Beyşehir Gölü mavi rengi, irili ufaklı adaları, kumsalları, karstik mağaraları, bozulmamış bitki örtüsü ve 651 kilometrekarelik yüzölçümüyle Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olma özelliğini taşıyor. Gölde başta sazan olmak üzere levrek, kadife, akbalık ve aynalı sazan balık türleri yetişiyor. Göl, bu özelliği nedeniyle de yüzlerce kişiye geçim kaynağı oluyor. Balıkçılar da koronavirüs tedbirleri kapsamında hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olmalarını da fırsat bilip soğuk havaya rağmen 'vira bismillah' diyerek göle açılıp, avlanmaya devam etti.
'EKMEK TEKNEMİZİ GÖNDERİYORUZ'
Suyun üzerinde hep bir batma korkusuyla balık tuttuklarını hatırlatan Volkan Koval (29), şunları söyledi:
''Kısıtlamada bize serbestlik getirildi. Bu sayede ekmek teknemizi döndürüyoruz. Saat 07.00'de kalkıp, 09.00'da gölde oluyoruz. Öğlene kadar ağ atıp, balık avladıktan sonra geri geliyoruz Zor bir iş ama buna da şükür. Hafta sonlarını fırsata çevirip balığa çıkabiliyoruz. Gölde yaklaşık bin balıkçı bulunmakta ama yarısı gölde balık olmadığı için gitmiyor. Hayvanları olanlar hayvancılığa devam ediyor. Geçimini balıkçılıktan sürdürenler de mecbur bir kilo çıksa da, iki kilo çıksa da gitmek zorunda kalıyor. Balıkçılık bu yüzden çok zor. Suyun üzerinde hep bir korku olur. Kimse yok yanınızda. Buna da şükür hiç iş olmamaktan iyidir.''
'HAFTA SONU EVE KAPANMAKTANSA BALIK TUTMAK GÜZEL OLUYOR'
Kısıtlamada da göle açılıp, avlandıklarını belirten Celalettin Erdoğan (22), ''Cumartesi ve pazar günü, hafta sonları da göle açılıyoruz. Hafta sonlarını gölde geçiriyoruz. Sabahın ilk ışıklarında 'vira bismillah' diyerek Beyşehir Gölü'ne açılıyoruz. Nasibimizin peşinde koşuyoruz. Ekmek parası için sabahtan işe koyuluyoruz. Bu işin zorlukları da, kolaylıkları da var. Bir de eğlenceli geçtiği zamanları da var. Özellikle hafta sonları evde kapalı kalmaktansa gölde balık tutmak güzel oluyor. Balık durumu bu günlerde çok zayıf, o kadar ağ atmamıza rağmen az balık çıkıyor. Ama geçimini sürdürmek için çoğumuz mecbur kalıyoruz" diye konuştu.