Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.
Arzu edilen ve insanlığı aynı şekilde ilgilendirecek gündem değişikliğinin henüz gerçekleşmediğini vurgulayan Koca, "Şu ana dek, yaklaşık 33 milyon insana virüs bulaştı, bir milyonu aşkın ölüm gerçekleşti. Avrupa'da vaka sayılarında artış var. Dünya Sağlık Örgütü, salgında hayatını kaybedecek insan sayısının 2 milyonu bulabileceğini ileri sürüyor." bilgisini verdi.
Koca, kendisinin de zaman zaman paylaştığı, bir anlamda küresel ölçekli koronavirüs tablosu verilerinin, devletlerin Dünya Sağlık Örgütüne yaptığı resmi beyanlarını esas aldığını belirterek, söz konusu sayıların tespit edilmiş olanları içerdiğini söyledi.
Dünyanın vaka tespitinde yeterince atak ve kararlı, hatta istekli olmadığını ifade eden Koca, "Böyle olunca, salgına karşı gerekli ataklığı gösterenler aleyhine sonuçlar çıkarılabilecektir. Dünya nüfusunun bu denli hareketli olduğu bir çağda yaşanan bir salgında endişe verici olan, tespit edilen vakalar değildir. Endişe verici olan, vaka tespit edilmemesidir. Salgında gözle görülmeyen her risk, izole edilmiş riskten çok daha fazla korkutucudur." uyarısında bulundu.
Bakan Koca, sözlerine şöyle devam etti:
"Aziz vatandaşlarım, eğer aziz ülkemiz hakkında şu veya bu spekülasyon varsa, konuya böyle bakmalısınız. Amacı hastalıkla etkin mücadele olan vakaya ulaşır. İlerlemiş vakanın müracaatını beklemez. Salgını, bir nevi doğal seyrine bırakmak ve sadece aşıya odaklanmak yerine, mücadeleyi günü gününe verir. Bunun örneği işte Türkiye'dir.
Bu dönemde sosyal davranışlarımız değiştiği gibi ruh durumlarımız, psikolojilerimiz de değişti. Bazı konularda fikir birliğine daha kolay ulaşıyoruz, bazı konularda fikir birliğine ulaşmakta zorlanıyoruz. Belirsizlik karşısında toplumda endişe, tartışmalı bir hava olması olağandır. Bunun aşılabilir düzeyde tutulması, birlik ve beraberlik ruhuna zarar vermemesi önemlidir. Herkes bir yorum, bir sorun ileri sürebilir, başka kaygılar ortaya koyabilir. Bu noktada unutulmaması gereken, toplumun ortak bir meselesini ele aldığımız, bunu yaparken de toplumun görünen veya çıplak gözle görülmeyen çıkarlarını korumamız gerektiği gerçeğidir. Yapılan eleştirilerde pergelin bir ayağı bu noktada olmalıdır. Pergelin bir ayağı buradaysa diğer ayak istediği kadar geniş daire çizebilir."
"Birçok yerde yaklaşık yarı yarıya bir düşüş sağladık"
Bakan Koca, bazı iddialara da cevap vereceğini ifade ederek bu iddiaların sağlık çalışanlarının tepeden tırnağa ter döktüğü, test sayılarının arttığı, vakaların temaslıları için seferber olduğu, salgınla mücadelede yerel tedbirlerin devreye sokulduğu, il il dolaşmaya başlanılan bir dönemde ileri sürüldüğü değerlendirmesinde bulundu.
Koca, şunları kaydetti:
"Herkes biliyor ki virüsün son tırmanışından sonra birçok yerde yaklaşık yarı yarıya bir düşüş sağladık. Aşı için önümüzde 2-3 aylık zaman kaldığı da düşünülürse tünelin ucu ve ışık göründü. Bazıları bu tünelden, emek vermeden, sırf konuşarak başarılı çıkmak istiyor ve hazır alaca karanlıktayken yarın unutulacak bazı iddialar ileri sürüyor. Bu yolun emekçilerinin cevap hakkı vardır. Bu, tedbirlere uyan ve devletine net güven duyanların da hakkıdır.
