Deprem Uzmanı Konya’yı örnek gösterdi: Kaçacak yerimiz yok!

Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Konya’daki 5 şiddetindeki depremde binalarda hasarlar meydana geldiğini söyledi. İstanbul depremine vurgu yapan Ersoy “İstanbul'dan gitmek isteyenler var. Bence kaçacak yerimiz yok” dedi.

Türkiye’de Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı olmak üzere üç fay hattı bulunuyor. Vatandaşlar, hangi bölgelerde fay hattı olduğu ve risk haritasını araştırılıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, CNN TÜRK canlı yayınında Hakan Çelik'e önemli açıklamalarda bulundu.

BU HARİTA BİZE NE ANLATIYOR?

Türkiye deprem tehlike haritasının artık Türk toplumu tarafından ezbere bilindiğini belirten Prof. Dr. Haluk Özener, “Türkiye'deki fayları bir şekilde görüyorsunuz. Aktif fay hatları göz önüne alınarak üretilmiş bir harita. Ancak bu haritanın bir lejantı var. Şu an burada görmüyoruz ama Türkiye'de zemin koşulları gözetilmemiş yerler. Zemin koşulları eş kabul ediliyor.”

“BU HARİTA MÜHENDİSLER İÇİN HAZIRLANDI”

Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise “Bu vatandaş için hazırlanmış bir harita değil. Yapı yapan mühendisler için hazırlanmış bir harita. En son süreçte ivme değerlerine göre önemli parametleri elde ediyorsunuz. Vatandaş için bu harita çok aldatıcı olabiliyor. Buna göre ev yapılmaz. Şu ilçe bu ilçe diye adlar veriyoruz. Dezavantajı da olabiliyor. Kadıköy'de çok güvenli olduğunu düşünüyorsunuz ama bir sürü de dere yatağı var. Çoğu yerde mikro bölgelendirme çalışmaları yapıldı. Nerede hangi zeminler var? Hepsi yapıldı. Vatandaş binasını yaptıracağı parselin üzerinde tekrar bir zemin etütü yaptırması gerek. 6 Şubat depremlerini örnek vereceğim. Zemin atlamanın ne kadar tehlikeli olabileceğini gördük” diye konuştu.

“KONYA’DA 5 ŞİDDETİNDEKİ DEPREMDE BİNALARDA HASARLAR MEYDANA GELDİ”

Türkiye'nin yüzde 100’ünün deprem bölgesi olduğunu belirten Ersoy, şunları söyledi:

“Yıllar süren üst üste birikimlerle oluşturulan bir harita. 2012'de güncellendi. Türkiye'nin yüzde 92'si deprem bölgesi diye bir ifade var bunu sevmiyorum. Herkes kendini yüzde 8'de kabul ediyor. Türkiye'nin yüzde 100'ü deprem bölgesi. En son Konya’daki 5 büyüklüğündeki deprem. Bunun şehir efsanesi olduğunu depremler bize zaten gösteriyor. Köy evlerini bile depreme güvenli hale getirebilirsiniz. Bu teknikleri var. 5'te Konya'daki binalarda hasarlar meydana geldi. Okların uzun olması kısa olması onların hareket hızını gösteriyor. Ege bölgesinin ne kadar hızlı olduğunu görebiliriz. Biz risk planı sevmiyoruz, biz krizi seviyoruz. Kriz popülerdir. Risk analizi yaptığınız zaman bunlar görünmüyor. Deprem olduğunda yaptığınız yardım görünüyor. Popüler olmayı çok seviyoruz. Hatay'dan haberler alıyorum. Yardımlar aktı şimdi yardım yok. Susuzluk var. AFAD'ın kuruluş amacı risk yönetmek için kuruldu. Kişisel görüşüm AFAD biraz hantal geliyor bana. Biraz daha hareketli olması için daha üst kademeye bağlanması gerektiğini düşünüyorum. Yeni bir bakanlık kurulması gerekiyorsa kurulmalı. Çok önemli bir kurum.”

“TÜRKİYE’NİN ORKESTRA ŞEFİNE İHTİYACI VAR”

3 fay hattının enerji biriktirme hızının aynı olmadığın söyleyen Özener, “Aslında hepsi eğitimden geçiyor. Çok iyi projeler yapabilirsiniz ama onun aplikasyonu sahaya uygulaması çok önem taşıyor. Bu bizim yaptığımız bir TÜBİTAK projesinden. Olası bir depremde deprem büyüklüğünü tahmin ediyoruz. Burada 1079 tane GPS noktası var. Bunların hızlarını buluyoruz. Türkiye'de ortalama yer kabuğu hareketinin güney batı yönünde saat istikametinde bir hareketimiz var. Güneyde 30-35 milimetre hareket olur doğuda 7-8 milimetre düşebiliyor. 3 fayın enerji biriktirme hızı aynı değil. Deprem tekrarlama hızı da aynı değil. Ege'de mesela deprem tekrarlama aralığı 100 yıl ise Doğu Anadolu'da 500-800 yıla çıkabilir. AFAD'ın çok iyi bir orkestra şefi olması gerekiyor. Bir kurumdan her şeyi yapmasını istemek ve mükemmel yapmasını istemek haksızlık. Orkestra şefine ihtiyacı var.” dedi.

MARMARA’DA 4 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM BEKLENİYOR

Prof. Dr. Haluk Özener: Ne zaman olacağından çok Marmara depremine ne kadar hazırız? Bunu konuşmamız lazım. Türkiye risk azaltma planına geçildi. Bu planlar gelişmeye müsait planlar. 81 il için yapılmış risk planları var. Bunların uygulanmasında problemler yaşıyoruz. Bir yol haritası çıktı. Yeter ki uygulansın. Şunu bilmeliyiz ki Marmara'da sürekli depremler oluyor. 3-3.9 ile gösterilenler sarı ile gösteriliyor. 2020 yılında 900'ün üzerinde deprem var. Her yıl olan depremlerde ortalama 4'ün üzerinde deprem oluyor. Bu sene sonuna kadar 4'ün üzerinde deprem yaşamamız Marmara'nın doğal sismik aktivitesindendir. Anlam yüklemeleyim. Marmara'da sismik bir boşluk var. Yaklaşık 130 km'lik bir alandan bahsediyoruz. Burada da bir deprem beklentimiz var. Marmara'da 250 yıldır çok ciddi deprem olmadığı kabul ediliyor. Dünyada bilim insanlarının kabul ettiği bir şey var ki; Marmara'da 7'nin üzerinde deprem olması olasılığı var. Ancak şunu söyleyemiyoruz; 1 dakika sonra mı olacak, 10 sene sonra mı olacak, 50 sene sonra mı olacak...

Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Kuzey Anadolu Fayı 1200 km uzunluğunda bir fay zonu. Erzincan'da başlayan deprem ne kadar kısa sürede İstanbul'un kapsına dayandı. Bakın 1999'da 2 tane deprem yaşadık. İki gerilim noktası var. Deprem üreteceğini söylüyor. Depremin yaklaştığı konusunda ortak görüşümüz var. Önümüzde büyük bir risk var. İstanbul bir tedarik köprüsü... Buradaki zinciri kırdığımız zaman doğrultamayız.

EN KÖTÜ SENARYO NE?

Prof. Dr. Haluk Özener: Komple kırıldığı zaman 7.5 deprem üretileceği söyleniyor. Fayın 3 parçalı olduğu ve her parçanın farklı olduğu söyleniyor.

Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Peş peşe depremler var. 1 yıl içinde. 7'den büyük deprem mutlaka olacak. Bunun küsüratı çok önemli değil. Biz gördük ki 2019'da 5.8 büyüklüğünde bir deprem vardı. O bile küçük prova oldu. Haberleşmemiz kilitlendi, trafik kilitlendi hatta hasar bile meydana geldi. Şimdi bunun çok ve çok üzerindeki bir depremden söz ediyoruz. Bu yapı stoğunun içinde 6'nın üzerinde depremler bile zarar verebilir. Küsüratlarla uğraşmak yerine İstanbul'u ve Marmara'yı gelecek depreme hazırlamamız gerekiyor. Bir de tsunamiyi eklemek gerekiyor.

Prof. Dr. Haluk Özener: Tsuami ülkemizde bilinen bir şey değildi. 30 tane tsunami var. İzmir'de bunu gördük. 40 cm yüksekliğinde bir dalga insanın ayağını kaydırıp boğulmasına sebep olabilir. Bunların İBB sitesinde tsunami çalışmaları var.

Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Biz ada ülkesi gibiyiz. Kıyıların buna göre planlanmasında eksiklikler var. Kıyıdaki mekansal planlamanın nasıl olması gerektiğiyle ilgili tekrar planlama yapılmalı. İstanbul için 50 senaryo var.

Prof. Dr. Haluk Özener: Depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz ama tsunaminin ne zaman olacağını biliyoruz. Depremden 7 dakika sonra gelebileceğini biliyoruz. Gelmesi 15 dakikayı bulabilir. Deprem oldu deniz kenarındasınız hemen yüksek yerlere gidiyorsunuz. Tsunami haritalarında tahliye planları var. Toplanma ve barınma alanlarını da ayırmak lazım. Deprem gerçeğini unutmadan yaşamamız lazım. Afet riskleri bize ilkokuldan beri öğretilmesi lazım ki yaşam biçimi olsun.

KENTSEL DÖNÜŞÜM

Prof. Dr. Haluk Özener: Daha hızlı aksiyon alacak bir çözüme gitmesi lazım. Bu merkezi ve yerel yönetimin birbirini desteklemesiyle olabilir. 1 koydum 3 alayım mantığıyla değil. İnsan hayatı çok önemli. Bunun içinden cımbızla seçersiniz, sarı ve gri renkleri boşaltmak isteyebilirler. Mühendislik ve bilim dediğimiz bir şey var. Bilimin ışığında kötü zemine çok sağlam binalar yapabiliriz. Buna dikkat çekmek lazım.

Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Cebinizde paranız yoksa bunları yapmanıza imkan yok. Ekonomik sorunların bu anlamda çözülmesi lazım. Burada koyu renkli kırmızı olan kesim, aslında Türkiye'nin en sağlam yerindeler. Bunda detaylar var tabii. Sarı bölgelerde 20 milyon senelik kayalar. Gelecek depremlerden geçmişten daha yıkıcı olacak. Deprem dalgaları gevşek yerlerden geçerken yapı stoğuna daha fazla zarar verir. Biz bunu bir ilçeden başka bir ilçeye taşınma olarak görmeyelim.

"BENCE KAÇACAK YERİMİZ YOK"

Prof. Dr. Şükrü Ersoy: İlçeden ilçeye taşınmak değil, İstanbul'dan gitmek isteyenler var. Bence kaçacak yerimiz yok. İlçe il aramak yerine sağlam zeminde sağlam yapılarda oturmayı planlamalıyız. Devletin özendirici olması gerekiyor. Deprem yatağına hastane okul yaparsanız vatandaşı suçlayamazsınız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Konya Haberleri