Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'ndaki konuşmasına başlamadan önce katılımcıların coşkulu tezahüratları üzerine "Allah'ın izniyle görüyorum ki 2023'ün ışıkları ufukta. Maşallah, tebarekallah, bu ne güzellik böyle" ifadelerini kullandı.
Dava ve yol arkadaşlarını, partinin mensuplarını, kadınları ve gençleri selamlayan Erdoğan, hediye verilecek mahalle ve sandık başkanları nezdinde, kuruluşundan bugüne AK Parti saflarında görev alan, emek veren, mücadele edenlere şükranlarını sundu.
Erdoğan, AK Partinin kuruluşundan itibaren her kademede, her seçimde, iyi ve kötü her günlerinde birlikte olduklarından ebediyete irtihal edenlere Allah'tan rahmet dileyerek, İstanbul'un medeniyetimizde, tarihimizde ve kendi davalarında da ayrı bir yere, ayrı bir hikayeye, ayrı bir öneme sahip olduğunu dile getirdi.
"İstanbul'u sevmek demek Türkiye'yi sevmek demektir"
Her fırsatta hatırlattığı gibi İstanbul'un sade bir semtini sevmenin bile bir ömre değer olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"İstanbul adını göklere yazarsanız düşlerinizden mehtabının kaybolacağından korktuğunuz bir şehir. İstanbul zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilimiz, vatanımız olan bir şehir. İstanbul güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar bir şehirdir. İstanbul insana seversen olayım yarin dedirten bir şehirdir. Biz İstanbul'u işte böyle bir şevkle böyle bir aşkla seviyoruz. Esasen İstanbul'u sevmek demek 81 vilayetin tamamıyla Türkiye'yi sevmek demektir. İstanbul'u sevmek demek gözü ve gönlü burayla rabıtalı Balkanlarından Kuzey Afrika'sına kadar koskoca bir coğrafyayı sevmek demektir. İstanbul'u sevmek demek, her rengiyle her inancıyla her kültürüyle her meşrebiyle tüm insanlığı sevmek demektir. Bu kadar sevilen bir şehre hizmet etmek de o derece meşakkatli ama aynı zamanda o derece şerefli bir iştir."
Erdoğan, bu şehre hizmet etmenin aynı zamanda İstanbul'un manevi muhafızları olan Eyüp Sultan Hazretlerine, Yuşa Hazretlerine, Hüdayi Hazretlerine ve daha nice gönül sultanına hizmet etmek anlamına geldiğini vurguladı.
Bu şehre hizmet etmenin Fatih Sultan Mehmet Han'dan başlayarak 3 kıta 7 iklimi aynı kutlu çınarın altında toplayan ecdada, 84 milyonun tamamının kalbine girmek, daha önemlisi gönül coğrafyasının her köşesine ulaşacak bir sevgi haresi oluşturmak demek olduğunu belirten Erdoğan,"Bizi bu şehre hizmet etme şerefine nail eyleyen Rabb'imize ne kadar hamdetsek azdır." dedi.
"Gerektiğinde 7 düvele meydan okuma gücü veren de bu aşktır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere seslenerek, "Bizim gecemizi gündüzümüze katarak çalışmamızın gerisinde işte bu aşk vardır. Bize gerektiğinde 7 düvele meydan okuma gücü veren de işte bu aşktır. AK Parti saflarında samimiyetle gayretle fedakarlıkla mücadele eden her bir kardeşimizin de aynı hissiyatla davasına sarıldığına, partisinin başarısı için çalıştığına inanıyorum." diye konuştu.
Dün Gaziantep'te bunu gördüğünü ifade eden Erdoğan, hem kapalı salon teşkilat toplantısında hem miting alanında on binlerin olduğu meydanda bu aşkı, bu heyecanı, bu coşkuyu gördüklerini vurguladı.
Erdoğan, fabrikaya gittiğinde işçilerle beraberken de bu heyecanı gördüklerini anlatarak, şöyle konuştu:
"Gençler elbette her dava gibi bizim davamızın da sembolleri vardır. Tekbirimizle ezanımızla bayrağımızla İstiklal Marşımızla camilerimizle minarelerimizle bu sembollere sıkı sıkıya sarılmamızın gerisinde davamıza olan inancımız, bağlılığımız, sadakatimiz bulunuyor. İşte bunu için İstanbul'un 1453 yılındaki fethi bizim için çok önemli bir dönüm noktasıdır. İşte bunun için fethin nişanesi olan Ayasofya'nın yeniden cami olarak ibadete açılması bizim için çok kıymetlidir. İşte bunun için İstanbul'a kazandırdığımız her yeni medeniyet sembolümüz bizim için çok değerlidir. Çamlıca Camisi bizim için çok ama çok değerlidir. Zira Anadolu Yakası'ndaki en büyük sembol. Avrupa Yakası'ndan baktığımız zaman gördüğümüz en büyük sembol. Aynı şekilde Mimar Sinan Camii yine böyle bir sembol. Şimdi geliyor Barbaros Hayrettin Paşa Camii Levent'te dikiliyor. Rabb'ime hamdolsun, bunlar bize nasip oluyor. Demek ki iş bilenin kılıç kuşananın."
