Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Son Kabine Toplantısından bu güne, her anlarını ülke ve millet için eser ve hizmetlerle dolu bir şekilde geçirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'yi dünyada gururla temsil eden yurt dışı müteahhitlerle 24 Ağustos'ta bir araya gelerek başarı ödüllerini takdim ettiklerini hatırlattı.
Anadolu'daki sarsılmaz kale Ahlat'ı tarihi önemine ve ecdadın mirasına yakışır bir şekilde yeniden ihya ettiklerini vurgulayan Erdoğan, bu amaçla 25 Ağustos'ta Ahlat'ta çeşitli programlara katıldıklarını aktardı.
Erdoğan, "Malazgirt Zaferi'nin 951. yıl dönümünü, Sultan Alparslan ve ordusunun cuma namazı kıldığı yerde, 26 Ağustos günü bir kez daha coşkuyla kutladık. Daha sonraki günlerde milli mücadelemizin dönüm noktasını teşkil eden Büyük Taarruz'un başladığı ve zafere ulaştığı Kütahya'da, Afyonkarahisar'da vatandaşlarımızla kucaklaştık. Büyük Taarruz'un 100. yılı vesilesiyle ordularımızın başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadele kahramanlarımızı bizzat yerinde yad ettik. Bununla kalmadık, Kütahya ve Afyonkarahisar şehirlerimize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin toplu açılışını yaparak zaferin 100. yılını daha da anlamlı hale getirdik." şeklinde konuştu.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Ankara'da bir dizi program gerçekleştirdiklerini, bu programlarda diğer davetlilerin yanı sıra Milli Mücadele kahramanlarının yakınlarıyla da bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 30 Ağustos konserinin, büyük zaferin 100. yılının şanına yakışır bir program olduğuna inanıyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı gün Milli Savunma Üniversitesinin Kara Harp Okulundaki diploma ve sancak devir teslim törenlerinde, ordunun saflarına yeni katılan teğmenlerin heyecanına ortak olduklarını, ertesi gün de İstanbul'da Deniz ve Hava Harp Okullarının diploma ve sancak devir teslim törenlerine iştirak ettiklerini hatırlattı.
"Yunanistan dengemiz olmadığı için muhatabımız da değildir"
Erdoğan, "Bu vesileyle bir kez daha son dönemde ülkemize yönelik tacizlerini ve terbiyesizliklerini arttıran Yunanistan'la ilgili olarak şu hatırlatmayı yapmak istiyorum, Yunanistan ne siyasi ne ekonomik ne askeri bakımdan bizim dengemiz olmadığı için muhatabımız da değildir." açıklamasını yaptı.
Her yıl olduğu gibi 1 Eylül'de Adli Yıl Açılış Töreni'ni gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Adli Yıl Açılış Töreninde, geçmişten bugüne adalet arayışımızı, bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz çalışmaları, ayrıca gelecekte hayata geçirmeyi planladığımız yenilikleri yargı mensuplarımızla paylaştık. Geçtiğimiz cumartesi günü Samsun'da, beşincisi düzenlenen TEKNOFEST'in Karadeniz ayağında gençlerimizle bir araya geldik. Artık sınırlarımızı aşıp bir dünya markası haline dönüşen TEKNOFEST'te gençlerimizin bilgisine, kabiliyetine, çalışkanlığına, azmine her şahit oluşumuzda geleceğimize güvenimiz de artıyor."
Yurt dışı ziyaretleri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yarın Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'ı kapsayan bir Balkan gezisine çıkacağını belirterek, "Son dönemde gerginliklerin arttığı bu coğrafyada barışın, huzurun, kalkınmanın, hakkaniyetin temsilcisi Türkiye olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeyi sürdürüyoruz." dedi.
Gelecek hafta Özbekistan'da Şanghay Beşlisi'nin toplantısına iştirak ederek, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini orta ve doğu Asya coğrafyalarında geliştirmenin yollarını arayacaklarını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir sonraki hafta da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılarak, hem dünya ve bölge gündemine dair görüşlerimizi dile getirecek hem de çok sayıda toplantı ve görüşme yapacağız. Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada artan gücü, etkisi ve sorumlulukları bize ufkumuzu sürekli genişletmemiz, ilişkilerimizi çeşitlendirmemiz, fırsatları değerlendirmemiz gerektiğini söylüyor. Bunun için hem ülke içinde siyasetten ekonomiye, her alanda hedeflerimize sıkı sarılmamız hem de küresel gelişmeleri kendi lehimize yönlendirmemiz gerekiyor.
