Bakan Kurum, ev sahipliğini Avusturya'nın yaptığı ve dün başlayan "5. Yüksek Düzeyli Ulaştırma, Sağlık ve Çevre Pan-Avrupa Bakanlar Toplantısı"na video konferans ile katıldı.
Aralarında İsrail'in de bulunduğu 46 farklı ülkeden bakanların katılımıyla düzenlenen toplantının 3'üncü oturumunda konuşan Bakan Kurum, Viyana Bakanlar Bildirisi'nin ülkelerin, çevrenin ve doğanın geleceği için önemli bir adım olacağına inandığını dile getirdi.
Kovid-19 salgınının, sağlıklı bir çevrede yaşamanın, temiz hava solumanın önemini herkese bir kez daha gösterdiğini belirten Kurum, "Bu anlamda, yaptığımız uluslararası iş birliklerini önemsiyor, bu iş birlikler çerçevesinde, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda hareket etmeye azami ölçüde gayret ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin hazırladığı İklim Değişikliğiyle Mücadele Sonuç Bildirgesi'ni, İklim Kanunu çalışmalarıyla hedefin çok daha üstünde bir noktaya taşıdığını vurgulayan Kurum, Sıfır Atık Projesi'yle doğanın korunduğunu ve Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sunulduğunu aktardı.
Millet bahçeleri ve ekolojik koridorlarla yutak alan büyüklüğünün arttığına dikkati çeken Kurum, "2023 yılına kadar 3 bin kilometre bisiklet yolu, 3 bin kilometre yeşil yürüyüş yolu, 60 kilometre çevre dostu sokak ve 60 bin metrekare gürültü bariyeri yapma hedefimiz var." bilgisini verdi.
Avrupa Bisiklet Ağı ile entegre olacak bisiklet yolu güzergahı için "Bisiklet Yolları Master Planı"nın hazırlandığını aktaran Kurum, Türkiye'nin tarihi, kültürel ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bölgelerini kapsayan "Anadolu ve Kıyı Koridoru" güzergahlarının da belirlendiğini söyledi.
Güzergahların yapım çalışmalarının etaplar halinde yürütüldüğünü ifade eden Kurum, bu plan hayata geçirildiğinde Avrupa'dan Asya'ya doğru bisikletle yola çıkıldığında, İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçilerek kıtalararası yolculuk yapılacağını kaydetti.
Bakan Kurum şöyle devam etti:
"Ortak evimiz olan dünya ve doğamız, bizlere çocuklarımızın emanetidir. Bugünkü toplantımızda da en çok gençlerimizin, çocuklarımızın kullandığı bisiklet yollarından, dolayısıyla evlatlarımızın geleceğinden bahsediyoruz. Fakat ne yazık ki, kuruluş ilkelerini, birlik, özgürlük, demokrasi, eşitlik ve insan haklarına saygı olarak tanımlayan bazı ülkeler, dünyanın gözü önünde katledilen Filistinli, Gazzeli çocukların feryadına kayıtsız kalmıştır. Keşke, Greta Thunberg'in geleceğimize dair çağrılarına her platformda kulaklarını açan dünya, 12 yaşındaki Filistinli Bera'nın feryadına da sağır olmasaydı, dilsiz olmasaydı. Gözyaşları içinde 'Ben sadece bir çocuğum. Neden çocukları öldürüyorsunuz?' diye haykıran Filistinli küçük kızın çığlıkları duyulsaydı. Türkiye, tüm ülkelerden, insanlığa karşı yapılan bu saldırıya sessiz kalmamalarını, acilen harekete geçmelerini beklemektedir. Ben sözlerimi, yeryüzündeki 2 milyar 850 milyon çocuğun mutlu olduğu, 33 milyon göçmen yavrumuzun yuvalarına kavuştuğu, terör örgütü PKK'nın dağlara kaçırdığı çocuklarımızın annelerine döndüğü, Filistinli yavrularımızın gözyaşlarının dindiği, sokaklarda, parklarda, bahçelerde neşeyle oynadıkları bir dünya dileğiyle tamamlamak istiyorum."