Niğde depreminden sonra 'volkan' uyarısı geldi

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Niğde depremini değerlendirdi. Fayın Hasan Dağı volkanına çok yakın olduğunu belirten Sözbilir, "Aktifliğini yitirip yitirmediğinin araştırılması gerekir" dedi.

Türkiye’de yüzyıllardır sessizliğini koruyan fayların hareketliliğinin devam ettiğini hatırlatan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Niğde'nin Bor ilçesi yakınlarında meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremin son 100 yılda yıkıcı deprem üretmemiş bir fayda oluştuğunu belirtip, bu fayın çok genç bir volkan olan Hasan Dağı volkanına da çok yakın olduğunu söyledi. Prof. Dr. Sözbilir, "İnsanlar yaşarken patlayan volkanlar can ve mal kaybı yaratır. Günümüzde volkanların aktifliğini tamamen yitirip, yitirmediğinin ortaya çıkartılması gerekir. Bunun için çalışmalar yapılmalı" dedi.



Türkiye'de yüzyıllardır sessizliğini koruyan fayların hareketliliğinin devam ettiği belirtildi. Niğde'de dün (Pazar) saat 22.08'de meydana gelen depremin Orta Anadolu'da Niğde ile Aksaray arasında 200 kilometre uzunluğundaki Tuz Gölü fayından kaynaklandığını söyleyen DAUM Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, son 100 yılda yıkıcı deprem üretmemiş olan bu fayın büyüklüğünün 6.2 ile 7.2 arasında değişen büyüklükte deprem üretebilecek 6 fay segmentine sahip olduğunu açıkladı. Deprem tekrarlama periyodunun birkaç bin yıl olan Tuz Gölü fayının sismik boşluk sınıfında değerlendirilen aktif bir fay olarak kabul edildiğini ifade eden Sözbilir şöyle konuştu: "Niğde depremi Tuz Gölü fayının güney kısmında meydana geldi. Bu kesimlerde fay belli ölçeklerde saçaklanıyor ve çok sayıda fay parçasına ayrılıyor. Bu fay 200 km uzunluğunda bir fay. Aslında içinde 6 büyük fay segmenti var. Bunlar 6.2 ile 7.2 arasında deprem üretme potansiyeline sahip. Bu depremin hemen kuzeyinde de Hasan Dağı volkanı var. Bu çok genç bir volkan. Dolayısıyla depremin Tuz Gölü fayından mı kaynaklı yoksa volkanik bir aktiviteyle mi ilgili olduğu konusunda araştırmalar yapılması gerekiyor. Sismometreler kurulup o bölgenin sürekli izlenmesi lazım."

Görüntü bugün depremin hissedildiği Ereğli İlçesi Belkaya Mahallesinde kaydedildi!

'VOLKANLARIN PATLAMASI CAN VE MAL KAYBI YARATIR'

Bu fayın son 100 yılda deprem üreten bir fay olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Sözbilir, büyüklüğü 5, 4 ya da 3 oranında kaydedilen depremler yaşandığını ancak yıkıcı özelliğe sahip depremlerin oluşmadığını dile getirdi. Uzun zamandır yıkıcı deprem üretme anlamında suskunluğu olan bu fayın sismik boşluk niteliği taşıdığını anlatan Prof. Dr. Sözbilir, elde edilen verilerin kırılma zamanının yakınlaştığını gösterdiğini belirtti. Prof. Dr. Sözbilir Hasan Dağı volkanıyla da ilgili şu bilgileri verdi:

"Hasan Dağı insanlar yaşarken patlamış genç bir volkan. Dolayısıyla bu volkanın günümüzde yaşayıp yaşamadığının da ortaya çıkartılması gerekiyor. Bunun da yolu jeofizik ve sismolojik anlamda incelenmesiyle mümkün. Bu bölgedeki bazı depremlerin volkanik mi tektonik kökenli mi olduğu konusunda bir araştırma yapılması gerekiyor. Volkanik depremler de yıkıcı etki yaratabilir. Türkiye'de günümüzde aktivitesi süren bir volkanın henüz bilgisi yok. Çok genç volkanlar var. Ama araştırmalar günümüzdeki aktifliği konusunda yetersiz. İnsanlar yaşarken patlayan volkanlar can ve mal kaybı yaratır. Günümüzde volkanların aktifliğini tamamen yitirip yitirmediğinin ortaya çıkartılması gerekir. Bunun için çalışmalar yapılmalı. Tuz Gölü fayının üzerinde 6 segment var ve her biri ayrı şekilde yıkıcı deprem üretme potansiyeline sahip. Dolayısıyla bu bölgelerde özellikle resmi kurum ve kuruluşların çalışmalarını bir an önce tamamlaması gerekiyor."

'ÇALIŞMALAR GENİŞLETİLMELİ'

DAUM Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Tuz Gölü fayının en yüksek 7.2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip segmentleri olduğunu ifade etti. Sözbilir, "Bugüne kadar birçok faydalı çalışmalar yapılıyor. Üniversiteler, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ve Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü çalışmalar yapıyor ama yetersiz. Türkiye ölçeğinde faylarla ilgili elde etmemiz gereken verileri edinmiş değiliz. Bu çalışmalara bütçe ayırılmalı. Büyük ölçekli kuruluşların birlikte çalışarak bilgi üretmesinde fayda var" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri