Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı millete sesleniş konuşmasında, geçtiğimiz haftaya organize sanayi bölgelerinde kurulan mesleki eğitim merkezlerinin ortak açılış töreni ile başladıklarını anımsattı.
En büyük zararı 28 Şubat'ın verdiği mesleki eğitim sistemini yeniden ayağa kaldırma çabalarının bu "en son ve en verimli adımı"yla ülkenin önemli bir meselesini daha hal yoluna koyduklarına inandığını ifade eden Erdoğan, hem işverenlerin ihtiyaç duyduğu nitelikli personel ihtiyacını karşılayacak hem gençlerin donanımlı bir şekilde hayata katılmalarını ve geleceklerini görebilmelerini sağlayacak yeni mesleki eğitim merkezleri modelinin ülkeye hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüyerek dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesini hedefledikleri bir dönemde böyle bir projenin gerçekleştirilmiş olmasının ayrıca önemli olduğunu belirtti.
Bu törende bir araya geldikleri sanayicilerin hedeflere ulaşma konusundaki inancına ve gayretine bizzat şahit olduklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki yıl bu zamanlar bambaşka bir Türkiye fotoğrafıyla milletimizin huzuruna çıkacağız. İşte o zaman kimi inanmadığı kimi istemediği için ülkemizin takip ettiği büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası hedefini karalamaya çalışanların mahcubiyetlerini hep beraber göreceğiz.
Yine geçtiğimiz hafta iştirak etmekten memnuniyet duyduğumuz bir diğer önemli program Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödül Töreni'ydi. Türkiye BM'ye bağlı UNESCO tarafından hazırlanan somut olmayan kültürel miras listesine en çok değer kaydettiren ülkeler arasında yer alıyor. Yaşayan İnsan Hazineleri ödüllerimiz Anadolu'nun bereketli kültür mirasının dünyaya tanıtılması bakımından önemli bir envanter çalışmasıdır. Bu kapsamda 2021 yılı için belirlenen 21 sanatçımız ile mehteran birliğimize, marifet sahiplerine hak teslimi olarak gördüğümüz ödüllerini takdim ettik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen çarşamba yaptıkları Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında mevcut projeleri gözden geçirme yanında önümüzdeki dönemde öncelik verecekleri hususları değerlendirdiklerini ve karara bağladıklarını söyledi.
Erdoğan, perşembe günü Avrupa Birliği (AB) büyükelçileri ile bir araya gelerek Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin geçmişten bugüne muhasebesini yaptıklarını, tıkanan noktaları ve çözüm yollarını kendileriyle paylaştıklarını aktardı.
Cuma günü ülkenin ilk istihbarat gemisi UFUK'un hizmete girme töreni vesilesiyle bu alandaki güçlerini ve kararlılıklarını bir kez daha ortaya koyduklarını kaydeden Erdoğan, cumartesi günü Aydın'da gerçekten çok güzel bir dizi programa katıldıklarını dile getirdi.
Söke'de toplamda 1 milyar dolarlık bir proje olan Kipaş Kağıt Fabrikası'nın 550 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçirilen ilk etabını hizmete açtıklarını belirten Erdoğan, şunları paylaştı:
"Bu fabrika ithalatımızı azaltarak ve ihracatımızı artırarak ülkemiz cari dengesine yılda 450 milyon dolarlık olumlu katkıda bulunacaktır. Aydın'da toplu açılış töreni vesilesiyle hem oradaki kardeşlerimizle hasret giderdik hem de kendileriyle samimi bir hasbihal yaptık. On binlerin katıldığı bu törende coşku, heyecan tamamıyla oraya hakimdi. Aynı günün akşamı rahmetli Menderes'in hayatının son günlerinde Çine Çayı'nın kenarında oturup söğüt ağaçlarının altında serinliğinin saadetini tatmak istediği yerde inşa edilen Adnan Menderes Müzesi'nin açılışını gerçekleştirdik. Müzede Menderes ailesi, gençlerimiz ve diğer katılımcıların iştirakiyle yaptığımız ufuk açıcı demokrasi sohbeti de hem geçmişin hatırlanmasına hem de geleceğimize umutla bakmamıza vesile oldu. Özellikle de bu vesileyle Aydın'daki programımızda, çizdikleri güzel resimleri 'Seni çok seviyorum Tayyip amca' notuyla bize ileten Hatice ve Nisa evlatlarımıza da selamlarımı iletiyorum."
Balkan diplomasisi
Erdoğan, önceki gün Arnavutluk'a hem açılış törenleri hem de resmi görüşmeler vesilesiyle ziyaret gerçekleştirdiğini, öncelikle Laç şehrinde 2019 depreminin yol açtığı yıkımın telafisi için TOKİ vasıtasıyla inşa ettirdikleri 522 konutun teslim töreninde Arnavut vatandaşlarıyla bir araya geldiklerini anımsattı.
Ardından Başbakan Edi Rama ile baş başa ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirerek farklı alanlarda 7 anlaşma imzaladıklarını, daha sonra ise Arnavutluk Meclisinde milletvekillerine hitap etme imkanı bulduğunu dile getiren Erdoğan, son olarak da Tiran'da restorasyonu TİKA tarafından yapılan, Osmanlı döneminde inşa edilen en önemli eserlerden biri ve günümüze ulaşan tek yer olan Ethem Bey Camisi'nin açılış törenine katıldıklarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk'a ayak basışlarından ayrılışlarına kadar şahsına ve heyetine gösterilen teveccühün Balkan coğrafyasındakilerle aradaki gönül bağının gücünü göstermeye tek başına yeterli olduğunu vurguladı.
Yine Tiran'da Türkiye tarafından yapılan, şu anda bitmek üzere olan yaklaşık 3 bin 250 cemaat kapasiteli muhteşem caminin çalışmalarını yerinde görmek istediklerini, camiyi gezdiklerini anlatan Erdoğan, yetişirse camiyi ramazan sonuna kadar bitireceklerini ve açılışını gerçekleştireceklerini aktardı.
Erdoğan, dün de yine Balkanlar'dan önemli bir misafiri, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic'i ağırladıklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Kendisiyle Bosna Hersek'teki son gelişmeler başta olmak üzere bölgeye ve ülkelerimizin ikili ilişkilerine dair kapsamlı fikir alışverişinde bulunduk. Bugün ise kabine toplantımızın özellikle öncesinde ülkemizin dört bir yanından muhtarlarımızla bir araya geldik. Yaklaşık 1500 civarında muhtarımızın da katıldığı yemekli sohbet toplantısını kendileriyle gerçekleştirdik. Koronavirüs salgını sebebiyle ara verdiğimiz muhtar buluşmalarımızın bu ilk toplantısı her zamanki gibi yine coşkulu ve samimi bir atmosferde geçti. Tabii bu programların yanında hemen her gün kabine üyelerimizle ve kurumlarımızın yöneticileriyle çok sayıda dar kapsamlı görüşmeler yaparak, ülkemizin ve milletimizin gündemindeki konularla ilgili istişarelerde bulunduk, kararlar aldık."
Erdoğan, Türkiye'yi hedeflerine ulaştırmak, sorunlara çözümler üretmek, programlarındaki işlerin takibini yapmak ve yeni projeler geliştirmek için var güçleriyle çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın yakın tarihin en büyük sağlık ve ekonomik krizini yaşadığı bir dönemde hem Türkiye'yi bu fırtınadan sahil-i selamete çıkartmak hem de önlerine gelen fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için daha çok çalışacaklarını ifade etti.
İstikrar ve güven iklimini güçlendirerek, programları kararlılıkla uygulayarak ekonomideki hedeflerine ulaşmalarını engellemek isteyenlere aradıkları ortamı vermeyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkenin boş teneke gürültüsünden öte anlamı olmayan, insanımızın önüne herhangi bir vizyon ve umut koymayan; polemiklerle, kavgalarla, itiş kakışlarla kaybedecek vaktinin ve enerjisinin olmadığı bilinciyle yolumuza devam edeceğiz." dedi.
"Hedeflerimizden kopmadan yolumuza devam edebiliyoruz"
Türkiye'nin son 20 yılda kurduğu güçlü altyapı üzerinde küresel sınamalara hiç olmadığı kadar hazırlıklı girdiği bir dönemden geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugünün Türkiye'si ne 1970'li yılların ne de 1994 ve 2001 krizlerinin kırılganlığıyla maluldür. Siyasetinden ekonomisine kadar tüm unsurlarıyla küçük iç sarsıntılar ve dış baskılarla yerle yeksan olan Türkiye fotoğrafı hamdolsun artık geride kalmıştır. Ülkemizin Gezi olaylarından beri yaşadığı her hadise bu gerçeği bize tekrar tekrar göstermiştir. Milletimizin birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin gücü devletimizin altyapısı ve makro dengeleriyle geldiği seviyenin desteği sayesinde kendi hedeflerimizden kopmadan yolumuza devam edebiliyoruz. Bunun son örneği geçtiğimiz aylarda yaşadığımız ekonomimizin gerçekleriyle uyumlu olmayan, daha ziyade belli kesimlerin oluşturduğu suni bir panik halinin etkisiyle ortaya çıkan döviz kuru dalgalanmasında hep birlikte şahit olduğumuz konudur."
"163 milyar liralık mevduat, kur korumalı sisteme geçti"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi içerisinde dinmesini bekledikleri bu dengesizlik halinin devam etmesi üzerine, serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde 20 Aralık'ta açıkladıkları tedbir paketiyle panik havasını dağıtmak mecburiyetinde kaldıklarını ifade ederek, "Her şey bitip kur yeniden dengeye oturduğunda görüldü ki aslında ortaya böyle bir sert çıkış yaşanmasını gerektirecek hiçbir sebep, hiçbir tehdit, hiçbir tehlike mevcut değildir. Açıkladığımız tedbir paketindeki unsurlardan biri olan Kur Korumalı Türk Lirası mevduatına bireylerin ve yatırımcıların ciddi ilgi gösterdiğini görüyoruz. Şu ana kadar 163 milyar liralık mevduat, kur korumalı sisteme geçmiştir." diye konuştu.
Katılım finans kuruluşlarını da sisteme dahil ederek bu imkanın cazibesini artırdıklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Döviz ve altın cinsi hesaplardan bu mevduata dönüşleri, zorunlu karşılıktan muaf tuttuk. Tüzel kişilerin döviz ve altın hesaplarından bu sisteme geçişini teşvik etmek için stopaj oranını sıfırladık. Türk Lirası hesaplarına Hazine desteğinin hukuki altyapısını oluşturacak kanun teklifi Meclis Genel Kurulunda görüşülmektedir. Merkez Bankamız da dış ticaret firmalarına Türk Lirası vadeli döviz satım ihaleleri düzenleyerek kendi paramızın istikrarına katkıda bulunuyor. Devlet iç borçlanma senetlerine olan talebi artırmak için burada da stopajları sıfıra indirdik, aynı şekilde temettü gelirlerine uygulanan stopajı 5 puanlık indirimle yüzde 10'a çektik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yastık altı altınları ekonomiye kazandırmaya yönelik çalışmaların sürdüğünü dile getirerek, "Bu çerçevede hurda altın değerleme sisteminin işlerliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak için milyem değerlerinde değişiklik yaptık. Bankaların, darphanenin ve altın rafinerilerinin içinde yer aldığı bir mekanizmayla vatandaşlarımızın altınlarını sisteme sokmalarını temin edeceğiz. İsteyen vatandaşlarımızın bu sisteme verdikleri altınlarını veya darphane altını bazında açtıkları hesaplarındaki birikimlerini fiziki altın olarak alabilmelerini de sağlayacağız." dedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığının altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası ihracını farklı alternatiflerle sürdürdüğünü belirten Erdoğan, tutarı 250 milyar lirayı, katılımcı sayısı 13,2 milyon kişiyi bulan Bireysel Emeklilik Sistemindeki devlet katkısını yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkartan kanun teklifinin de Meclis Genel Kurulunda olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Girişimci Sermayesi Yatırım Fonu katılma paylarıyla girişimci sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kazançları kurumlar vergisinden istisna tutuyoruz. Bunun yanında çeşitli fonlardan elde edilen kar paylarının iştirak kazançlarını da bu kapsama alıyoruz. Kamu iktisadi teşebbüslerinden elde edilen ve bütçeye aktarılan gelir paylarına endeksli kamu borçlanma senetleri çıkartarak yatırımcılarımıza Türk Lirası bazlı yeni alternatifler sunuyoruz. Kamu bankalarının kredilerinin belli bir oranını her yıl önceden ilan edilecek sektörlere şeffaf bir şekilde kullandırmalarını temin ediyoruz. Kredi Garanti Fonu desteğiyle istihdamı koruma ve geliştirme öncelikli işletme ve yatırım kredileri vermeye yönelik paketin hazırlığı da bitmek üzeredir."
Finansal istikrar ve güveni temin için sermaye artırımlarını teşvik ettikleri bankaların kredi tahsisi ve izlemesini uluslararası standartlara uygun sistemlerle yapabilmelerini sağlayacak bir altyapı kurduklarını söyleyen Erdoğan, böylece proje odaklı bankacılığı yaygınlaştırmayı amaçladıklarını ifade etti.
İhracat ve imalat sektörlerindeki sanayi şirketlerinin kurumlar vergilerini 1 puan indiren düzenlemenin de Mecliste görüşüldüğüne işaret eden Erdoğan, Katma Değer Vergisi'nde etkinliği, adaleti ve basitleştirmeyi sağlayacak çalışmanın da tüm taraflarla görüşülerek hazırlandığını bildirdi.
"Açgözlülük yapanlara hareket alanı bırakmamakta kararlıyız"
Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Finansal İstikrar Komitesi ve Fiyat İstikrarı Komitesi gibi yapıları etkin şekilde çalıştırdıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde hazırlıklarını sürdürdüğümüz çalışmaları ilgili taraflarla beraber olgunlaştırarak kamuoyuyla paylaşmayı ve hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Ülkemizin bir daha geçtiğimiz aylardakine benzer dalgalanmalar yaşamaması için gereken her türlü tedbiri alıyoruz. Kendi ülkesinin ve ekonomisinin felaketi pahasına açgözlülük yapanlara hareket alanı bırakmamakta kararlıyız. Kısır hesaplarla hareket ederek içinden geçtiği kritik süreçte ülkemize zarar verenleri, kusura bakmasınlar affetmeyeceğiz. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolunda sabrıyla, fedakarlığıyla, gayretiyle, emeğiyle, üretimiyle, dirayetiyle bize destek veren her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum.
Nice büyük mücadelelerden alnının akıyla çıkan, nice aşılmaz gözüken engelleri geride bırakan, nice olmaz denilenleri gerçekleştiren bir millet olarak inşallah bu ekonomi programımızı da başarıya ulaştıracağız. Türkiye'yi çift paralı bir ülke olmaktan çıkartarak dış ticaretle iştigal edenler dışında herkesin işini de tasarrufunu da Türk Lirasıyla yaptığı bir yer haline getirmek için herkesten destek istiyoruz. Ülkemizde döviz mevduat hesapları hala oldukça yüksek seviyelerdedir. Vatandaşlarımızı, kurumlarımızı, yatırımcılarımızı sağladığımız imkanlardan faydalanarak dövizden kendi paramıza ve kendi paramızla yürütülen finansal enstrümanlara geçmeye davet ediyoruz."
hükümet olarak devletin tüm kaynaklarını milletin hizmetine tahsis ettiklerinden kimsenin şüphesinin olmaması gerektiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Geçtiğimiz yıl sadece milletimize daha uygun fiyatlarla doğal gaz, elektrik ve akaryakıt vermek için yaptığımız fedakarlığın tutarı 165 milyar liradır. Bu tutarın bütçenin neredeyse onda biri kadar olduğunu hatırlatmak istiyorum. Yılbaşından itibaren bu ürünlerin fiyatlarında yaşanan artışlar da mümkün olabilecek en alt seviyede yapılmıştır. Bir başka ifadeyle devlet bu alanlarda fedakarlık yapmayı sürdürmektedir. Yanı başımızdaki Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyayı takip eden herkes bu gerçeği teslim edecektir. Üstelik tüm bunları salgından tabii afetlere kadar yaşadığımız nice badireye rağmen başardık. Aynı şekilde asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar çalışanlarımızın gelirlerinde yaptığımız artışları da bütçe imkanlarını sonuna kadar zorlayarak gerçekleştirdik. Amacımız ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyütmek, böylece ortaya çıkacak artı değeri tekrar insanlarımızın hizmetine vermektir.
Dünyadaki değişimlerin ekonomide de yeni yaklaşımları, yeni çözümleri, yeni politikaları gerektirdiği gerçeğini ilk gören ülkelerden biriyiz. Türkiye'nin izlediği bu yol şimdi birçok ülke tarafından konuşulmakta, değerlendirilmekte, yavaş yavaş uygulanmaya başlanmaktadır. Bir asırlık, yarım asırlık çözümleri, ülkemize tek hakikat, tek kurtuluş yolu olarak dayatanlar da elbette bir gün efsunlu uykularından uyanacaklardır. Biz o güne kadar inşallah ülkemizi her alanda olduğu gibi ekonomide de hak ettiği seviyeye getirmiş olacağız."
"Sağlık sistemimiz her türlü ihtiyacı karşılamaya yetecek kapasiteye sahip"
Dünyanın koronavirüs salgınının yeni dalgası altında sıkıntılı günler geçirmeyi sürdürdüğünü vurgulayan Erdoğan, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere pek çok coğrafyanın Omicron varyantının etkisi altında kıvrandığını belirtti.
Türkiye'nin salgının her safhasında olduğu gibi bu süreçte de hem vatandaşlarının sağlığını gözeten hem de günlük hayatın kendi akışında temin eden bir yaklaşımla yoluna devam ettiğini bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hamdolsun sağlık sistemimiz hastane ve yoğun bakımından aşıya kadar salgınla mücadele için gereken her türlü ihtiyacı karşılamaya yetecek kapasiteye sahiptir. Ülkemizin bilim insanlarının geliştirdiği ve yine ülkemizdeki tesislerde üretimine başlanan TURKOVAC aşımız sayesinde artık kendimize daha güvenle bakıyoruz. Aşı geliştirme ve üretimi konusunda devam eden çalışmalarımızla inşallah yakın gelecekte Türkiye bu alanda dünyanın önde gelen merkezlerinden biri haline dönüşecektir. Salgının yayılması, istihdam ve üretim tarafında şu ana kadar kayda değer bir soruna, kesintiye yol açmamıştır. Eğitim-öğretim başta olmak üzere hiçbir alanda insanlarımızın mağduriyetine neden olacak bir açığa, aksaklığa, gereksiz kısıtlamaya meydan vermedik, vermeyeceğiz. Bu son dalganın koronavirüsü öncelikle tehdit olmaktan çıkartarak rutin salgınlar seviyesine geriletmesini umuyoruz. Vatandaşlarımızdan bu dönemde de temizlik, mesafe, maske kurallarına uymayı, aşılarını yaptırmayı veya tamamlamayı ihmal etmemelerini istiyoruz. Bilhassa 60 yaş üzeri vatandaşlarımızın sağlıkları için hatırlatma dozları önemlidir. Yeni varyantta maske kullanımının etkin sonuçlar verdiği bilinmektedir. İnşallah bu badireyi de geride bıraktıktan sonra, salgınla birlikte zorunlu olarak odak değiştiren sağlık sistemimizi vatandaşlarımıza daha etkin ve kaliteli hizmet sunacak şekilde geliştirmeye yöneleceğiz.
Ülkemizi geçtiğimiz 20 yılda şehir hastaneleri ve onları aratmayan devlet hastanelerimizle, özel kuruluşlarımızla dünyanın en üst düzeyde sağlık hizmeti veren kurumlarına kavuşturduk. Doktorlarımız, hemşirelerimiz, destek personellerimizle sayıları artık 1 milyon 200 bine ulaşan sağlıkçılarımıza şükranlarımızı sunuyoruz… Son dönemde vatandaşlarımızdan gelen serzenişleri biliyoruz. Bunların çözümü için gereken hazırlıkları yapıyoruz. Milletimiz müsterih olsun, geçtiğimiz 20 yılda olduğu gibi bugün de yarın da bu ülkenin ve insanlarının çözülmedik hiçbir sorununu bırakmayacağız."
"Afganistanlı kardeşlerimizi yalnız bırakmamakta kararlıyız"
Erdoğan, 2021'deki yangın ve sel afetlerinde zarar gören vatandaşlara 2 bin 90 iş yeri, 2 bin 338 araç ve muhtelif ev eşyası yardımı kapsamında toplam 354 milyon lira ödeme yapıldığını bildirerek, "Ayrıca, tarım ürünleri zarar gören vatandaşlarımıza da 133 milyon lira ödeme gerçekleştirilmiştir. Şimdi de tarım ürünleri zararlarının karşılanması konusundaki eksikleri tamamlamak için AFAD üzerinden 200 milyon liralık bir kaynak daha ayırıyoruz. Bu meblağ da en kısa sürede Antalya, Artvin, Aydın, Bartın, Kastamonu, Mersin, Muğla, Osmaniye, Rize, Sinop ve Van'daki hak sahiplerine dağıtılacaktır." dedi.
Türkiye ile Afganistan arasında kadim tarihi ve kültürel bağlar bulduğunu, Türkiye'nin Afganistan'daki sıkıntılara bigane kalamayacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Uzun yıllardır süren iç çatışmalar, dış yardımların kesilmesi, kuraklık ve sert hava şartları sebebiyle milyonlarca Afganlı kardeşimiz çok zor şartlarda hayata tutunma mücadelesi vermektedir. Ülkede 13 milyonu çocuk olmak üzere 19 milyona yakın kişinin acil gıda sıkıntısının olduğu bilinmektedir. Türkiye olarak bu zor dönemlerinde Afganistanlı kardeşlerimizi yalnız bırakmamakta kararlıyız. AFAD koordinasyonunda 10 sivil toplum kuruluşumuzun desteğiyle bu ülkeye 700 ton gıda, giyim, sağlık, malzeme olarak söylüyorum acil ihtiyaç ürünleri taşıyan bir iyilik treni göndermeye hazırlanıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarımız ve vatandaşlarımız tarafından temin edilecek bu ihtiyaç maddeleri Devlet Demiryollarımızın bir treniyle Afganistan'a ulaştırılacaktır. İmkanı olan vatandaşlarımızı bu iyilik trenine katkıda bulunmaya davet ediyoruz."
"Doğal gaz desteğinden yaklaşık 4 milyon hane yararlanacak"
Pancar üreticilerine verilecek avans, kota tamamlama primi ve posa bedellerinde yüzde 100'e varan oranlarda artış yaptıklarını aktaran Erdoğan, "Pancar alım fiyatını da kilogramda 42 kuruştan 80 kuruşa çıkardık. Böylece prim ve posa desteğiyle birlikte önümüzdeki dönem için üreticilerimize ton başına 875 liralık bir pancar bedeli ortaya çıkıyor. Hasat döneminde elbette bu rakamlar tekrar değerlendirilecektir. Çiftçilerimizin 2022 hasat dönemindeki üretimini desteklemek için imkanlarımızı seferber etmeyi sürdüreceğiz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, elektrik tüketim desteği programı kapsamında yapılan ödemelere ilişkin de şunları kaydetti:
"Bu kapsamda ülkemizde son 3 senede yıllık ortalama 2,1 milyon haneye toplamda 6,4 milyar lira kaynak tahsis edilmiştir. Elektrik desteği programının kapsamını, kronik hastalığı sebebiyle cihaz kullanan, maddi imkanı yetersiz vatandaşlarımızın elektriğe erişiminde sıkıntı yaşamalarının önüne geçecek şekilde genişletiyoruz. Bu şekilde 50,4 milyon liralık ilave kaynakla 20 bin aileyi daha elektrik desteği kapsamına alıyoruz. Kömür yardımı alan hanelerden isteyenlerin bunu doğal gaz olarak da kullanabilmelerini sağlayacak düzenleme tamamlandı. Doğal gaz desteğinden yaklaşık 4 milyon hane yararlanacak. Sosyal destek yelpazesini genişleten bir başka çalışmayı da bitirmek üzereyiz. Tüm bu hususların da milletimize hayırlı olmasını diliyorum."