Camcılık yapan Muhammet K, 4 yıl önce evlendiği, aradan geçen süreçte boşanıp, tekrar evlendiği ve 20 Kasım'da anlaşmalı olarak yeniden boşandığı Esmanur K'yi dün sokak ortasında tabancayla başından vurarak öldürdü. Ardından da aynı tabancayı başına dayayıp, intihara kalkıştı.
Konya Numune Hastanesi'nde tedaviye alınan Muhammet K'nin hayati tehlikesinin devam ettiği belirtildi.
'BENİM ÇOCUĞUM İŞE GİDİYORDU, ÖNÜNÜ KESİP VURMUŞ'
Esmanur K. bugün Üçler Mezarlığı'nda gözyaşlarıyla toprağa verildi. Evladını son yolculuğa uğurlayan baba Ayhan Apaydın, kızının 4 yıldır şiddet gördüğünü iddia etti. Apaydın, ''4 senedir çekiyoruz. Geliyor, 'Yapmayacağım bir daha' diyor, yine yapıyor. Çocuğumun burnundan getiriyor. Kaç defa şikayet ettik. Sürekli kızımı kandırıyor. Kızımı, anlaşmalı boşanma için imza atacağım, diye oyalıyordu. Benim çocuğumun günahı neydi? Benim çocuğum işe gidiyordu. Yolda önünü kesmiş sonra da vurmuş çocuğumu. Beni de darbettiler, önümü kestiler, bıktık iyice? Benim çocuğum gitti. Şimdi benim çocuğumu kim geri getirecek? Yemin ediyor, 'Esmanur’a bir daha şiddet uygulamayacağım' diye yalvarıyordu, eve götürür götürmez de şiddet uyguluyordu. Daha önce de boşandılar, yemin şart etti, yeniden evlendiler. Yine şiddet uyguladı. Şimdi benim kızım kara toprak oldu. Bundan sonra ne olacak?”
'BEN YANDIM BAŞKA ANNELER YANMASIN'
Başka annelerin ağlamamasını ve kadın cinayetlerinin son bulmasını isteyen acılı anne Hacer Apaydın da şöyle konuştu:
''Anneler böyle ağlamasın. Anneleri ağlatmasınlar. Ben kızımın 4 senedir peşini hiç bırakmadım. Karakollara koştum. Yanına gittikçe kızımı dövüyordu. Silahla 'Anneni, babanı öldürürüm' diye tehdit ediyordu. 'Ayrılalım ama iyilikle ayrılalım benden nafaka almayın' dedi. Tamam, dedik. Herkes işine baksın, dedik. Ama ben yandım, başkaları yanmasın. Beni tehdit etti. Ben gittim hakkında uzaklaştırma aldım. Yine çare olmadı. Sonunda benim çocuğumu toprağa soktular. Herkes rahat etsin. Ne yapayım ben bundan sonra? Seviyorum, dedi. Esmanur’um istemedi. Nişanlanmadan önce 1 sene kapımızın önünde yattı. Nişanladık, evlendirdik, 'Seviyorum' dedi. Böyle sevgi mi olur? Seven adam kara toprağa mı koyar sevdiğini?”