Gece gündüz demeden böylesine yoğun programlarla koşturmanın tek sebebi Türkiye ve Türk milleti olarak işte bu tarihi fırsatı en üst düzeyde kullanabilmektir. Her fırsatta altını çizerek tekrar ettiğimiz gibi Türkiye güçlü olmak, gücünü sürekli artırmak mecburiyetindedir. Aksi takdirde ülkemizi, çevremizde sayısız örneğini gördüğümüz felaketlerin içine sürüklemek isteyenlere fırsat vermiş oluruz. Siyasetçisinden sokaktaki vatandaşına kadar kendini bu ülkenin bir ferdi olarak gören herkesin de bu anlayışla hareket etmesini bekliyoruz."
2022 ikinci çeyrek büyüme rakamları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta açıklanan 2022 ikinci çeyrek büyüme rakamlarının, Türk ekonomisinin yükselişine devam ettiğini gösterdiğini vurgulayarak, bunun kendi kendine ortaya çıkan bir başarı olmadığını belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu tablo, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyüme esasına dayanan Türkiye Ekonomi Programımıza uygun şekilde yolumuza devam ettiğimizin işaretidir. Salgın döneminde herkes içine kapanırken biz üretim çarklarının dönmeye devam etmesini, istihdamın korunmasını, ihracatın artırılmasını hedef alan bir yaklaşımla hareket etmiştik. Her ne kadar o dönemde birileri bizi bu politikamızdan dolayı eleştirmiş olsa da geldiğimiz noktada ne kadar doğru bir karar verdiğimizi onlar dahi inkar edemiyor. Gelişmiş ülkelerin ekonomi politikalarını, klasik modelleri bir kenara bırakarak bizimkine benzer bir anlayışla değiştirmeye başlamaları da programımızın isabetini teyit eden bir diğer gelişmedir. Bizim mandacı iktisatçılar dediğimiz kesim bile artık eski görüşlerinde ısrar edemiyor. Sürekli bardağın boş tarafını göstererek de olsa farklı şeyler söylemeye çalışıyor. Büyüme rakamlarımızı işte bu fotoğraf içinde değerlendirmek gerekiyor.
Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,5 olan büyüme oranımız, ikinci çeyrekte yüzde 7,6 olarak gerçekleşmiştir. İkinci çeyrekteki büyüme oranımızla hem OECD hem de G20 içinde en yüksek büyüme kaydeden ikinci ülke konumundayız. Üstelik bu büyümeyi iç talep yanında dış talepteki güçlü artış da desteklemiştir. Dengeli büyümemizin içindeki makine teçhizat yatırımı harcamalarının ortalamanın neredeyse iki katı seviyesinde bir yere sahip olması, gelecekte daha ileri seviyelere ulaşma umudumuzu güçlendiriyor. Elbette bu büyüme oranına etrafımızda yaşanan güvenlik krizlerine, insani trajedilere, ülkemize yönelik pek çok haksız saldırıya rağmen ulaştığımızı da unutmamalıyız."
Kış mevsiminin yaklaşmasıyla Avrupa merkezli olarak başlayan ancak küresel etkilere sahip enerji krizinin derinleşme kaygısının, Türkiye'nin üretim ve ihracat potansiyelini daha da önemli hale getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık 251 milyar dolarlık ihracat seviyesine ulaşan Türkiye ekonomisinin, küresel mal ticaretinden aldığı payın da yüzde birin üzerine çıktığını söyledi.
