Depremin yıktığı Anadolu’nun ilk camisini Konya ayağa kaldırıyor
6 Şubat depreminde yıkılan Habib-i Neccar Camisi’ni dünya kültür mirasına yeniden kazandırma çalışmaları sürüyor. Hatay’da bulunan Konya heyeti çalışmaları yerinde inceledi, detaylı bilgilendirmeyi Başkan Uğur İbrahim Altay yaptı.
112
Anadolu’nun ilk camisi olma özelliğini taşıyan Hatay’daki Habib-i Neccar Camisi, 6 Şubat’teki asrın felaketinde büyük oranda yıkılmıştı.
212
Büyükşehir Belediyesi tarafından caminin yeniden dünya kültür mirasına kazandırılmasını yönelik çalışmalar hızla devam ediyor.
312
Konya Valisi İbrahim Akın, AK Parti Konya Milletvekilleri Latif Selvi, Mustafa Hakan Özer, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, restorasyon çalışması süratle devam eden Habib-i Neccar Camisi’nde incelemelerde bulunarak gelinen son durumu hakkında bilgi aldı.
412
İncelemelere, Haber Dairesi’nden Doğukan Akbıyık’ın da aralarında bulunduğu Konya’da görev yapan gazeteciler de katıldı.
512
“DEPREMDEN SONRA HATAY’DA ÇOK ÖNEMLİ İŞLER YAPTIK”
İnceleme sonrası açıklamalarda bulunan Başkan Altay, 6 Şubat depreminden sonra Konya Büyükşehir Belediyesi ve Konya ailesi olarak Hatay’da çok önemli işler yaptıklarını bu vesileyle de Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi tarafından şahsına fahri doktora tevdi edildiğini anımsattı.
612
“DEPREMDE KONYA BELEDİYESİNİN BAŞARISI KONUŞULUYORSA BU KONYA’NIN TOPYEKÜN HAREKET ETMESİNDENDİR”
Üniversite rektörüne ve senatosuna teşekkür ederek fahri doktora diplomasını Konyalılar adına ve bu bölgede çalışan tüm belediyeler adına aldıklarını kaydeden Başkan Altay, “Çünkü depremde yerel yönetimlerimiz büyük bir başarı hikayesi oluşturdular ve vatandaşlarımızın ne tür ihtiyacı varsa gidermek için çaba sarf ettiler. Biz de verilen talimat gereği Hatay’a geldik 6 Şubat akşamı. Yaklaşık 40 gün boyunca bizzat ben de Hatay’da bulundum. Bugün depremde Konya Belediyesinin başarısı konuşuluyorsa bu Konya’nın topyekün hareket etmesindendir” ifadelerini kullandı.
712
“KONYA-HATAY KARDEŞLİĞİNİN YILLARCA SÜRMESİ ADINA ÖNEMLİ BİR TARİHİ ESERİ RESTORE ETMEYE KARAR VERDİK”
Başkan Altay konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Bugün de Sayın Valimiz, milletvekillerimiz, oda temsilcilerimizle beraber o gün emeği olan herkesle beraber geldik. Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu yapıyoruz. Konya ve Hatay kardeşliği o kadar güçlü bir kardeşliğe dönüştü ki biz depremden sonra da bu kardeşliğin hatırlanması ve yıllarca sürmesi adına önemli bir tarihi eseri restore etmeye karar vermiştik. Habib-i Neccar Camii nasip oldu. Buraya ilk geldiğimde kubbesinin yıkılmış olduğu enkaz halini hatırlıyorum. Şu an itibariyle arkadaşlarımız yoğun bir şekilde çalışıyor. Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri neticesinde binanın Allah’ın izniyle bir daha yıkılmayacak şekilde yeniden ahşap bir kubbeyle tamamlanması yönünde bir karar çıktı. Bugün de ilk ahşap kısmını yerleştirmiş olduk. Bir taraftan güçlendirme işlemine bir taraftan da yapım işlemine devam ediyoruz. İnşallah Anadolu’nun bu ilk camisini Konya olarak restore etmeyi ve 2025 yılı ortalarında tamamlamayı planlıyoruz. Böylece Habib-i Neccar Camisi’ni sadece Hatay’a ve Türkiye’ye değil, tüm dünya kültür mirasına yeniden hediye etmiş olacağız.”
Depremin birçok acıyı beraberinde getirdiğini ve insanların hayatında ve şehirlerde önemli değişiklikler yaptığını dile getiren Başkan Altay, “Deprem şehirlerimizi de değiştirdi ve kültürel mirasımız üzerinde çok büyük bir baskı oluşturdu. Yüzlerce tescilli eser yıkıldı. Biz de Konya Büyükşehir Belediyesi olarak üstümüze düşen sorumluluk bilinciyle Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu yürütüyoruz. Zannediyorum Hatay’da en nitelikli restorasyon çalışması denince Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonu gelir ve en ileri durumdaki restorasyon da burası. Çok titiz bir çalışmayı çok büyük bir gayretle yapıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızla koordineli olarak, Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün kontrolünde, bilim heyetinin tavsiyeleri doğrultusunda işi titizlikle yürütüyoruz. İnşallah tamamlandığında gelen herkesin o zihnindeki Habib-i Neccar’ı yeniden görecekleri ama aynı zamanda depreme karşı dayanıklı bir binayı inşa etmiş olacağız. Böylece Konya-Hatay kardeşliği ilelebet sürecek bir dostluğa dönüşecek. Bugün bizi can-ı gönülden kucaklayan tüm Hataylılara teşekkür ediyorum. Fahri Doktora ünvanını almamıza vesile olan 2 milyon 300 bin Konyalıya, hatta Konya dışında bulunan, yurt dışında bulunan tüm Konyalılara, tüm kurum ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. Binamızın bir an önce açılmasını temenni ediyor, emeği geçen işçi kardeşlerimize teşekkür ediyorum” açıklamalarında bulundu.
912
Habib-i Neccar Camisi, Antakya’nın 638 yılında Müslüman Arapların eline geçtiği dönemde inşa edilmiştir. Bugünkü Türkiye sınırları içerisinde inşa edilen ilk cami olduğu kabul edilmektedir. Kurtuluş Caddesi'nde bulunan cami Hz. İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir Antakyalı'nın adını taşımaktadır. Bu olay Kur’an-ı Kerim’de Yasin Suresi’nde geçmektedir.
1012
Rivayete göre, MS 40’lı yıllarda Hz. İsa’nın havarileri Antakya’ya gelip tanrının tek olduğunu anlatmaya çalıştıklarında onlara inananların başında bir marangoz (neccar) gelir. Neccar, Pagan inanışından vazgeçip onlara katılır. Ancak havarilerin yeni vaazları halkı öfkelendirir.
1112
Kral da havarileri hapse attırır. Bunun üzerine Antakya’ya yeni bir elçi, Şem’un Safa, gönderilir. Şem’un, mucizeleriyle kralı ikna eder ve arkadaşlarını kurtarır. Halk ise havarilere inanmamakta kararlıdır. Uğursuzluk getirdiklerini düşündükleri için onları taşlayarak öldürmeyi planlamaktadır. Habib-i Neccar öfkeli ahaliyi durdurmaya çalıştığı sırada öldürülür. Rivayet edilir ki kesilen başı, Habibi-i Neccar Dağı’nın tepesinden, şimdi türbesi ve mezarının bulunduğu yere kadar yuvarlanır.
1212
Caminin kuzeydoğu köşesinde, yerin 4 metre altında Habib-Neccar’ın ve Şem’un Safa’nın, girişte ise Yuhanna ve Pavlos’un türbeleri bulunmaktadır. Etrafı medrese odaları ile çevrilidir. Cami avlusunda bulunan şadırvan ise 19'uncu yüzyıl eseridir.