Hazreti Mevlana'nın 749. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası anma törenleri Şebi Arus ile tamamlandı. Programa TBMM Başkanı Mustafa Şentop da katıldı.
Şentop, Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenen, Hazreti Mevlana'nın 749. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri'nde, Hazreti Mevlana'nın gönül erlerinden biri olduğunu söyledi.
Mevlana'nın yaşadığı dönemde Anadolu'nun Haçlı ve Moğol saldırılarıyla sarsıldığını aktaran Şentop, Hazreti Pir'in hiçbir kutsalın ve insani değerin dikkate alınmadığı bu büyük yıkım dönemlerinde bir diriliş ve direniş eri olduğunu vurguladı.
Şentop, Hazreti Mevlana'nın insanlığı yeniden hakka, iyiliğe, güzelliğe, merhamete, umuda ve aşka çağırdığına işaret ederek, "İslam'ın diriltici kaynağı Kur'an'dan hareketle, Mesnevi formuyla yapılan bu çağrıya, o günlerden başlayarak hiç kesilmeden bugün de dünyanın her yerinden cevaplar verilmeye devam ediyor. Her yıl icra edilen şebiarus merasimi için ülkemizin ve dünyanın her tarafından yola çıkan yüzbinlerce beden ve ruh, bu çağrıdaki hakikat ve aşk davetine icabet için Konya'mıza geliyor. Bu ne saadet, bu ne güzel bir buluşmadır." diye konuştu.
"ONUN ÇARPICI SÖZLERİNDEN SULTANLAR DA ETKİLENİYOR, DİLENCİLER DE"
Hazreti Mevlana'nın sözlerinin entelektüel zihinleri de sokaktaki insanları da etkilediğini ifade eden Şentop, şöyle konuştu:
"Onun çarpıcı sözlerinden sultanlar da etkileniyor, dilenciler de. O karıncayı da gözetiyor, Süleyman'ı da. Çocuğa da bir şey anlatıyor, kadına da erkeğe de. Serçeye de bir şey diyor, anka kuşuna da. O Doğu'ya da sesleniyor, Batı'ya da. Yoksula da yer var onun mana sofrasında, zengine de. Onun sözleri, insanı akıl ve ruhun değişik açılarından sarıp sarmalar. Düşünen, akleden, seven insanlar onun büyük ve Müslüman bahçesinde gezmeyi sürdürüyor."
"KÜRESEL ÇAĞDAŞ MOĞOLLAR BUGÜN DE DEĞİŞİK YIKIMLARA İMZA ATMAKLA MEŞGUL"
Şentop, iyiyle kötünün Hak ile batılın savaşının bugün de sürdüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kötülük dün olduğu gibi bugün de kıtalar arası dolaşıyor ve örgütlü. Küresel çağdaş Moğollar bugün de değişik yıkımlara imza atmakla meşgul. İşgal, açlık, savaş, iç savaş ve başka trajediler bugün de dünyamızın ne yazık ki 'alışılmış' görüntüleri arasında ama biz alışmadık, alışamadık bu görüntülere. Değişik şekillere bürünerek, örgütlü küresel kötülük bizim üzerimize de gelse başka mazlum bir topluluğun üzerine de gelse, gerek diplomasi masalarında, gerek sahada, gerekse başka bütün platformlarda reddediyoruz, karşı koyuyoruz ve elimizden geldiği kadar mücadele ediyoruz."
"AZGINLIĞI, HAKSIZLIĞI VE KÖTÜLÜĞÜ REDDEDİYORUZ"
Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli ve Mevlana'nın anlamını Kur'an'dan ve onun içerdiği yüksek şuur ve ruhtan alan değerler manzumesi bıraktığını anlatan Şentop, "Bu, bizim kötülüğe, zulme alışmamıza izin vermiyor, müsaade etmiyor. Alışmadık ve alışmayacağız. İnsanın insana kulluğunu reddediyoruz. Azgınlığı, haksızlığı ve kötülüğü reddediyoruz. Sadece yüce Yaratıcı'nın önünde eğilen bu aziz millet, ruh köklerinin dün olduğu gibi bugün de farkında." ifadelerini kullandı.
"MEVLANA İSLAMSIZLAŞTIRILAMAZ"
Şentop, her sözünü, eninde sonunda büyük Kur'an hakikatine bağlayan Hazreti Mevlana'yı bugün tüketim toplumunun bir nesnesi yapma çabalarını, ondan bir yaşam koçu çıkarmak isteyenleri gördüklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Onu bir kişisel gelişim gurusu veya psikologların referans kaynağı yapmak isteyenleri, O'nu İslam'dan soyutlayıp modern bir filozof derecesine indirgemek isteyenleri görüyoruz. Oysa Mevlana'nın temel içeriği ve anlam zemini olan İslam gözardı edildiğinde, o hayran olunan perspektiflerin de fişi çekilmiş olur, hepsi değersiz hale gelir. Mevlana, İslamsızlaştırılamaz. Onun şu sözleri ilave tek bir ek kelimeye bile gerek duyurmayacak kadar net ve açıktır. Şöyle der aziz Pir, 'Ben sağ olduğum müddetçe Kur'an'ın kölesiyim. Ben Muhammed muhtarın yolunun tozuyum. Benim sözümden bundan başkasını kim naklederse, ben ondan da bizarım, o sözlerden de bizarım."
