'Birileri, iki NATO üyesi ülkenin birbirine ateş etmesini istiyor'

Uluslararası ilişkiler ve güvenlik uzmanları, Barış Pınarı Harekatı'nda terör mevzilerine yapılan atışların "ABD gözlem noktası hedef alındı" şeklinde yansıtılmasını, Türkiye ile ABD'yi karşı karşıya getirme çabası olarak yorumladı.

Türkiye ile ABD'yi karşı karşıya getirecek bir psikolojik harekat başlatıldığını belirten uluslararası ilişkiler ve güvenlik uzmanları, Barış Pınarı Harekatı'nın sona ermesi için bazı provokatif eylemlerin yapılabileceğine ve bunun gerçeği yansıtmayan haberlerle dünya kamuoyuna duyurulabileceğine dikkati çekti.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye Milli Ordusu ile başlattığı Barış Pınarı Harekatı başarıyla devam ederken, harekat sahasında yaşanan gelişmelere ilişkin zaman zaman manipülatif iddialar paylaşılıyor. ABD gözlem noktasının yaklaşık 1000 metre güney batısındaki tepelerden Suruç'un güneyindeki sınır karakollarına dün akşam yapılan tacizin ardından meşru müdafaa kapsamında terör mevzilerinin ateş altına alınması, dünya kamuoyuna ABD'nin gözlem noktasının hedef alındığı şeklinde yansıtılmaya çalışıldı. Milli Savunma Bakanlığı ise ABD ve koalisyon askerinin vurulmasının kesinlikle söz konusu olmadığını bildirdi.

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, ABD gözlem noktasının vurulduğu şeklinde çıkan asılsız haberlere ilişkin olarak AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Barış Pınarı Harekatı kapsamında Türkiye'nin bölgeyi notamladığını ve bu sebeple Amerikalı asker veya paramiliter kuvvetlerin bölgede bulunmaması gerektiğini söyledi.

İkili mutabakat gereği güvenli bölge içerisinde Akçakale'de karargah olduğunu ve burada ABD'nin de general seviyesinde askeri olduğunu hatırlatan Caşın, "Türkiye isteseydi vururdu ama Türkiye Amerika'nın düşmanı değil. Bir defa ikimiz de NATO müttefikiyiz. Bu tür sabotajlar bence Türkiye'nin Silahlı Kuvvetlerini frenlemek için yapılıyor." ifadesini kullandı.

Caşın, harekat boyunca yapılması muhtemel provokasyonlara dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Pentagon'un içinde, Türkiye'nin harekatına destek veren Başkan Trump'ı ve bazı komutanları dinlemeyen askerler bulunuyor. Aslında bu Amerikan ordusunun bir suçu. Yani askeri ceza kanununa göre Amerikan ordusunun kendi subayını orada cezalandırması lazım. Askeri ceza kanununda bir askerin emre itaatsizlik edip ateş sahasına girmesi isyandır."

Amerikan askerlerinin bölgede bulunmasının uluslararası ceza hukuku açısından da suç olduğunu vurgulayan Caşın, "Türkiye açık açık 'Buradan çekilin.' diye söyledi. Amerikan Savunma ve Dışişleri Bakanlığı da 'Geri çekileceğiz' diye teyitte bulundu. Ne arıyorsun orada? Biz Amerikalıların notamladığı bölgeye giriyor muyuz? Hayır." değerlendirmesinde bulundu.

"Etnik temizlik yapan İsrail'in kendisidir"

Milli Savunma Bakanlığının, ABD'nin gözlem noktasına herhangi bir saldırı olmadığına dair açıklamasını hatırlatan Caşın, "Birileri, iki NATO üyesi ülkenin birbirine ateş etmesini istiyor. Burada en büyük tehlike, YPG/PKK'ya verilen tanksavar silahları ve paralı askerlerin, örgütün elbiselerini giyip onların arasına karışmalarıdır. Biliyoruz ki PKK bu silahları kullanacak kadar düzenli bir ordu disiplinine sahip değil." diye konuştu.

Caşın, ilerleyen günlerde benzer sabotajları beklediğinin altını çizerek, "Uçaklarımıza veya tanklarımıza taarruzlar olabilir ve bunu bir başkasının üzerine atabilirler. İsrail uçakları Türkiye'ye karşı gizli bir harekat yapabilir." dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, "İsrail, insani yardımları Kürt halkına yaymaya hazır." şeklinde açıklama yaptığını hatırlatan Caşın, "Bu insani yardımdan kastı ne acaba? Bunlara silah mı verecek? Maalesef bunu etnik temizlik olarak niteliyor. Etnik temizlik yapan İsrail'in kendisidir. Oğlu da "Yaşasın Kürdistan" diye bağırdı." ifadesini kullandı.

