Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sözde 2. Ordu Komutanlığı imamı avukat Reşat Nazmi O. ifadesindeki bilgilere göre örgüt, ByLock'tan 3 yıl önce başka bir gizli haberleşme programı kullanmış.
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde "silahlı terör örgütüne üyelikten" tutuksuz yargılanırken sonradan ortaya çıkan deliller nedeniyle tutuklanıp hakkında "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan iddianame hazırlanan sanık, örgüte dair önemli bilgiler verdi.
Savcılık sorgusunda itirafçı olmak istemeyen sanık, tutuklanma talebiyle sevk edildiği sulh ceza hakimliğinde ise etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istedi.
Savcılık sorgusunda, samimi beyanlarda bulunacağını belirterek ifadesine başlayan sanık, 1983'te örgütle tanıştığını, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in kendisine "Usame" kod adını verdiğini aktardı.
Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra örgüt faaliyetlerine devam ettiğini anlatan Reşat Nazmi O, "mahrem hizmetler" sınıfında yer aldığı sırada, FETÖ'nün firari yöneticilerinden İsmail Büyükçelebi'nin, "Usame"nin dikkat çekeceği gerekçesiyle "Metin" kod ismini kullanmasını istediğini söyledi.
Ordu imamı olduğunu kabul etti
Eşinin 2010'da Gaziantep'e tayini çıktığını, o dönem Kara Kuvvetleri Komutanlığı imamlığı yapan "Hacı Murat" kod adlı Ali Semerci'nin talimatıyla örgütsel faaliyetlerine burada da devam ettiğini ifade eden sanık, daha sonra nasıl 2. Ordu Komutanlığı imamı olduğunu ve bu süreçte neler yaptığını şöyle anlattı:
"Hacı Murat bana 'Madem eşinden dolayı Antep'e gittin, orada sana vazife verelim. Antep temsilciliği görevini yap' dedi. Ben de bu teklifi kabul edip görevi 'Celi' kod isimli şahıstan aldım. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 2. Ordu Komutanlığı Temsilcisi (imamı) oldum. Görev aldığım dönemde Hacı Murat'ın hazırlayıp vermiş olduğu flash belleği müdürler ile paylaşırdım. Onlar gerekli bölümleri doldurup son halini bana verirlerdi. Ben de Hacı Murat'a verirdim. Bu program otomatik olarak çalışır, dış müdahalelere kapalı idi. Altımda yapı içerisinde görev yapan müdür, müdür yardımcısı ve öğretmen kendilerinin ilgilendiği askeri personellerden altındaki veya üstünde görev yapan askerler hakkında bilgi toplarlardı. Mesela 'menfi mi müspet mi yapıya karşı tutumları, kişileri tanıma, analiz etme, zaafları nelerdir' gibi bilgiler toparlanıp flash bellek içerisinde Bülent kod isimli şahsa verilirdi. Bu bilgiler de Hacı Murat tarafından düzenletilen toplantıya götürülüp teslim edilirdi. Bu toplantılar aylık olarak yapılır, bilgiler sürekli güncel tutulurdu."
"Ankesör 2010'dan sonra kullanıldı"
Örgüte her ay 200-300 lira himmet adı altına para verdiğini anlatan Reşat Nazmi O, sorumluluk alanındaki FETÖ mensubu askeri personellerden toplanan paraların kendisine aktarıldığını ifade etti.
Sanık, bölgesindeki ihtiyaçları karşıladıktan sonra kalan paraları ise "Hacı Murat" kod adlı Ali Semerci'ye düzenli olarak teslim ettiğini kaydetti.
Mahrem imalar ve onların ilgilendiği örgüt mensubu askerlerin nasıl iletişim kurduklarına ilişkin de bilgi veren Reşat Nazmi O, "Yapı içerisindeki öğretmenler genelde ilgilendiği askeri personel ile randevulaştığı yerde bir sonraki toplantı yapılacağı yeri ve zamanı kararlaştırır. Eğer ki olağanüstü bir durum varsa bunu ankesörlü veya sabit hattan arayarak tebliğ ederlerdi. Örgüt 2010 yılından sonra irtibat yöntemi olarak ankesör ve sabit hatları kullanmaya başladı." ifadelerini kullandı.
Örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u 2014'te kullanmaya başlamadan yaklaşık 3 yıl önce de başka bir gizli haberleşme programı ile iletişim kurduğunu söyleyen sanık, şunları kaydetti:
"2011 veya 2012 yılı gibi Hacı Murat, bir toplantıda gizli bir haberleşme programı olduğunu ve bu programı kullanmaya başladıklarını ve bu programı kendi hatlarımıza yüklememiz gerektiğini söylemişti. Ancak ben bu duruma karşı çıkarak böyle bir programı kullanmak istemediğimi söyledim. Bu programı ben kullanmadım ayrıca benim altımda görev alanlara da bu programı kullanmamalarını söyledim."
FETÖ mensuplarının, kendi aralarında haberleştikleri esnada deşifre olmamak için kriptolu haberleşme programı ByLock'u 2014'te kullanmaya başladıkları 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden sonra ortaya çıkmıştı. (AA)