İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde kapalı yapılan duruşmada, firari sanık Can Dündar'ı, avukatları Bahri Bayram Belen, Tora Pekin ve Abbas Yalçın temsil etti.
Duruşmada müdahillerden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları ile MİT Müsteşarlığı avukatları da hazır bulundu.
Sanık avukatlarının, hükmedilecek ceza miktarı nedeniyle bozma ilamına karşı müvekkillerinin beyanının alınmasından sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiğini belirterek itirazda bulundukları, ayrıca mahkeme heyetinin tamamını reddettiği öğrenildi.
Mahkeme heyeti, sanığın en baştan beri "siyasal veya askeri casusluk" suçundan savunmasının alındığını belirterek, yurt dışında olan ve kaçak sayılan sanığın Türkiye'ye gelerek bozma kararına dair beyanları alınamasa da avukatının bu konuda beyanda bulunduğunu hatırlattı.
Bu gerekçelerle sanık avukatlarının "sanığın savunması alındıktan sonra yargılamaya devam edilmesi" talebini reddeden mahkeme, heyetinin tamamının reddi talebini de, yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle geri çevirdi.
Devam eden duruşmada sanık ve müdahil avukatları ile savcının görüşünün alındığı öğrenildi.
Mahkeme heyeti, sanık avukatına, heyetin reddi isteminin geri çevrilmesi kararına itirazını yazılı olarak sunması için 7 günlük süre vererek, dilekçenin sunulması halinde itirazın bir üst mahkeme olan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderileceğini belirtti.
Mahkeme, bu süre içerisinde itirazın sunulmaması halinde yargılamaya devam edileceği hususunda sanık avukatlarına sözlü ihtarda bulunarak, duruşmayı 23 Aralık'a erteledi.
- Mütalaada 35 yıla kadar hapsi istenmişti
İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan mütalaada, sanığın yargılama ilişkin devlet sırrı niteliğindeki bilgileri temin edip basın yoluyla yayarak FETÖ-PDY silahlı terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti, siyasal iktidar ve MİT Başkanlığına yönelik amaçlarına hizmet ettiği belirtilerek, bu amaçla yargılamaya konu haberleri yapıp üzerine atılı suçları işlediği ifade edilmişti.
Savcılık mütalaasında, firari sanık Can Dündar'ın, "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar, "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan da 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
- Davanın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve eski Ankara Temsilcisi Erdem Gül, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak" ile ''silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlarından tutuklanmıştı.
Başsavcılıkça hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonunda Dündar ve Gül hakkındaki kararını, 6 Mayıs 2016'da açıklamış ve "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" suçundan Dündar'ı 5 yıl 10 ay, Gül'ü ise 5 yıl hapisle cezalandırmıştı.
Dündar ve Gül hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan beraat hükmü kuran heyet, "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan ise dosyayı ayırmıştı.
Yargılanma sürecinde Başsavcılık, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında başlattığı soruşturma kapsamında da iddianame hazırlamıştı.
Sanık Berberoğlu'na açılan davanın 21 Eylül 2016 tarihli ilk duruşmasında, dosyanın aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğu gerekçesiyle Dündar ve Gül'ün yargılandığı dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmişti. Berberoğlu, 14 Haziran 2017'deki duruşmada 25 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve tutuklanmıştı. Bu arada, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi Berberoğlu'na verilen 25 yıl hapis cezasına ilişkin hükmün bozulmasına karar vermişti. 2. Ceza Dairesi, 13 Şubat 2018 tarihli duruşmada, yeniden yargılamasını yaptığı Enis Berberoğlu'na 5 yıl 10 ay hapis cezası verilmesine hükmetmişti.
Mahkeme heyeti ayrıca, "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan ise Berberoğlu, Can Dündar ve Erdem Gül'ün dosyalarını ayırmıştı. Yurt dışına gittiği belirlenen ve duruşmalara katılmayan Can Dündar hakkında 2 Nisan 2018'de gıyabi tutuklama kararı ve kırmızı bülten çıkarılmasına karar verilmişti.
Dündar ve Gül'ün, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçlarından verilen hapis cezası kararlarının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yargılanmalarına yeniden başlanmıştı.
Bu kapsamda 7 Mayıs 2018'deki duruşmada mahkeme, Erdem Gül'ün yargılandığı dava dosyasının ayrılmasına hükmetmiş ve Erdem Gül daha sonra beraat etmişti.
Ayrılma kararları sonrasında Can Dündar'ın bu mahkemede yargılanmasına devam ediliyor.