"Tamamen provokasyon"

Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan da YPG/PKK'lı teröristlerin, ABD'nin, Suriye'nin kuzeyindeki gözlem noktalarına yakın yerlerden Türkiye tarafına saldırı düzenlediğine dikkati çekti.

Terör örgütünün saldırı noktasını bilinçli olarak seçtiğini ifade eden Erhan, "Bunu yapmalarının tek sebebi var. Orada Amerikan gözlem noktalarının Türkler tarafından hedef alındığı imajını yaratmaya çalışıyorlar." tespitinde bulundu.

ABD gözlem noktasına atış yapıldığı şeklinde çıkan haberlerin provokasyon amaçlı olduğunu kaydeden Erhan, şunları söyledi:

"Burada Amerikalıların çok hassas olması gerekiyor. Bu, Türkiye ile ABD arasındaki mutabakat sonucunda başlatılan bir operasyon. Bütün bu harekat sahasından askerlerinin çekildiğini bildirmişlerdi ama şimdi Amerika'nın, o harekat sahasının içinde kalıp koordinatlarını Türklerle paylaşmış oldukları noktalara yakın yerlerden YPG/PKK'nın saldırı yapmasını da engellemesi gerekiyor. Bu tamamen bir provokasyon. Amerikan tarafı da resmi düzeyde yapılan açıklamada kendilerine yönelik bir saldırı olmadığını açıkladı."

YPG/PKK'nın benzer eylemleri Türkiye'nin gözlem noktalarına dönük olarak İdlib'de de yaptığını hatırlatan Erhan, bu girişimlerin tekrar etme ihtimali olduğunun altını çizdi.

"İki büyük manevra yapıyorlar"

Güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar ise harekat öncesinde YPG/PKK'nın, Türk-Amerikan ilişkilerini zora sokacak manevralar yapabileceği uyarısında bulunduğunu hatırlattı.

Harekatı sekteye uğratmak isteyenlerin, ABD Başkanı Trump ve Amerikan kamuoyunun hassas noktalarını iyi bildiğini belirten Yarar, sözlerine şöyle devam etti:

"İki büyük manevra yapıyorlar. Bunlardan birincisi şu; Türkiye ile Amerika'yı karşı karşıya getirecek ve bu olayı bir Türk-Kürt çatışması gibi göstermeye çalışan sosyal medya oyunlarını biliyorlar. İkincisi; Türkiye, Amerikan askerlerine bilerek saldırıyormuş imajı yaratacak olan birçok şeyi yapıyorlar. Bunu satın almaya çalışan insanlar var, Amerikan kamuoyunda da var. Türkiye başından beri bu işin yaşanmaması için koordinatlar alıyor. Amerikalılarla beraber hedefler konusunda gerekirse yeniden teyit alıyor."

YPG/PKK'nın harekat alanını genişleterek dünya kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştığını dile getiren Yarar, "Buradaki tek sorun Türk kamuoyunun bilgilendirilmesi değil. Burada yapılması gereken önemli şeylerden birisi de sosyal medya ve basın üzerinden yurt dışına gerekli dillerde yeteri kadar bilginin geçilmesidir. Aynı Afrin harekatında olduğunu gibi." değerlendirmesinde bulundu.

"Hem öldürdüler hem de üzerinden ağladılar"

Terör ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar ise dünyanın önemli haber ajanslarından birinin, Amerikan askerlerinin Tel Abyad'da devriye yaptığı şeklinde haber geçtiğini ancak aslında Amerikalıların bölgede olmadığını söyledi.

Akçakale ve Nusaybin'de sivillere yönelik saldırılar düzenlendiğine işaret eden Ağar, "Kürtler için ortaya çıktığını ifade eden bir örgüt, Kürtleri ve Arapları vurdu. Sonra dediler ki 'Bunları Türkiye vurdu.' Hem öldürdüler hem de üzerinden ağladılar." diye konuştu.

Türkiye'nin, ABD gözlem noktası yakınındaki YPG/PKK'lı teröristleri vurduğuna dikkati çeken Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"ABD'nin eski DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, olaydan hemen sonra tweet atarak 'Türkiye özellikle vurdu' dedi. Belli ki Türkiye ile ABD'yi karşı karşıya getirmek isteyen birileri var. O birileri hem sahanın içerisinden hem de sahanın dışından Amerikan aklını etkilemeye çalışıyorlar. Yani Türkiye ile ABD'yi karşı karşıya getirecek bir kirli harekat, kamu diplomasisi ve psikolojik harekat yapıyorlar. Böyle bir risk fotoğrafı kendisini göstermiş durumda."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri