BM 75. Genel Kurul Görüşmelerinin açılışında konuşan Bozkır, bu yıl bu salondaki görüşmeleri yeni bir formatta icra etmek mecburiyetinde kaldıklarını, liderlerin şahsen katılım sağlayamadığını ve toplantı marjında ikili görüşmeler gerçekleştiremediklerini söyledi.
Hükümet dışı kuruluşların katılımından faydalanma imkanlarının da sınırlı olacağını ancak buna rağmen, BM çalışmalarına duyulan ihtiyacın her zamankinden daha fazla olduğunu belirten Bozkır, Kovid-19 salgınının, bu toplantıya fiziken tam kadro katılıma imkan tanımamanın ötesinde çok daha fazla olumsuzluğa neden olduğunu aktardı.
Sağlık sistemlerinin sınırlarının zorlandığını, eğitim faaliyetlerindeki kesintilerin ortak geleceği tehlikeye attığını vurgulayan Bozkır, "En fazla yardıma ihtiyaç duyanlar, en büyük zararı görüyor. Mülteci ve göçmenlerin yaşadığı zorluklar, şimdi daha da kötü bir hal aldı.'' diye konuştu.
Bozkır, kadınlar ve kız çocuklarının, cinsiyet temelli şiddet ve suistimal tehlikesine karşı daha savunmasız durumda bulunduğuna dikkati çekerek "Çocuklarımızın karşı karşıya bulunduğu, çocuk işçiliği, çocuk evliliği ve çocuk ticareti tehdidi arttı.'' değerlendirmesinde bulundu.
Yabancı düşmanlığı, ırkçılık, etnik ve dini temellere dayanan ayrımcılığın yükselişe geçtiğini, dini grupların mensuplarına ve ibadet mekanlarına yönelik şiddet olaylarında artış yaşandığını kaydeden Bozkır, ''Salgından ve salgının tetiklediği tüm bu olumsuz gelişmelerden zarar gören her bir bireyin acısını paylaşıyor ve kendileriyle dayanışma içinde olduğumu buradan bir kez daha ifade ediyorum.'' şeklinde konuştu.
Bozkır, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İnsanlık olarak, bu derece yakınımızda olan ve hepimizi etkileyen bir tehditle ilk defa karşı karşıya geliyoruz. Bugün, farklılıklarımızı ve anlaşmazlıklarımızı bir kenara bırakmak mecburiyetindeyiz. Bugün çok taraflılığa yönelik ortak bağlılığımızı yinelemek zorundayız. Bugün, bu küresel sorunu çözmek için çabalarımızı birleştirmek ve hiçbir ihtiyaç sahibinin, bu gayretlerimizin yaratacağı imkanlardan yararlanamaz durumda kalmamasını temin etmek mecburiyetindeyiz. Birleşmiş Milletler olarak bunu başarabiliriz.''
Sistemi doğru biçimde kullanarak salgının üstesinden gelinebileceği, yenilikçi yöntemler geliştirilebileceği, sürdürülebilir, kapsayıcı ve daha adil bir dünya sağlanabileceğine dikkati çeken Bozkır, ''Ancak, bunu ülkelerin kendi başlarına gerçekleştirmeye çalışması, daha fazla can kaybına ve kaynaklarımızın heba olmasına yol açacaktır. Salgın, büyük ihtimalle önümüzdeki bir yıl boyunca çalışmalarımızı etkilemeyi sürdürecektir. Bu nedenle sorunla mücadelede, elimizdeki tüm imkanlardan sonuna kadar faydalanmalıyız.'' diye konuştu.
Uluslar arası sistemin hangi noktalarda başarısız olduğunun veya sürekli değişen zorluklara nerelerde yeterince adapte olamadığının ''dürüstçe'' ele alınması gerektiğini belirten Bozkır, ''Birleşmiş Milletlerin, kuruluş amacına hizmet edebilmesi ve arzuladığımız geleceğe ulaşmada üzerine düşen rolü oynayabilmesi için, gerekli reformları hayata geçirmemiz önem arz ediyor.'' ifadesini kullandı.
Bozkır ayrıca, Birleşmiş Milletlerin 75. kuruluş yıl dönümünde, çok taraflılığa bağlılığın yinelenerek güçlendirilmesi çağrısı yaptı.