AK Parti Konya Milletvekili ve Dış ilişkiler Başkan Yardımcısı Meryem Göka, merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Genel Kurul çalışmalarına katıldı.
Göka burada yaptığı konuşmada, uluslararası sistemin adaletsizliklerini ve küresel krizlere çözüm yollarını dile getirdi.
Günümüz küresel sınamalarının acil ve kararlı adımlar atmayı zorunlu kıldığını belirten Göka, “Ukrayna’dan Gazze’ye, Sudan’dan Yemen’e, Suriye’den Lübnan’a kadar dünyanın dört bir yanında çatışmaların açtığı yaralar, uluslararası düzenin adalet ve barışı sağlamakta ne kadar yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Bu düzen çoğu zaman sessiz bir tanık, bazen ise suç ortağı olarak karşımıza çıkıyor.” dedi.
ATEŞKES İÇİN 50 BİN İNSANIN KATLEDİLMESİ Mİ GEREKİYORDU?
AK Parti Konya Milletvekili Göka, Suriye ve Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek şunları söyledi:
Uluslararası toplum, Suriye’de işkencenin hapishane duvarlarında yankılandığı o günlerde neredeydi? İsrail’in Gazze’deki soykırımı, uluslararası toplumun acizliğinin en açık örneklerinden biri. Uzun zamandır beklenen ateşkesin ilan edilmesi için 50 bin kişinin katledilmesi ve dünya çapında protesto gösterileri düzenleyen insanlık vicdanının ayaklanması mı gerekiyordu? Bu suçların cezasız kalmasına izin vermek, kurallara dayalı uluslararası sistemin temellerini sarsmak demektir.”
“YENİ BİR SİSTEME ACİL İHTİYAÇ VAR”
Küresel barış ve istikrar için daha demokratik, kapsayıcı ve etkili bir sisteme ihtiyaç olduğunu vurgulayan Göka, konuşmasında şunları kaydetti:
“Uluslararası aktörlerin krizler karşısındaki acizliği ve sessizliği, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır: “Dünya beşten büyüktür”
“DAHA ADİL BİR DÜNYA MÜMKÜN”
Güçlünün çıkarlarını değil, mazlumların haklarını önceleyen bir sistem için uluslararası tüm platformlarda mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu, sadece BM Güvenlik Konseyi’ne bir eleştiri değil, aynı zamanda kurumların daha demokratik, kapsayıcı ve etkili bir yapıya kavuşturulması çağrısıdır. Bugün veto hakkına sahip birkaç ülkenin çıkarları doğrultusunda kitlenen bir Güvenlik Konseyi, küresel barış ve istikrarı sağlama işlevini yerine getirmekte aciz kalıyor. Türkiye milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaparak, Karadeniz Tahıl Girişimi’ni hayata geçirerek ve pek çok insani girişime liderlik ederek, sürdürülebilir barışın nasıl inşa edilebileceğini tüm dünyaya gösterdi. Ukrayna’dan Gazze’ye, Suriye’den Lübnan’a uzanan krizler, güçlünün çıkarlarını değil, mazlumların haklarını önceleyen bir sisteme duyulan ihtiyacı açıkça ortaya koyuyor. Bugün buradan bir kez daha çağrıda bulunuyorum: Adaleti, insanlığı ve eşitliği merkez alan bir uluslararası düzeni hep birlikte inşa edelim.