sistemine ilişkin bilgi verdikten sonra sanık Yıldırım'a makas kullanmayı öğrettiğini söyledi.
Tuna, "Makas kullanılması çok zor bir şey değil. Basit bir mekanizma aslında. Hattın ilk açıldığında eksiklikler olduğu biliniyordu. Bununla ilgili rapor yazdık. Sinyalizasyon sistemi açıldığında yoktu, halen de bir sinyalizasyon sisteminin olduğu söylenemez." ifadelerini kullandı.
Bilirkişi raporu doğrultusunda kendisine yöneltilen suçlamaların dayanağının bulunmadığını iddia eden Tuna, suçsuz olduğunu savundu.
Savunmasının ardından, henüz tamamlanmamış bir hattın açılması talimatını kimin verdiği sorulan sanık Tuna, 14 Mart 2018'de Genel Müdürlük talimatıyla hattın açılmasının sağlandığını ifade etti.
- "Personelde acemilik olabilir"
Sanıklardan Trafik ve İstasyon Müdürü Ünal Sayıner, kazanın meydana geldiği hattın Genel Müdürlük talimatıyla açılışına izin verildiğini kaydetti.
"Hat yeni hizmete açıldığı için personelde acemilik olabilir." ifadelerini kullanan Sayıner, 13 Nisan 2018'de banliyö tren seferlerinin yapılmaya başlandığını, bir süre sonra da doğu yönüne giden tren seferlerine geçildiğini anlattı. Sayıner, bu şekilde YHT ile banliyö hatlarının ayrı olmasına rağmen tren hatlarında bir yoğunluk yaşandığını ve hatlarda kısa süreli arızaların meydana gelmeye başladığını bildirdi.
Sayıner, YHT ile diğer trenlerin olası bir kazayla karşılaşmaması için Bölge Müdürlüğünce, Genel Müdürlüğe bir yazı yazdıklarını bildiren Sayıner, bu kapsamda bazı tedbirler alındığını öne sürdü.
Kazadan kısa süre önce 9 Aralık'ta tren saatlerinde ve sefer sayılarında değişiklik meydana geldiğini dile getiren Sayıner, "Demir yolları kuralları katidir ve basittir. Bu kurallara uyulmazsa kaza olur." diye konuştu.
Yaşanan kazada bir sorumluluğunun bulunmadığını söyleyen Sayıner, beraat talebinde bulundu.
- "2 tane risk analizi var"
Sanıklardan YHT 8. Bölge Müdürü Duran Yaman da yaşanan kazadan duyduğu üzüntüyü dile getirerek savunmasına başladı.
Görevinin hızlı trenlerin bakımı ve işletilmesi olduğunu anlatan Yaman, YHT'lerin yaklaşık 250 kilometre hızla ilerlediğini ve yaşanan kazasının ise daha düşük bir hızda gerçekleştiğini belirterek, "Bu aslında bir hızlı tren kazası değildir. YHT'nin konvansiyonel hatta yaptığı, 110 kilometre hızla yaptığı bir kazadır." ifadelerini kullandı.
Yaman, kazadan önce risk analizi yaptırıldığını belirterek, "Makasları tamir etmek zor, garda 38 tren var ve Ankara Garı'nda 17 bin kişiye hizmet veriyoruz. Buradaki risk görüldükten sonra batıda bu riskin daha az olacağını düşündük ve benim yetkim olmadığı için Genel Müdürlüğe yazı gönderdik ve batıya geçmeyi kararlaştırdık. Risk analizi yok deniliyor ama 2 tane risk analizi var." şeklinde konuştu.
Kazadan sonra personelin moralinin bozulduğunu aktaran Duran, personele psikolojik destek verdiklerini ve bazı tedbirler aldıklarını ifade etti.
Duran, kazada kendisinin bir sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürdü.
- Ara kararlar
Diğer sanıkların savunması ve avukatların taleplerinin alınmasının ardından mahkeme heyeti ara kararları açıkladı.
Mahkeme, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğüne, "sanık Osman Yıldırım'ın 5 gün süreyle işte tecrübeli bir personelle mesai yapıp yapmadığının", "personel yetersizliği iddiaları karşısında daha önceden sorumlu personel tarafından tren teşkil memuru istenilip istenilmediğinin" ve "kaza öncesi emniyet artırıcı ne gibi önlemler alındığının" sorulmasını kararlaştırdı.
Tutuklu sanıklardan hareket memuru Sinan Yavuz ve trafik kontrolörü Emin Ercan Erbey'in tahliyesine hükmeden mahkeme, tren teşkil memuru (makasçı) Osman Yıldırım'ın ise tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Davanın görülmesine 24 Ocak'ta devam edilecek.