AK Parti Konya Milletvekili, Dışişleri Komisyonu Üyesi ve NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Üyesi Ziya Altunyaldız, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin ve Genel Kurulu’nun başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere dini kitaplara olan saldırılara ilişkin kınama kararlarını değerlendirdi.
Altunyaldız, “Batılı ülkelerde ifade özgürlüğü kivesi altında yeni bir furya olarak ortaya çıkan ve insanlığa yönelik bir nefret suçu olan dini kitap yakma eylemlerini hepimiz büyük bir esefle ve kaygıyla takip ediyorduk. Geçtiğimiz aylarda İsveç’te mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça saldırılar düzenlenmişti. İslam düşmanlığının bir tezahürü olan bu vahim olaylar, dünya üzerinde inanan 2 milyar Müslümanın hissiyatını hiçe sayan, fikir özgürlüğüyle yakından uzaktan alakası olmayan bir nefret suçudur. Üstüne üstlük bunun bir de polis kontrolünde yapılması gelinen hastalıklı durumun bir göstergesiydi” dedi.
Kutsal değerlere yapılan menfur saldırıların kabul edilemez olduğunu her mecrada dile getirildiğini belirten Altunyaldız, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO Zirvesi sürecinde yaptığı görüşmelerde altını net bir şekilde çizdiği bir husus vardı. Terörün her türlüsüne geçit verilmemesi. Bir terör türü olarak nitelendirdiğimiz, bir nefret suçu olan bu tahrik dolu eylemlerin uluslararası kamuoyunca da kabul edilemez olduğunu Birleşmiş Milletler’in son günlerde aldığı kararlarla da görmüş olduk. Önce Birleşmi Milletler İnsan Hakları Konseyi’nde, hemen ardından da BM Genel Kurulu’nda Kur'an-ı Kerim'i hedef alan, "dine yönelik nefret" olarak nitelendirilen saldırıların kınanması çağrısı kabul edilerek söz konusu eylemler en üst dereceden kınandı. Genel Kurul’da oy birliğiyle kabul edilen kararda ayrıca dinleri veya inançları nedeniyle kişilere yönelik her türlü şiddet eyleminin yanı sıra kişilerin dini sembollerine, kutsal kitaplarına, evlerine, iş yerlerine, mülklerine, okullarına, kültür merkezlerine ve ibadethanelerine yönelik şiddet eylemleri uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirilerek şiddetle kınandı.
Biz bu gelişmeleri son derece olumlu görüyoruz. En başından beri ifade özgürlüğü kisvesiyle kutsal değerlerimize yapılan menfur saldırıların kabul edilemez olduğunu her mecrada dile getirdik, bu nefret dolu eylemlerin tekrarı durumunda bunu dile getirmeye de devam edeceğiz. Bu bağlamda, söz konusu nefret suçlarına uluslararası kamuoyunun tepki vermesi son derece önemliydi. Modern toplumun bağlayıcı ilkelerinin başında gelen uluslararası hukukun, bazı ülkelerin işine geldiği gibi yorumlanmasının her zaman karşısında duracağız. Milyarlarca insanın kutsal değerlerinin, inançlarının, hissiyatının önemsenmesi, bütün bu önemli unsurların uluslararası hukuk çerçevesinde gözetilmesi amacıyla çalışmalarımızı ve müzakerelerimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.