Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağındaki patlamada 27 yaşında yaşamını yitiren iki çocuk babası işçi Okan Akgül'ün her mesai bitiminde eşini arayıp "Ben çıktım kalbinizi ferah tutun." dediği öğrenildi.
Amasra ilçesine bağlı Ahatlar köyünde yaşayan ağabey Burhan Akgül, AA muhabirine, kaza haberini akşam saatlerinde bir yakınının annesini aramasıyla aldığını söyledi.
TTK'de patlama olduğunu öğrendikten sonra olay yerine gittiğini anlatan Akgül, "Oraya gittiğimde yaralılar çıkıyordu, sevindim. 'Bir trafo patladı.' dediler. Yaralılar geldiğine göre mühim bir şey yok dedim. Yarım saat, bir saat sonra, 'Okan önceden çıktı.' dediler. Ben de hemen Devlet Hastanesi'ne gittim. Oraya gittiğimde, 'Yoğun bakımda.' dediler. Bütün hastaneleri gezdim. Bartın, İstanbul, Ankara'daki hastaneleri hep araştırdım, hiçbir yerde yoktu." dedi.
Akgül, sabaha kadar beklediğini ancak, kardeşinden olumlu haber alamadığını dile getirerek, sabah saatlerinde polis memurunun kendisini telefonla aradığını, ağabeyinin yaşamını yitirdiğini söyleyince hastaneye çağırdıklarını aktardı.
Kardeşinin yaşamını yitirdiği haberini aldıktan sonra büyük üzüntü yaşadığını ifade eden Akgül, "Aradılar, 'Hastaneye bekliyoruz.' dediler. İşte orada yıkıldım. Ben zaten bu saate kadar çıkmayınca anladım. Kardeşim herkesin yardımına koşardı, herkes tarafından çok sevilirdi." diye konuştu.
"HER GÜN MESAİYE GİDERKEN ÇOCUKLARINI ÖPÜYORDU"
Kardeşi Okan'ın işine ve ailesine büyük önem verdiğini belirten Akgül, şunları kaydetti:
"Çok cana yakın birisiydi, her şeyin en iyisini yapardı, herkesin işini görürdü. Çoluk çocuğuna sahip çıkardı, her gün işe giderken çocuklarını öpmeden gitmezdi. Bilerek gidiyordu yerin 350 metre altına. Günlük çıkması Allah'ın takdiri ilahisi. Her gün mesaiye giderken çocuklarını öpüyordu. Çıktıktan sonra hemen eşini arardı, 'Ben çıktım kalbinizi ferah tutun.' derdi."
Akgül, sözlerini şöyle tamamladı:
"Evini, arabasını aldı. Parasını hep ailesi için harcardı, 'Bazıları ev, arsa alacağım.' der, o hep ailesi için çalışırdı. Hep ailesi, çoluk çocuk, bizim için çabalardı. Vefat haberini alınca herkesin hissettiğini biz de hissettik, yıkıldık.
Kızı, babasının tabutunun başındayken yanımdaydı; 'Anne bu babam.' dedi. Hepsi babasına bağlıydı, babasına çok benzerdi. Gözleri, saçları aynıydı. Kızlar zaten babalarına aşıktır."