Bakan Kurum, NTV canlı yayınında Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Projesi'ne yönelik yaptığı açıklamada, Türkiye'de atık su arıtma tesislerinden yararlanma oranının yüzde 1,2 olduğunu, bu oranı yüzde 5'e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Gelişmiş ülkelerin arıtma tesislerini ileri biyolojik arıtma tesisi haline getirerek kullanma suyu kalitesinde su aldıklarına işaret eden Kurum, "Çevre konusu siyasi bir konu değildir, siyasi malzeme yapılacak bir konu değildir. Büyükşehir Belediye Başkanı'nın açıklaması ve almış olduğu karar kesinlikle talihsiz bir karardır. Bu zihniyet yapmama, ötekileştirme, yapılanı eleştirme ve yapmama üzerinden prim yapma zihniyetiyle aynıdır." diye konuştu.
- "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız talihsiz bir açıklama yaptı"
Kurum, Türkiye'de 2002'de nüfusun yüzde 35'ine atık su arıtma hizmeti verilirken bu oranın yüzde 87'ye ulaştığını belirterek, "1994 yılında İstanbul'da sadece nüfusun yüzde 9'una arıtma hizmeti veriliyordu, şu an İstanbul'da 84 arıtma tesisi ile nüfusun yüzde 99'una atık su arıtma hizmeti veriliyor." bilgisini verdi.
Marmara Denizi'ni kirlilikten korumak için atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtma tesisi haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Kurum, şunları kaydetti:
"Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Projesi'yle hem Haliç'e su getirecektik hem de İstanbul'un beşte birini, yaklaşık 3 milyon vatandaşımızı ilgilendiren bir ileri biyolojik arıtma tesisine kavuşacaktık. Oradan arıttığımız suları yine Haliç'e deşarj edecektik ve Haliç'in nefes almasını sağlayacaktık, balıklarımızı yaşatacaktık, oranın temizlenmesine meydan verecek projeyi hayata geçirecektik. Tüm dünya ileri biyolojik arıtma tesisine geçerken bizim Büyükşehir Belediye Başkanımız, 'Bu bir israf projesidir, bu projenin yapılmasının hiçbir gereği yoktur' gibi çok talihsiz bir açıklama yaptı. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Ülkemizi, şehirlerimizi, 16 milyon İstanbulluyu, 82 milyon vatandaşımızı ilgilendiren, yaşam kalitesini yükselten projeleri yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz.
Belediyelerimizde üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmek durumundadır ve bunun takibini de biz tüm Türkiye tüm İstanbullular adına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak yapacağız. 16 milyon İstanbulluyu, tüm Türkiye'yi ilgilendiren bir proje yapılması gerekirken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı çıkıp diyecek ki 'Bu bir israf projesidir'... 1,5 milyardan bahsediyor... Bu işin ne müteahhidi belli ne yer teslimi yapılmış ne buna ilişkin bir adım atılmış. Yaklaşık bir maliyete baktığınızda 630 milyon. İller Bankası Genel Müdürlüğümüzle, Bakanlığımız bünyesinde İstanbullumuzun, Türkiye'deki vatandaşlarımızın neye ihtiyacı varsa biz Bakanlık olarak gideceğiz gerekirse resen bu işleri yapacağız. Çevremizin, doğamızın kirlenmesine müsaade etmeyeceğiz. Haliç'in o eski Haliç haline getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. İstanbul'da yeniden çöp dağları olmasına müsaade etmeyeceğiz. Bununla ilgili atılması gereken adımlar neyse bunları da kararlılıkla atacağız."