Turizmde de hedeflerin üzerinde bir gerçekleşmeye doğru gidildiğini bildiren Erdoğan, "Sadece güney bölgelerimizde değil, ülkemizin her yerinde, otellerde, uçaklarda, turizm tesislerinde boş yer bulmanın neredeyse imkansız olduğu bir sezon geçiriyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, ithalattaki artışın ve dolayısıyla cari denge hedefindeki bozulmanın sebebinin ise enerji ve emtia fiyatlarındaki öngörülemez yükselişler olduğunu belirterek, "Nitekim yılın ilk 6 ayındaki cari işlemler dengemiz, enerji hariç bakıldığında 8,1 milyar dolar fazla vermektedir. Buna rağmen enerji dahil, cari fazla vermek için çalışmalarımızı artan bir hızla sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
Güvenlik krizleri başta olmak üzere küresel dengeleri bozan gelişmelerin normalleşmeye başlamasıyla bu sorunun da üstesinden gelineceğine inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yine bu çerçevede, ülkemizin enerji ihtiyacının, yerli, milli, sürdürülebilir kaynaklardan teminine yönelik çok sayıda projeyi hayata geçiriyoruz. Yeni programımızı istihdam merkezli oluşturduğumuzu her fırsatta vurguluyoruz. Son 2 yılda istihdamda net 5 milyon kişilik artışla toplam istihdamın tarihimizin en yüksek rakamı olan 31 milyon sınırına dayanmış olması, bu alandaki hedeflerimize de ulaştığımızın ispatıdır. Merkez Bankası rezervlerinden milli gelir hesaplarına kadar her alanda benzer olumlu gelişmeleri görmek mümkündür.
Vatandaşlarımıza yaptığımız, kendi paramız Türk lirasına güvenme ve sahip çıkma çağrımız, hamdolsun çok önemli bir karşılık bulmuştur. Kur Korumalı Mevduat Hesaplarına geçişe gösterilen ilgi sayesinde bir ara 239 milyar dolar seviyesine ulaşan vatandaşlarımızın yabancı para hesap tutarları geçtiğimiz ay sonu 212 milyar dolara kadar gerilemiştir. Borsamızın sürekli rekorlar kırması da sermaye piyasalarındaki güvenin ifadesidir."
"Pek çok tedbiri adım adım hayata geçireceğiz"
Tüm bu fotoğraf içinde enflasyonun hala en ciddi sorun olmayı sürdürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın her ülkesinin kendi ekonomik gerçekliğine göre son 40-50 yılda, eşi benzeri görülmemiş enflasyon tehditleriyle mücadele ettiğini söyledi.
Erdoğan, "Özellikle gelişmiş ülkeler, aldıkları tüm önlemlere rağmen henüz enflasyon sorununa çözüm bulabilmiş değiller. Türkiye olarak inşallah yılbaşından sonra ülkemizdeki enflasyonun hızlı bir şekilde inişine şahitlik edeceğiz. Önce 40'lı, ardından 30'lu, yıl sonuna doğru 20'li rakamlardaki enflasyonla ülkemizi bu tehdidin gölgesinden de çıkarmayı planlıyoruz." dedi.
Bu süreçte refah kaybı yaşayan dar ve orta gelir grubuna yönelik destekleyici çalışmaları arttırarak devam ettireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Asgari ücretten emekli ve memur maaşlarını yükseltmeye, sosyal yardım programlarını yeni bir anlayışla ele alarak, hakkaniyet ilkesine dayalı olarak tabanını genişletmeye kadar pek çok tedbiri adım adım hayata geçireceğiz." diye konuştu.
Erdoğan, Resmi Gazete'de dün yayımlanan Orta Vadeli Programın, enflasyonun düşürülmesi başta olmak üzere bu mücadelenin yol haritası olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanlığının koordinasyonunda, tüm bakanlıkların ve kurumların katılımıyla hazırlanan Orta Vadeli Programın, 2023 ve 2025 yılları arasındaki çalışmaların rehberi olacağını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Program döneminde ülkemizin kalkınma potansiyelini ve istihdamı arttıran yüksek katma değerli üretime öncelik veren, ihracat temelli sürdürülebilir büyümeyi hedef alan bir strateji uygulayacağız. Bu dönemde, hizmet gelirlerindeki, zaten yaşanmakta olan artışın düzenli şekilde sürmesini bekliyoruz. İhracatımızı, ülke ve ürün çeşitleriyle desteklemeyi sürdüreceğiz. İthalatı dengelemek için enerji dahil her alanda ülkemizin imkanlarını harekete geçirecek projelere öncelik vereceğiz. Hem finansal istikrarı hem fiyat istikrarını, program dönemi sonunda hedeflediğimiz seviyeye getirmek istiyoruz. İstihdamı daha da geliştirmek, gençlerimiz ve kadınlarımız başta olmak üzere çalışmak isteyen istisnasız herkese imkan sağlamak için aktif iş gücü politikalarını güçlendireceğiz. Elbette bu süreçte de geçmişten bugüne olduğu gibi bütçe disiplininden taviz vermeyeceğiz."
"Milli gelirimizi 1 trilyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, maliye politikalarını, kamu açıklarını azaltma ve bütçe dengelerini güçlendirme yönünde sürekli tahkim edeceklerini bildirdi.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında, çevre, sosyal ve ekonomik dönüşüm politikaları ile yeşil dönüşümün gerçekleştirilmesinin de Orta Vadeli Programın önemli unsurları arasında olduğunu anlatan Erdoğan, "Program sonunda milli gelirimizi 1 trilyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Esasen son 8-9 yıldır yaşadığımız saldırılar ve bunların kur, faiz, enflasyon, şer üçgeninde yürüyen ekonomik ayakları olmasaydı bugün milli gelirimizin 1,5 trilyon doların üzerine çıkışını konuşacaktık." dedi.
Her şeye rağmen satın alma paritesi itibarıyla Türkiye'nin dünya milli gelir sıralamasında 11'inciliğe yükselmesini de önemli bir başarı olarak gördüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Önce satın alma paritesinde, arkasından toplam milli gelir sıralamasında dünyada ilk 10'a gireceğimize, özellikle çok uzak olmadığına yürekten inandığımı söylemek isterim. Sanayicilerimiz kendilerini küresel değişimlere adapte etme konusunda oldukça gayretliler. Biz de doğru teşvik politikalarıyla bu çabayı destekliyoruz. Yeni girişimcilerimizin önünü açmak, cesaretlerini arttırmak için de pek çok farklı program uyguluyoruz. Türkiye Kalkınma Fonunu, katma değerli yerli ve yenilikçi üretim yapan girişimcilerimiz için daha etkin şekilde kullanacağız. Hiç şüphesiz bu girişimler arasında enerji arz güvenliğimize katkıda bulunacak projeleri daha güçlü şekilde destekleyeceğiz. Teknoloji odaklı sanayi hamlesi programıyla da yükselen küresel teknolojileri ve ürünleri geliştiren projeleri özel olarak teşvik edeceğiz. Afetlere hazır, enerji verimliliği yüksek, kültürel değerlerimizi koruyan, yatay mimariyi esas alan kentsel dönüşüm çalışmaları da programımızın öncelikleri arasındadır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pek çok detayı bulunan Orta Vadeli Programa göre, tüm kurumların kendi bütçe hazırlıklarını başlattıklarını belirterek, "Meclisimizin de takdiriyle yürürlüğe girecek 2023 bütçemizi, ülkemizin hedeflerine doğru atmış olduğumuz yeni ve önemli adımların zemini kılmak istiyoruz. Ne seçim sürecinin ne de başka herhangi bir iç veya dış gelişmenin, 85 milyonun geleceği bakımından kritik öneme sahip bu program ve bütçe dengelerini bozmasına rıza göstermeyeceğiz. Orta Vadeli Programın ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Programın hazırlanmasında ve bütçe çalışmalarında emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcımızdan Hazine ve Maliye Bakanımıza, Bütçe ve Strateji Başkanımızdan bakanlıklarımıza kadar herkesi tebrik ediyorum." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin, dünyanın neresinde olursa olsun mağdur ve mazlum duruma düşmüş herkesle dayanışma içinde olmayı, medeniyetinin ve tarihinin üzerine yüklediği bir sorumluluk olarak gördüğünü ifade etti.
Bu anlayışla ilgili resmi kuruluşlar ve sivil toplum yapılarıyla milli gelirine kıyasla dünyanın en çok insani kalkınma yardımı yapan ülkesi haline geldiklerini dile getiren Erdoğan, paylaşmanın bereketine inanan bir millet vasfıyla tüm mazlumların ve mağdurların umudu olmayı sürdüreceklerini vurguladı.
Pakistan'da yaşanan sel felaketi karşısında da aynı tavrı gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Asırlar öncesinde aynı devlet köklerine sahip olduğumuz bu coğrafya halkı her dönemde kardeşlik hukukumuza sahip çıkmış, vefasını göstermiştir. Milli mücadelede bize en büyük desteği o zamanlar Hindistan Müslümanları içinde yer alan Pakistanlı kardeşlerimizin verdiğini asla unutmadık, unutmayacağız. Cumhuriyet tarihi boyunca da başımız her sıkıştığında Pakistan halkını ve devletini yanımızda bulduk." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan'da etkili olan ve ülkenin önemli bir kısmını sular altında bırakan sel felaketi sonrası ortaya çıkan görüntülerin 85 milyonun yüreğini dağladığını belirtti.
Muson yağmurlarının etkisi ve küresel ısınma sebebiyle yüksek dağlardaki buzulların erimesiyle ülke topraklarının 3'te 2'sinin sel suları altında kaldığını söyleyen Erdoğan, "Bugüne kadar 1100 kişinin ölümüne, 325 bin evin yıkılmasına, 733 bin evin hasar görmesine, 800 bin hektar ekili arazinin çamura gömülmesine, 735 bin besi hayvanının telefine yol açan bu felaket sebebiyle Pakistan halkına başsağlığı dileklerimizi ve üzüntülerimizi iletiyoruz." dedi.
Sağlıktan gıdaya, altyapıdan iskana kadar pek çok soruna yol açan bu durum karşısında Türkiye ve Türk Milleti olarak kayıtsız kalmadıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un, bölgeye giderek felaketi ve yapılması gereken çalışmaları bizzat yerinde görüp ve incelediklerini aktardı.
Erdoğan, AFAD Başkanlığı koordinasyonunda, 16 sivil toplum kuruluşunun desteğiyle 50 bin çadır, 100 bin gıda ve temizlik kolisinin bölgeye gönderilmek üzere hazırlandığını belirterek, şunları söyledi:
"Bugün itibarıyla 11 uçak ve iki iyilik treni bölgeye hareket etti, üçüncü tren de yarın yola çıkıyor. Ayrıca mahallinden temin edilen temel ihtiyaç malzemeleri de afetzedelere dağıtılmaya başlandı. Oluşturulan hava köprüsü ve iyilik trenleriyle Pakistanlı kardeşlerimizin yaralarını sarana kadar elimizdeki imkanları kendileriyle paylaşmayı sürdüreceğiz. Hedefimiz, yarısı valiliklerimiz, yarısı sivil toplum kuruluşlarımız tarafından temin edilecek toplam 500 bin gıda kolisini her hafta iki tren kaldırarak, 14 seferde Pakistan'a ulaştırmaktır. Hayırseverlerimizi Pakistanlı afetzede kardeşlerimiz için AFAD ve sivil toplum kuruluşlarımız tarafından yürütülen yardım kampanyasına destek vermeye davet ediyorum. Bir kez daha Pakistanlı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz."
"En yaygın ve kaliteli sağlık hizmetini sunuyoruz"
Türkiye'nin son 20 yılında gerçekleştirdiği kalkınma devriminin en iftihar verici sonuçlarından birinin de sağlıkta yaşandığını dile getiren Erdoğan, "Vatandaşlarımızın hemen tamamını kapsayan genel sağlık sigortası sistemimizin dünyada eşi benzeri yoktur. Ülkemizin en ücra köşelerine kadar yayılan tam teşekküllü hastanelerimiz ve herkesin erişimine açık teşhis, tedavi, ilaç temini mekanizmalarımızla vatandaşlarımıza en yaygın ve kaliteli sağlık hizmetini sunuyoruz." diye konuştu.
Şehir hastanelerinin, salgın döneminde önemi daha iyi anlaşılan ve bu sistemi bir adım daha öteye taşıyan benzersiz bir yenilik olduğunu söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son dönemde sağlık çalışanlarımızın özellikle de doktorlarımızın özlük haklarıyla ilgili tartışmalar sağlıktaki bu güzel tabloyu gölgelemeye başlamıştı. Bunun üzerine 14 Mart Tıp Bayramı'nda sağlık çalışanlarımıza tüm sorunlarını çözme sözü verdik. Sağlık çalışanlarımızın sabit ek ödemelerini merkezi yönetim bütçesine alarak bu konuda yaşanan karmaşayı ve memnuniyetsizliği ortadan kaldırdık. Mahsuplaşmanın uygulamada ortadan kalkmasıyla hizmet veren her sağlık çalışanı ek ödeme alma imkanına kavuşmuştur. Aile hekimlerimizin özlük haklarında da benzer bir düzenlemeye gittik. Emeklilerine de yansıyacak şekilde özlük haklarında yaptığımız iyileştirmelerin sağlık çalışanlarımız tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandığını görmekten mutluluk duyuyoruz." dedi.
Aynı düzenlemeyi üniversite hastanelerinde görev yapan sağlık çalışanlarına da teşmil ettiklerini dile getiren Erdoğan, "Böylece Sağlık Bakanlığı ile üniversite hastanelerinde çalışanlar doktorlarımız arasında ortaya çıkan farkı kapatmış oluyoruz. Sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılması için hayata geçirdiğimiz beyaz reformun meyvelerini 6 bin hekimimizin kamuya dönmek için müracaatıyla almaya başladık. Amacımız 85 milyonun tamamına en iyi sağlık hizmetlerini vermek ve bunu yapan sağlık çalışanlarımızın huzur içinde görevlerini yerine getirmelerini temin etmektir." dedi.
"Refahı artırmak ve artan refahı adil dağıtmak için çalışıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamuoyuyla paylaşmak istedikleri bir başka müjdelerinin de icra takibine düşmüş dosyası bulunan vatandaşlarla ilgili olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Hükümet olarak bir yandan ülkemizin ihtiyacı olan altyapı ve üstyapı yatırımlarını yaparken diğer yandan refahı artırmak ve artan refahı adil dağıtmak için de çalışıyoruz. Milletimizin can ve mal emniyeti, huzuru, refahı, barış ve güven içinde yaşaması, her vakit olduğu gibi bugün de birinci önceliğimizdir. Bu anlayışla işçilerimizin, emeklilerimizin, memurlarımızın ücretlerinde önemli iyileştirmeler yaptık. Buğday, arpa, çay, fındık, üzüm başta olmak üzere çiftçilerimizin alın terlerinin mahsulü olan tüm ürünlere, hakları olan fiyatları vererek çiftçilerimizi memnun eden adımları attık.
Bugün aldığımız yeni bir kararla da vatandaşlarımızın bir kısmının icra takibine uğramasına yol açan 2 bin lira ve altındaki borçlarını tasfiye ediyoruz. Buna göre, 15 Ağustos 2022 tarihinden önce icra takibi başlatılmış 2 bin lira ve altındaki alacakların gider gösterilerek vergiden düşürülebilmesini ve böylece tasfiyesini sağlıyoruz. Varlık yönetim şirketlerine devredilmiş alacaklar da buna dahildir. Böylece icra takibine konu yaklaşık 10 milyon dosya ve yaklaşık 5,5 milyon vatandaşımız, icra takibinden kurtulmuş olacaktır. Hükümet olarak aldığımız bu kararın yasal düzenleme boyutunu, ekim ayında Meclis'in açılmasıyla birlikte Cumhur İttifakı'nın Meclis grupları hemen atacaktır. Aldığımız kararın bu düzenlemeden yararlanacak her bir vatandaşımıza hayırlı olmasını diliyorum."
"Doğal gaz tüketim desteği programı devam edecek"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir müjdelerinin de önümüzdeki hafta başlayacak 2022-2023 eğitim öğretim yılıyla ilgili hazırlıklarını yürüten ihtiyaç sahibi ailelere olacağını ifade ederek, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına, bu ailelere daha güçlü destek vermek amacıyla ilave kaynak aktarımı yaptıklarını bildirdi.
İhtiyaç sahibi ailelerin eğitim-öğretim yılı desteği için ilçelerindeki vakıflara başvurmaları gerektiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz kış başlattığımız doğal gaz tüketim desteği programını, bu yıl da sürdüreceğiz. Bu destekten yararlanmak isteyen ev sahibi veya kiracı fark etmeksizin tüm vatandaşlarımız 5 Eylül'den itibaren e-Devlet üzerinden başvurularını yapabilirler.
Kronik hastaların veya yaşam destek cihazlarına bağlı kişilerin bulunduğu hanelere doğal gaz desteği yüzde 5 fazlasıyla yapılacaktır. Türkiye Aile Destek Programını geçtiğimiz aylarda uygulamaya alarak, sosyal koruma kalkanımızın kapsamını genişletmiştik. Şartları tutmadığı için diğer yardımlardan yararlanamayan ve belirli bir gelir seviyesinin altında olan 831 bin vatandaşımıza temmuz ayında 427 milyon lira destek sağlamıştık. Mevcut ve yeni hak sahibi 1,6 milyon kişinin 1 milyar lirayı bulan ağustos ayı ödemelerini 7 Eylül'de gerçekleştiriyoruz. Tüm bu sosyal desteklerin de vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum."