MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup toplantısında konuştu.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın mahiyeti kadar Türkiye'ye yol açacağı çok boyutlu sonuçları titizlikle hesaplamak, bunun üzerinde kafa yormak zorundayız. Karadeniz'in kuzeyini içine alan bir savaşın, küresel ve bölgesel dengeleri beklentilerin ötesinde sarsacağını düşünmek zorundayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı diplomasi görüşmeleri ateşkes umudumuzu canlı tutmaktadır. Türkiye, arabuluculuk yapacak tek ülke olma konumundadır.
Sadece Türkiye'ye gelen Ukraynalı sayısı şu ana kadar 20 bini bulmuştur. Putin müzakere masalarına oturup bir yandan da planlı bir şekilde harekata devam etmesi son derece ikircikli bir durumdur.
"ANTALYA'DA GÖRÜŞME KARARI ÜMİT VERİCİ BİR GELİŞMEDİR"
Üzerinde anlaşılan geçici ateşkes kararı bile kısa sürede ihlal edilmiştir. Dün Rusya'nın geçici ateşkes kararı alması, pek çok kentte insani koridorun açılacağını duyurması ilk bakışta nefes aldıran bir karar olsa da aslında bu gelişme daha ateşli çatışmaların haberi niteliğindedir.
Dışişleri Bakanımızın Antalya Diplomasi Formu'nda da Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını davet etmesi, bu davete iki ülkenin de bakanlarının gelmeye karar vermeleri her şeye rağmen kayda değer ve ümit verici bir gelişmedir.
"RUSYA'YA UYGULANAN YAPTIRIMLAR HER ÜLKEYİ ZORA SOKACAK"
Zelenski'nin "ölümlerden NATO sorumlu" sözü düşündürücü.
Bize kalırsa Rusya'ya uygulanan ve ekonomik, finansal ağırlıklı yaptırımların sürdürülmesi her ülkeyi zora sokacak. Bu yaptırımların etkileri orta vadede görülebilir.
Kalıcı çözüm arayışları muhtemelen önümüzdeki günlerde mesafe alacaktır. Ukrayna işgali taşları yerinden oynatmakla kalmayacak muhtemelen benzer olayların dünyanın farklı bölgelerinde ortaya çıkmasına neden olacaktır. Barış yanlısı olmak huzurlu bir dünyanın yegane çaresidir. Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaların kazananı değil yalnızca kalabalık bir kaybedenler kulübü olacaktır.
Buğday ithalatımızın yüzde 87'si Rusya ve Ukrayna'dan sağlanmaktadır. Savaşın sürmesi, uzaması ticaret kanallarını kapatacak, ülke ekonomilerini coronadan sonra öngörülmesi çok zor olan şiddetli bir turbülansa sokacak.
"YAĞ STOKLARININ TÜKENDİĞİ İDDİALARI BÜTÜNÜYLE YALANDIR"
İstanbul ve Ankara'daki marketlerde ilkel görüntüler herkesin, yüreğini sızlatmıştır. Sosyal medya üzerinden provakasyon rüzgarı estirilmiştir. Yağ fiyatlarının zamlanacağı, stokların ise tükendiği iddia edilmiştir. Tarım ve Orman Bakanlığı bu kuyruklu yalanı tekzip etmiş olsa da insanlarımız birbirine girmiştir.
Yağ ihtiyacının bir bölümünün ithalat yöntemiyle karşılandığı bilinen bir gerçektir. Bitkisel yağ arzında herhangi bir sorun yaşanmaması maksadıyla gerekli tedbirlerin alındığı Bakanlık tarafından açıklanmıştır. Ülkemizde bir ya da bir buçuk aylık tüketime yetecek ay çiçek tohumu ya da yağı kaldığı iddiaları bütünüyle yalandır. Sanal yağ krizinin orkestra şefi yine CHP olmuştur.
Bugün ki CHP varken, biliniz ki düşmana gerek yoktur. Bugün ki CHP vaziyet almışken, milli güvenliğimizin, milli ekonomimizin dış kaynaklı saldırı ve suikastlere uğramasına gerek yoktur.
"YAĞ KUYRUKLARI OLUŞMASINA KİM SEBEP OLDUYSA CEZALANDIRILMALI"
Talebi kamçılayarak ayçiçek yağının fiyat artışını tetikleyen fırsatçılar rafların boşalması ile birlikte internette oluşan kara borsada sanki altın satar gibi yağ satanlar, onurlarını da satmışlardır. 5 litrelik yağın fiyatı bir gün içinde 150 lira sınırına dayanmıştır.
Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Hamdolsun yağımız da var, unumuz da var tuzumuz da var.
Fırsatçıların fesat yuvalarının, kara borsa şebekelerinin üstlerine gitmeliyiz. Toplumsal huzura kast etmeyi hedefleyen mihrapları, yağ bağlamış doymaz kursaklarıyla hesaba çekmeli, burunlarından fitil fitil getirmeliyiz. Marketlerde yağ kuyrukları oluşmasına kim sebep olduysa, bunlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Yağdan yeni bir kriz konusu çıkarmanın hesabını vereceksiniz.
Ukrayna'daki savaş çok kutuplu dünyanın cümle kapısıdır. İkinci Dünya savaşı sonrası kurulan dünya düzeni çatırdamaktadır.
"'NATO OLMASAYDI TÜRKİYE BÖLÜNÜRDÜ' DEMEK HEZEYANDIR"
Tam bağımsızlıktan başka ikinci bir tercihimiz kesinlikle mümkün değildir. Kars, Ardahan, Erzurum Türk'tür. Vatan topraklarımızda kuşku uyandırmak kötülüğün, en kötüsüdür. Dalımızı kıranın, ağacını kökten sökeriz. Dikkatleri Ukrayna'dan Türkiye'ye çevirme gayesi taşıyanlar ya gafletin ya ihanetin içindedir.
NATO olmasaydı Türkiye bölünürdü demek, ABD'ye kurşun askerlik yapanların hüsranlar çerçevelenmiş hezeyanıdır. 1952'ye kadar NATO mu vardı? NATO olmasaydı Türkiye bölünürdü demek Türk milletine hakarettir.”