Konya’da Küresel Vatandaşlık Zirvesi

KOP Gençlik Derneği tarafından gerçekleştirilen AB Eğitim ve Gençlik Programları (Ulusal Ajans) tarafından desteklenen Küresel Vatandaşlık Zirvesi 17 – 20 Aralık 2019 tarihleri arasında Konya’da gerçekleşti.

Proje Koordinatörü ve KOP Gençlik Derneği Başkanı Ahmet Katıksız gençliğin hazırladığı sonuç bildirgesini kamuoyu ile paylaştı.

Sonuç Bildirgesinde şunlar yer aldı:

“Bizler Türkiye'nin farklı illerinden 6897 genç arasından başvuru yaparak seçilmiş gençleriz. 17-20 Aralık 2019 tarihleri arasında; Hz. Mevlana'nın vuslata gidişinin 746. Yıldönümünde pîrin dediği gibi: "Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşır." diyerek Küresel Vatandaşlık Zirvesi'nde insani ve vicdani duyguları harekete geçirmek için bir araya geldik.

Biz kim miyiz?

Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan, Kars'tan Sema, Ankara'dan Zeynep, Van'dan Merve, Bingöl'den Basri, Sivas'tan Ramazan, Kahramanmaraş'tan Miraç, Trabzon'dan Ali, Denizli'den Yusuf, Malatya’dan Beyza, Konya’dan Tunahan, Mardin’den Mehmet...

Biz kim miyiz?

Asırlardır Anadolu Coğrafyası'nda bir arada yaşayan Türk, Kürt, Zaza, Arap, Laz, Çerkes, Boşnak, Yörük, Roman, Azeri… diye tanımlanan ama özünde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız...

Biz kim miyiz?

Eren Bülbül, Ceren Özdemir, İsmail Devrim, Emine Akçay, Şule Çet, Emine Bulut, Özgecan Aslan, Aybüke Yalçın, Çilem Doğan, Necmettin Yılmaz, Furkan Doğan, Ali İsmail Korkmaz, Ömer Halisdemir, Abdullah Olçok, Hatice Belgin...

Biz kim miyiz?

Vail, Aylan Bebek, Yetişkin Ailesi, Şimşek Ailesi, 15 Temmuz’da memleketi korumak için meydanlara çıkarak can verenler, Soma'da ölen 301 madenci, tren kazalarında ölenler, Suruç'ta ki gençler, Van Depremi'nde ölen insanlar, tren garı patlamasında ölenler, Beşiktaş'ta gerçekleştirilen terör saldırısında ölenler...

Biz kim miyiz?

Bizler; Anadolu'nun gerçek sahipleriyiz ve istiyoruz ki "Anadolu" adlı coğrafyamızdan başlayarak dünyanın dört bir yanına insani ve vicdani duygularla barışın, kardeşliğin ve birlikteliğin yansımasını sağlayalım. Bizler bir araya gelirken farklılıklarımızın bir zenginlik olduğunun farkındaydık ve yine biliyoruz ki dünya insanlarının farklılıkları insanlık olarak en büyük zenginliğimiz.

Coğrafyalarımız,  ırklarımız, dinlerimiz, kültürlerimiz, dillerimiz farklı olsa da, bizler dünya insanları olarak birbirimizi olduğumuz gibi kabullenerek ayrıştırmadan hak ve adalet terazisinde gelecek nesillere güçlü bir miras bırakabiliriz. Dünyanın dört bir yanında insanların kendi tercihleri olmaksızın yaşadıkları korkunç olaylar her gün dijital dünya aracılığıyla gözlerimizin önünden gelip geçiyor. Önemli olanın yaşananlar karşısında kendi tercihi olmayanların yaşadıklarının son bulması adına ses çıkarmak ve unutmamak...

Aylan Bebek; mavi pantolonu, bordo tişörtü, siyah ayakkabısı ve siyah saçlarıyla umuda yolculuk ederken Bodrum'da sahile vurduğunda ölen bir tek o değildi. Koca bir insanlık ölmüştü ama maalesef ölen insanlık bunun farkında değildi!

Bugün yaşadığımız coğrafyada 4 milyon Suriyeli yaşamakta ve bu insanların hepsi yaşadıkları coğrafyadan göç etmeye mecbur bırakıldı. Bugün İdlib'ten 50.000 mülteci daha Türkiye'ye gelmek için hareket halinde. Bu sayı, her geçen gün artıyor. Suriyelilerin gidebileceği, sığınabileceği bir Türkiye devleti vardı. Peki ya bu olayların yaşandığı ve yaşanabileceği başka coğrafyalarda insanların gidecek yerleri olmadığında tablo nasıl olacak? Biliyoruz ki tek bir vatandaşı için bile insan haklarından bahseden devletler maalesef ki mesele Ortadoğu olunca milyonlar insan değilmiş gibi meseleye yaklaşıyorlar.

Türkiye'den başlayarak dünya insanlarına ortak çağrımızdır:

  • Gelin birlikte yaşamayı deneyelim.
  • Farklılıklarımızı bir zenginlik olarak görelim.
  • Senin bana benim sana üstünlüğümün olmadığını kabullenelim.
  • Adalet terazisini herkes için eşit hale getirelim.
  • Paylaşmayı öğrenelim.
  • Birbirimizin haklarına saygı gösterelim.
  • Üstünlüğün birlikte yaşamak olduğunu hem hatırlayalım hem de gelecek nesillere miras olarak bırakalım.
  • Dünya çocuklarının hayallerinde ki adaletsizliği ortadan kaldıralım.
  • Vicdani ve insani duygularla birbirimizin yaşadıklarına karşı kayıtsız kalmayalım.
  • Birbirimize karşı önyargıları yıkalım.
  • Bir tek mahkemelerde değil insani ve vicdani duygularda adaleti sağlayalım.
  • Ötekileştirmelerden sıyrılalım.
  • Düşünce ve ifade etme hürriyetindeki zincirleri kaldıralım.
  • Dünyadaki gelir adaletsizliğini ortadan kaldıralım.
  • Ben ve sen diye ayrılmayalım Biz olmayı dünya çocukları için deneyelim.

Biz, çok fazla şey istediğimizi düşünmüyoruz. Sadece insanın insan olduğundan ötürü değerli olması ve farklılıklarıyla bir zenginlik olarak görülüp çocukların hayal dünyasını özgürce yaşayabildiği bir dünya istiyoruz. Biliyoruz ki bu bazıları için çok büyük bir şey fakat bunun hayata geçmesi için bizim bir araya geldiğimiz gibi dünya insanları da bir araya gelerek küresel vicdanı harekete geçirirlerse eğer Aylan Bebek'in sahildeki görüntüsü, Küçük Ümran'ın bakışları karşılık bulacaktır.

Kendimizden başlayarak arkadaşlarımıza, ailelerimize, yaşadığımız coğrafyadaki insanlara ve dünya insanlarına ortak çağrımız ise; gelip geçici olduğumuz bu yaşamda bizden sonraki nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için vicdanlarımızı harekete geçirmemizdir.

Unutmayalım!

Unutturmayalım!

Kendimizden başlayarak biz harekete geçtik.

Seni de harekete geçmeye davet ediyoruz.

Dünya çocuklarının senin harekete geçmene ihtiyacı var!

Bugün harekete geçmediğin için yarın yeni bir Aylan Bebek yaşama veda ettiğinde çok geç kalmış olacağız!"

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri