Kerbela'da mazlumlara kıyıldığını vurgulayan Bahçeli, 1384 yıl önce Hz. Muhammed'in gülzarı, aynı zamanda cennet gençlerinin efendisi olarak taltif ve tarif ettiği torunu Hz. Hüseyin ile yanında bulunan 70'in üzerindeki ehlibeyt büyüğünün şehit edildiklerini kaydetti. Bahçeli, Kerbela'nın sıcak kumlarına nifakın vahşet gölgesinin düştüğünü, Müslüman gönüllerin yanıp kavrulduğunu vurguladı.
"DAVALARI HEPİMİZİN DAVASIDIR"
Bahçeli, "Meşrebi, mezhebi, yöresi ve kökeni ne olursa olsun, Kerbela felaketi Müslüman yüreklerin müşterek matemi, aşure günü de bu matemin hem idrak hem de paylaşma günüdür." açıklamasını yaptı.
Bugünün aynı zamanda Hüseyni ahlakını tanıma, anlama, anlatma ve hayata nakletmek için hüzünle bezenmiş bir fırsat olduğunu belirten Bahçeli, "Kerbela şehitleri hepimizin şehidi, davaları hepimizin davasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, Hz. Hüseyin'in şehadetiyle yanan, sönmeyecek meşalenin adaletin, ahlakın ve hakikatin ufkunu çok daha gür bir şekilde aydınlattığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Yezid husumetin, huşunetin, hizbin, fitnenin, zulmün ve kutuplaşmanın simgesi; Hz. Hüseyin doğruluğun, güzelliğin, iyiliğin, cesaretin, imanın ve inançlarından asla dönmeyen bir iradenin arşa mıh gibi çakılmış anıt sembolüdür. Bize düşen Kerbela hadisesinden ders ve ibret almak, birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi tahrip etmeye niyetlenip heveslenen karanlık odaklara geri adım atmadan direnmektir. Çıkarlarının kulu kölesi olmuş çevrelerin tezvirat ve tefrikalarına Hüseyini duruşla mukabele etmek, inanıyorum ki Yezid operasyonlarını durduracak ve nihayetinde mahvı perişan edecektir.
Kerbela'dan çıkarılacak doğru mesajlar bir daha benzeri dramların yaşanmasını kuşkusuz engelleyecek, batıl ve hain planları da bozacaktır. Başta Hz. Hüseyin ve ehlibeytin muhterem mensupları olmak üzere, şehadet şerbetinden içen tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle, tazimle anıyor, Muharrem ayının ve aşure gününün huzur, barış ve esenlik dolu günlerin cümle kapısını aralamasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum."