İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa, Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, toz fırtınasını, kurak ve yarı kurak iklim şartlarında üzerinde bitki örtüsü bulunmayan topraklardaki toz boyutundaki toprak parçacıklarının rüzgarla taşınması olarak tanımladı.
Rüzgarın şiddetine bağlı olarak ince kum taneciklerinin de taşınmasının mümkün olduğunu belirten Tolunay, Türkiye'de de yarı kurak ve kurak iklim şartlarına sahip İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde uzun yıllardır toz fırtınalarının görüldüğünü söyledi.
Oldukça kurak bir iklime sahip olan Iğdır'da da toz fırtınalarının yaşandığına işaret eden Tolunay, "Bu toz fırtınaları havadaki 10 mikron ve 2,5 mikron çapından büyük partikül maddelerin miktarını artırarak sağlık üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır. Tozlu havalarda görüş mesafesi kısaldığı için çok sayıda trafik kazası gerçekleşmekte, uçuşlar aksayabilmektedir." dedi.
Tolunay, kurak bölgelerde üzerinde bitki örtüsü bulunmayan tarım ve mera alanlarından tozların kalkması hadisesinin "rüzgar erozyonu" olarak adlandırıldığına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Rüzgar erozyonuyla taşınan toz ve toprak nedeniyle tarım alanları zarar görmektedir. Havaya kalkan tozlar da sonrasında çökelerek bitkilerin üzerini kaplamakta ve bitkilerin fotosentez yapmasını engellemektedir. Özetle toz fırtınalarının insanlar ve doğa üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Diğer yandan ülkemiz başka ülkeler kaynaklı toz fırtınalarının etkisinde kalabilmektedir. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki iller Suriye kaynaklı toz fırtınalarına sıkça maruz kalmaktadır. Ek olarak Kuzey Afrika gibi daha uzak mesafelerden de ülkemize toz taşınabilmektedir. Ancak bu uzun mesafeli toz taşınımı ülkemizde fırtına şeklinde etki göstermemekte, daha çok hava kalitesinin bozulması ve görüş mesafesinin kısalması gibi etkileri olmaktadır."
Toz fırtınalarının en fazla olduğu ve rüzgarla toprakların taşındığı başlıca illerin Konya, Karaman, Niğde, Ankara, Iğdır ve Şanlıurfa olduğu bilgisini veren Tolunay, "Buralarda gelecekte de sıcaklıkların artacağı ve yağışların azalacağı, dolayısıyla kuraklık yaşanacağı öngörülmektedir. Toz fırtınalarının kurak bölgelerde daha yoğun olduğu dikkate alındığında 12 Eylül 2020'de Ankara Polatlı'da gerçekleşen toz fırtınası gibi olayların gelecekte de yaşanacağı söylenebilir. İklim değişikliğinin uzun yıllardır zaten gerçekleşen toz fırtınaları üzerindeki en büyük etkisi bunların sayısının, sıklığının, şiddetinin ve etki alanının artması şeklinde olacaktır." ifadelerini kullandı.
"İNSANLAR TARAFINDAN BİTKİ ÖRTÜSÜ TAHRİBATI DAHA YAYGINDIR"
Toz fırtınası gibi doğal afetlerin yaşanmasının pek çok sebebi olduğuna vurgu yapan Tolunay, şöyle devam etti:
"Toz fırtınalarının en önemli nedeni kurak ve yarı kurak alanlarda bitki örtüsünün tahrip olması diyebiliriz. Bitki örtüsü, kökleriyle toprağı tutarak ve ayrıca bitki artıklarından oluşan humus ile tozları birbirine yapıştırarak toprağın ve tozun havalanmasını engellemektedir. Ancak bitki örtüsü ortadan kalktıktan sonra kuruyan toprağın rüzgarla havalanması daha kolay olmaktadır. Bitki örtüsünün doğal olarak kaybı kuraklık nedeniyle bitkilerin kuruması ya da yetişmemesi şeklinde gerçekleşir. Ancak insanlar tarafından bitki örtüsü tahribatı daha yaygındır. Kurak ve yarı kurak bölgelerdeki otlak ve bozkırların aşırı otlatmayla tahrip edilmesi, ormanların kesilmesi, ormanlar ile otlakların tarım alanına dönüştürülmesi ve buralarda tek yıllık ürünler yetiştirilmesi, hatalı toprak işleme yöntemleri topraklardaki toz boyutundaki parçacıkların taşınmasının en önemli sebepleri arasında gösterilebilir."
"RÜZGAR PERDELERİ, ARKASINDAKİ 75 METREYE KADAR MESAFEYİ KORUYABİLMEKTEDİR"
Prof. Dr. Tolunay, bu kapsamda alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
"Kum-toz fırtınası olmadan önce alınması gereken önlemlerin neler olacağı aslında sorunun kaynaklarından belli, en önemlisi kurak ve yarı kurak bölgelerde arazi tahribatını önlemektir. Aşırı otlatma nedeniyle bitki örtüsünü kaybetmiş otlak ve meraların ıslah edilmesi, tarım alanlarında çok yıllık ürünler yetiştirilmesi, toprak işlemesiz tarım uygulamalarının yapılması, toprakların organik madde içeriklerinin artırılması gereklidir. Ayrıca toprakların şiddetli rüzgar mevsiminden sonra sürülmesi, toprak yüzeyinin malçlanması (saman ve benzeri artıkların toprakların üzerine serilmesi), iklim ve toprak koşullarının uygun olduğu yerlerde ağaçlandırmalar yapılması alınabilecek önlemlerden bazılarıdır.
Diğer yandan ülkemizde rüzgar erozyonu ve toz fırtınalarının en fazla görüldüğü yöre olan Konya Karapınar’da rüzgarın hızının düşürülmesi için tarım alanlarının arasında rüzgar yönüne dik olarak ağaçlardan oluşan rüzgar perdeleri oluşturulmuştur. Rüzgar perdeleri rüzgar hızını düşürerek toprakların havalanmasını ve taşınmasını engellemektedir. Rüzgar perdelerinin koruma alanı, perdeyi oluşturan ağaçların boyuna bağlı olarak değişir. Örneğin 5 metre boyunda ağaçlardan oluşan bir rüzgar perdesi, arkasındaki 50-75 metre mesafeyi koruyabilmektedir."