"Verdiğimiz mücadele gençlerimize 2053 vizyonumuzu emanet etme mücadelesidir"
Erdoğan, verdikleri mücadelenin "Ayasofya'yı minarelerinden kurtaracağız" diyenlere karşı, Ayasofya'nın nezdinde inanca sahip çıkma mücadelesi olduğunu söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Verdiğimiz mücadele, hatırlayın Gezi olaylarında 'Zulüm 1453'te başladı' diyenlere karşı, bu CHP'nin artıklarına, atıklarına karşı bu toprakların ebedi vatanımız olduğunu gösterme mücadelemizdir. Verdiğimiz mücadele, milletimizi her alanda geri bırakarak temsilcisi olduğumuz medeniyeti ortadan kaldırmak isteyenlere karşı yeniden bir yükseliş, yeniden bir şahlanış iradesi mücadelesidir. Verdiğimiz mücadele, değerlerinden ve geçmişinden kopartılarak mankurtlaştırılmaya çalışılan gençlerimize 2053 vizyonumuzu emanet etme mücadelesidir. Gerektiğinde vaktinizi, gerektiğinde malınızı, gerektiğinde canınızı ortaya koymaya feda etmeye değecek bir davadır. Şu anda bu salonda 3 bini aşkın kardeşim var. Kardeşlerim, size olan sevdam sebebiyle unutmayın davası olmayanın sevdası olmaz, sevdası olmayanın öfkesi olmaz. Şayet bazen öfkeli gözüküyorsak tek sebebi sevdamızdır, tek sebebi davamızdır. Rabb'im her birimizi bu dava yolundan, bu sevda yolundan, bu aşk yolundan ayırmasın diyorum. Her dönemde bu kutlu davanın, vefakar, cefakar, azimli, cesaretli erleri olmuştur."
Salonda tezahürat eden Kasımpaşalılara seslenen Erdoğan, "Kolay değil, orada doğduk, orada büyüdük, Rabb'im ömür verdikçe de inşallah Kuzey Deniz Saha Komutanlığında yaşamaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
AK Parti'yi kurduklarında teşkilatları, bu dava erlerinin hep birlikte hamiyetiyle gayretiyle omuz vermesiyle elini taşın altına koymasıyla oluşturduklarını dile getiren Erdoğan, artık 20 yılını geride bırakan AK Parti'nin inşasında, yaşatılmasında, yükseltilmesinde emeği geçenlerin hikayelerinin bile omuzlarındaki yükün ağırlığını göstermeye yeterli olacağını kaydetti.
Zeytinburnu'na geçmiş olsun dileklerinde bulunan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Osman Bey, bu hafta sonu bir Sarıyer yapalım. O hanım kardeşimizin evini bir ziyaret edelim. Bugün aynı fedakarlıkların örnekleriyle sık sık karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde bir şehrimizde kadın kolları ilçe başkanı olan hanımefendi kardeşimiz, teşkilat toplantısından ayrılıyor ve bir saat içinde geri dönüp işine devam ediyor. Bu tabloya şahit olan koordinatör milletvekillerimizden biri yanındakilere ilçe başkanımıza kadın kolları başkanımız hanımefendinin niçin gidip geri döndüğünü soruyor. İlçe başkanımız, hanımefendinin henüz 4 aylık bir evladı bulunduğunu, parti çalışmalarına aksatmadan devam ettiğini ancak arada bir çocuğunu emzirmek için 24 kilometre uzaktaki evine gidip hemen geri geldiğini anlatıyor."
İstanbul'da da benzer pek çok hikaye olduğunu söyleyen Erdoğan, nafakasını çıkarmak için gece fabrikada temizlik işi yapıp tüm gün teşkilatın hizmetini göreninden, kürsüde partisinin nasıl başarılı olacağını anlatırken kalp krizi geçirip hayatını kaybeden sandık görevlisine kadar nice örnekler olduğunu ifade etti.
"Bu davada bencilliğe yer olmaz"
AK Parti Arnavutköy ilçe teşkilatından bir kadının hikayesini anlatan Erdoğan, "Bir hanım kardeşimiz son cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde her gün akşam işinden çıktıktan sonra partiye gelip geç saatlere kadar, çalışmalara katılıyor. Bu arada kanser hastası olan babasının durumu ağırlaşıyor. kendisi bu zor günlerinde babasının yanında olması gerektiği düşüncesiyle bir gün işten çıktıktan sonra teşkilata gitmeyip evde kalıyor. Babası, evladını evde görünce niye partiye gitmediğini soruyor. Hanım kardeşimiz de babasına kendisiyle vakit geçirmek istediği için böyle yaptığını söylüyor. Bunun üzerine babası, 'Benim hastalığımın dönüşü yok, vatan babadan önemlidir, senin yerin benim yanım değil, görevinin başıdır. Sana hakkım sonuna kadar helaldir. Sen git partideki çalışmalarını yürüt' diyor. Ertesi gün de Hakk'ın rahmetine kavuşuyor. Evet bu dava işte böyle bir davadır. İnsanların kendi canlarından bile aziz bildikleri, önde tuttukları bir davadır. İşte bunun için bu davada bencilliğe yer olmaz." şeklinde konuştu.
"Bu davada kibre yer olmaz. Bu davada nobranlığa yer olmaz, ihanete yer olmaz diyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, hesabi değil, hasbi insanların omuzlarında yükselen bu davayı yine aynı şekilde hep daha ileriye taşıyarak 2023'e de 2053'e de zaferle ulaştırmak sorumluluğunda olduklarını kaydetti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu sorumluluğu yüreğinde hissedenin gözüne uyku girmez. Girer mi? Girmez. Bu sorumluluğu kalbinde hisseden, yerinde duramaz. Bu sorumluluğu ruhunda hissedenin gözünde en yüce dağlar düz ovaya dönüşür. Ama bu hissiyatı, bu hasbiliği, bu samimiyeti kaybedenin de gözüne, yumruk kadar çıkıntılar aşılmaz dağlar gibi gözükür. Rabb'im hepimizi bu davaya layık olan, layıkıyla hizmet edenlerden eylesin."
Erdoğan, teşkilatın, genel merkeziyle, illeriyle, ilçeleriyle, mahalle ve sandık temsilcileriyle partinin gövdesi olduğunu söyledi.
Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul'un, aynı zamanda en büyük teşkilata da sahip olduğunu, kongrenin ardından İl Başkanı ve yeni il yönetiminin büyük bir aşk ve istekle hemen çalışmalara başladığını dile getiren Erdoğan, İstanbul'daki 31 bin 124 sandık için 166 bin 877 kişinin görevlendirildiğini, şehrin 39 ilçesinin her birinde yapılan ilçe danışma toplantılarının 17 bin 834 kişinin iştirakiyle gerçekleştirildiğini aktardı.
Önceki dönemlerde görev almış ilçe başkanlarıyla, belediye başkanlarıyla, belediye ve il genel meclis üyeleriyle bir araya gelinerek geçmişten bugüne güçlü köprüler kurulduğunu dile getiren Erdoğan, İstanbul'daki 962 mahalle başkanından 899'unun il yönetimi tarafından evlerinde ziyaret edildiğini, bu mahallelerden 550'sinde mahalle danışma meclisi toplantıları yapıldığını, ocak ayının ortasına kadar tüm mahallelerde bu toplantıların gerçekleştirileceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim takvimi başlayana kadar AK Parti'nin kuruluşundan itibaren vazife almış tüm sandık kurulu üyeleriyle de bir araya gelineceğini, ilçe başkanlarının, her bir üyelerine, ziyaret ederek telefonla irtibat kurarak ulaşacaklarını bildirdi.
Kendi üyelerinin yanında esnafından hane halkına, sivil toplum temsilcilerine kadar her vatandaşın gönlünü kazanmayı hedefleyen ziyaretlerin kesintisiz sürdüğünü belirten Erdoğan, "Bu kapsamda engelli, yaşlı, yetim öksüz, şehit yakını, gazi ve dar gelirli vatandaşlarımıza ulaşmaya ayrı bir önem veriyoruz. İstanbul gibi bir yerde iş insanlarımız, ülkemizin çeşitli bölgelerini temsil eden sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere şehrin ana dinamiklerini oluşturan kesimleri de elbette unutmuyoruz." diye konuştu.
