Milliyet Gazetesi’nden Abdullah Karakuş, bugünkü köşe yazısında, Yozgat’ta İdlib şehidimiz Piyade Uzman Çavuş Hasan Hüseyin Özdemir’in (24) cenazesi defnedildikten sonra yaşananları kaleme aldı.
“Bir İdlib şehidimizin cenazesinde yaşananları duyunca ben uzun süre ağladım ve kendime gelemedim.” cümlesiyle başlayan Karakuş, “İbrahim amca, sen çok yaşa” deyip o olayı anlattı:
“Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum geçtiğimiz günlerde Yozgat, Akdağmadeni, Arpalık köyünde İdlib şehidimizin cenaze törenine katıldı.
Yağmurlu bir gündür.
Şehidimizin defnedildikten dualar edildikten sonra Bakan Kurum mezarlık çıkışında şehidimizin babası İbrahim amcanın koluna girer.
“İbrahim amca, köye yürüyerek mi gidelim, arabayla mı? Nasıl istersin?” diye sorar.
Hava yağmurlu ve mezarlıkta herkesin ayakları çamur içinde kalmıştır.
İbrahim amca şöyle ayaklarına bakar ve “Yok Bakanım, araba mahvolur şimdi. Biz yürüyerek gidelim” der.
Tabii Bakan Kurum dahil bu sözler herkesin ağlamasına neden olur.
Bakan Kurum ısrar etse İbrahim amca kabul etmez ve yürüyerek yağmur altında tekrar köye dönülür.
Yolda Bakan Kurum, İbrahim amcaya, “İbrahim amca, bana bir emrin var mı?” diye sorar.
İbrahim amca ise ‘Vatanımız, devletimiz sağ olsun. Bir isteğim var sadece. Köyümüzün 1 yıldır imamı yok. Köyümüze bir imam getirirsen dua ederiz’ der...”
Şehit babası İbrahim amcanın, Anadolu insanının vakur duruşunu gösteren bu sözleri, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum başta olmak üzere o ana şahit olanları duygulandırdı…