Onlar adına konuşacağım. Her şeyden önce kelimeleri yerli yerinde kullanmak gerekir. Salgınla birlikte hayatımıza giren bazı kelimeler oldu. Aşı konusunda katedilen yol, bu kelimelerde bazı değişikliklere yol açtı. Artık dalgalardan, piklerden değil, tedaviden, bağışıklıktan bahsediyoruz. Testten ve vakadan bahsederken, şimdi daha çok taşıyıcıdan, hastadan, ağır hastadan söz ediyoruz.
Şunu bilmemiz gerekiyor. Her vaka hasta değildir. Çünkü testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenler var ve büyük çoğunluğu bunlar oluşturuyor. İz sürücüler olan filyasyon ekiplerimiz ağırlıkla bunları tespit ediyor. Bu kişilere asemptomatik pozitifler diyoruz. Bunların salgın açısından önemi, bulaştırıcı yani taşıyıcı olmalarıdır. Eğer tespit ve izole edilmezlerse, salgının büyümesine yol açarlar. Gerekli destekle izole edildiklerinde, bu kişilerin testi, ortalama 1 hafta sonra zaten negatif çıkmaktadır."
"Test sonucu pozitif çıkanların her biri bir vakadır"
Söz konusu şartlar yerine getirildiği için bu gruptakilerin salgın açısından artık birinci derece önemi olmadığını dile getiren Koca, "Bu durum, salgının rutini olmuştur. Asemptomatik koronavirüs pozitifleri, sürecin birinci dereceden sorunu görmek, salgına bakışta hala mart ayında kalmış olmak demektir. Küresel ölçekte geçerli bakış açısı da budur. Yukarıdaki açıklığa ilave olarak, basitçe bilmemiz gereken diğer şey, semptom gösteren kişinin taşıyıcı olduğu gerçeğidir." ifadelerini kullandı.
Koca, sözlerine şöyle devam etti:
"Salgının ilerlemiş aylarında, sayıca biriken ve salgınla mücadelede önem arz eden kişiler, hastalar bunlar arasından çıkmaktadır. Artış gösteren hasta sayısına karşı, öne çıkan konumuz, sağlık sisteminin gücünü korumasıdır. Her gün açıklanan ve üzerinde durduğumuz 'Yeni Hasta Sayısı' asıl dikkat konusu olmalıdır.
O halde durumun özü şudur. Test sonucu pozitif çıkanların her biri bir vakadır. Bunların büyük kısmı belirti göstermeyen taşıyıcılardır. Kalan kısmı ise hastalık bulgusu olup tedavi altına alınan hastalardır. Bir kısmını evde, önemli bir kısmını da hastanede takip ve tedavi ediyoruz. Hastanede tedavi altına aldıklarımızı ayrıca yatan hasta olarak raporluyoruz."
"Kayıplarımıza saygı gösterin"
Ağır hasta tanımını da yapan Koca, "Kovid-19'un viral solunum yolu enfeksiyonu olmanın ötesine geçip, sistemik hastalık halini alması ve hastayı dış desteğe ihtiyaç duyar hale getirmesi durumunda, hastayı 'ağır hasta' olarak tanımlıyoruz. Kan oksijen düzeyi belli düzeyin altında olan veya entübe edilen hastalarımızı bu şekilde rapor ediyoruz." dedi.
Koca, belirtisi ister olsun ister olmasın, testi pozitif çıkmış herkesi ifade eden vaka kelimesi ile hasta kelimesinin anlamının aynı olmadığının altını çizdi. Hastayla ağır hasta arasındaki farkın açık olduğunu dile getiren Koca, şu açıklamalarda bulundu:
"Sahadaki mücadele ile hastanedeki mücadele de artık kısmen ayrıdır. Salgının altıncı ayında öne geçen, sağlık sisteminin kendisidir. Bunlar anlaşıldığı zaman her şey önem sırasında yerini bulur.
İkinci ve son derece önemli bir konumuz var. Bu konu, ahlakın, üzerinde spekülasyon yapmayı men ettiği bir konudur. Ölüm sayıları hakkında ilginç iddialar var. Bu konudan bir tartışma galibiyeti bekleyenlere sesleniyorum. Sayısal bir galibiyet arıyorsanız, lütfen ruhaniyeti çiğnemeyin. Kayıplarımıza saygı gösterin. Ölüm sayılarıyla skor arayışında olanlar, sayıları gerçeğinden yüksek göstermeye çalışanlar nerede dayanak arıyor?"