39 belediye başkanına çağrı: "Hayvan barınaklarını ihmal etmeyiniz"
Kadınlara yönelik şiddet, çevre hassasiyeti, hayvanların korunması, her kademedeki öğrencilerin, gençlerin meseleleri gibi konularda da ayrıca özel çalışmalar yürüttüklerine işaret eden Erdoğan, "Buradan 39 belediyemize sesleniyorum; hayvan barınaklarını ihmal etmeyiniz. Ve bu hayvan barınaklarıyla birlikte Osmanlı'nın yaptıklarını da unutmayınız. Ne yapıyordu? Ağaçlarda meyveler ve o meyvelerden hayvanların gelip nasiplenmesini temin ediyorlardı. Bunları yapmalıyız, bu bize yakışır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, Gaziantep'te pitbull cinsi köpeğin saldırısı sonucu ağır yaralanan 4 yaşındaki Asiye Ateş'e değinerek, "İşte dün Gaziantep'te o yavru Asiye, pitbull köpekleriyle nasıl oynuyordu? Ama pitbull köpekleriyle o şekilde oynarken o Asiyemiz işte paramparça edilir hale geldi. Aradık Ömer Bey'i. Allah razı olsun... Dün evvelsi gece ambulans uçakla Antalya'ya gönderdik ve şu anda tedavisi orada yapılıyor. Biz buyuz. Böyle olmaya da devam edeceğiz." dedi.
"Bu millet için ne yapsak, bu ülkeye hangi hizmeti versek azdır"
Siyasetin, hayatın her alanını, toplumun her kesimini kucaklamayı gerektiren bir uğraş olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İhmal ettiğimiz, görmezden geldiğimiz, kulak vermediğimiz, gözümüzü kaçırdığımız her kesimin, her insanın vebalinin boynumuzda olduğunu unutmamalıyız. Başkaları şöyle davranıyor, böyle yapıyor olabilir, bizi ilgilendirmez. Biz İstanbul'a ve tüm Türkiye'de her bir insanımıza ulaşmakla, her bir insanımızın derdini dinlemekle, her bir insanımızın gönlünü kazanmakla mükellefiz. Zira AK Parti gönüllüler kadrosudur. Ana kademesiyle, kadın kollarıyla, gençlik kollarıyla, şu anda karşımda gönüllüler hareketinin mensuplarını görüyorum. Tüm kademelerdeki teşkilat mensuplarımızın birinci ve asli görevleri budur. İlk günden beri ne diyoruz? AK Parti'yi kuran millettir diyoruz. AK Parti'ye yön gösteren millettir diyoruz. AK Parti'yi iktidara getiren millettir diyoruz. AK Parti'yi iktidarda tutacak olan da millettir diyoruz. Bizim bu millete sadece teşekkür, sadece şükran değil, 15 Temmuz'da olduğu gibi can borcumuz da var. Dolayısıyla bu millet için ne yapsak, bu ülkeye hangi hizmeti versek, hangi eseri kazandırsak insanlarımızın önüne hangi başarıyı sersek azdır. Bizler, çok gayret ettik, ediyoruz ve edeceğiz."
Eğitimde ve sağlıkta gerekli adımları attıklarını, şehir hastaneleri kurduklarını belirten Erdoğan, 3 ayda Atatürk Havalimanı'nda ve Anadolu Yakası'nda Samandıra'da tomografisi, MR'ı ve ultrasonografisiyle 1006 odalı hastane yaptıklarını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bay Kemal, senin gücün bunlara yetmez. Bunlarda yalan... Affedersiniz hal binasını hastane olarak takdim edecek kadar, bunlar yalancı. Ve tabii sonra incelendi, bakıldı ki öyle bir hastane de yok. Bunların hayatı bu." ifadelerini kullandı.
Arnavutköy'de tarihi bir kışlayı hastaneye çevirdiklerini, Başakşehir'de Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ni inşa ettiklerini de hatırlatan Erdoğan, her yerde bu millete yakışanı yaptıklarını ve yapmaya da devam ettiklerini söyledi.
AK Parti'nin geçen 19 yılda ülkeye, şehirlere, vatandaşlara kazandırdığı eser ve hizmetleri, bölgeye ve dünyaya verdiği erdemli mesajları tek tek saymaya kalksa saatlerin değil günlerin yetmeyeceğini dile getiren Erdoğan, "76 üniversiteden 207 üniversiteye çıktık mı? Şu anda 81 vilayetimizin tamamında üniversitelerimiz var mı? Niye? İstedik ki Hakkari'deki bir yavrumuz ta Hakkari'den İstanbul'a gelmesin, onun ayağına biz üniversiteyi götürelim. Şırnak'taki Ankara'ya, İstanbul'a gelmesin, Şırnak'a üniversiteye götürelim. İşte bu erdemliler hareketinin en önemli başarısıdır, ispatıdır." şeklinde konuştu.
"Faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar"
"Faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faiz sebep, enflasyon neticedir. Bu çarkı bozacak, milleti asli noktadaki hedeflerine ulaştıracağız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(İBB) Bir hesaba göre 13 bin 500, bir hesaba göre 15 bin kişiyi işten çıkarıp aralarında terör örgütüyle iltisaklıların da bulunduğu 45 bin kişiyi aldılar." diye konuştu.