Hazreti Mevlana'nın 749 yıl önce bugün dünyadan ayrılırken, ölümü bir ayrılık değil, bir buluşma, şenlik ve düğün gecesi, "şebiarus" olarak değerlendirdiğini vurgulayan Şentop, büyük hak dostunun yaktığı gönül kandilinin kalpleri ve şehirleri aydınlatmayı sürdürdüğünü sözlerine ekledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Mevlana'yı rahmetle yad etti. Mesnevi'nin yazıldıktan 750 sene sonra dahi aynı heyecanla okunmasının, Mevlana'nın fikirlerinin asırları aşan etkiye sahip olmasının sıradan bir durum olmadığına dikkati çeken Ersoy, "Mevlana eserlerini öyle bir aşk ile meşk etmiştir ki yanan ateş halen yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir. Bizi bir duvarın tuğlaları gibi bir arada tutan bu yol Mevlanaların, Yunus Emrelerin, Hacı Bektaş-ı Velilerin yoludur. Onlar bize hayata sevgiyle, merhametle, adaletle, diğerkamlıkla bakmayı öğrettiler. Her şeyin başının muhabbet olduğunu biz bu büyük velilerden öğrendik. Anadolu topraklarının mayasını onlar oluşturdu. Dün ekilen tohumlar bugün hoşgörümüzün, kardeşliğimizin, ahlakımızın ve kültürümüzün oluşmasında büyük öneme sahiptir." ifadelerini kullandı.
Anadolu topraklarında din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığının bulunmadığını belirten Ersoy, "Bizim düşünce kodlarımızda insanları renginden, ırkından, dilinden ötürü aşağılamak yoktur. Bizim ticaretimizde komşumuzdan, dostumuzdan, arkadaşımızdan daha fazla kazanmak için her şeyi mübah gören bir tutum meşru görülemez. Bizim gönlümüzde, kalbimizde bizim gibi yaşamayan, düşünmeyen bir insanın düşman görülmesi diye bir şey asla olmamıştır. Tarih boyunca ne dün ne bugün kendi varlığımızın gerekliliği olarak bir ötekine ihtiyaç duyulmamıştır." diye konuştu.
Ersoy, yaratılmış olan her şeyin sahibinin Allah olduğuna inanıp, bu inanç doğrultusunda Mevlana'nın işaret ettiği gibi Yaradan'a hürmet dolayısıyla yaratılana saygı duyduklarını vurgulayarak şöyle devam etti:
"Mekke'den Balkanlar'a, Afrika'dan Endülüs'e, Orta Asya'dan Anadolu topraklarına uzanan bu ruhun etkisini kırmak isteyenlerin bugün dünyayı getirdiği nokta ortadadır. Günümüzde dünya nüfusunun sadece yüzde birlik kesiminin serveti 7 milyar insanın servetinin toplamına eşittir. Dünya genelinde temiz suya erişme sorunu yaşayan insanların sayısı 3 milyara yaklaştı. Sömürgecilik, kolonyalizm, savaşlar nedeniyle yaklaşık 1 milyara yakın insan açlık karşısında yaşam mücadelesi vermektedir. Milyonlarca insan evlerini terk edip göç etmek zorunda kalıyor. İnançları, düşünceleri, derisinin rengi nedeniyle milyonlarca insan, insanlık onuru ayaklar altına alınarak ayrımcılığın her türlüsüne maruz bırakılıyor.
İnanıyoruz ki yeryüzü bu kadar zulmü, adaletsizliği ve kaosu kaldıramaz. Hiçbir insan bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Çocukların, kadınların, yaşlıların, mazlumların uykularına bomba seslerinin eşlik etmesini kabul etmiyoruz ve biz buradan, Konya'dan, Anadolu coğrafyasından insanlığa sesleniyoruz, artık bu kaosa bir son verilmeli. Çatışmalara, savaşlara, bencilliğe, sömürüye, ayrımcılığa karşı insanların daha büyük acılar yaşamaması için dünyada bazı şeylerin değişmesi gerektiğini haykırıyoruz."
Mevlana'nın yeryüzünde adaletin ve barışın egemen olması için ihtiyaç duyulan paradigmayı asırlar önce "Sevgi şifadır. Sevgi güçtür. Sevgi, değişimin mührüdür." sözleriyle ifade ettiğini aktaran Ersoy, şunları kaydetti:
"İşte bugün bize düşen en önemli görev, insanlığın muhtaç olduğu bu sesin dünyanın dört bir yanında yankılanması için bu değişim mührünü vurmaktır. İnanıyoruz ki daha fazla bomba, savaş, işgal, gözyaşı değil, dünyayı sevgi, hoşgörü ve adalet güzelleştirecektir. Bize aşkı, kardeşliği, merhameti anlattığı için, bu toprakların hamurunu muhabbetle yoğurduğu için Mevlana'ya sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi anmak 8 asır önce yaşamış bir tarihsel şahsiyeti anmanın ötesinde, onu her yönüyle anlamak ve bu çağa taşımakla mümkündür. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak Mevlana'nın tanınmasına, düşüncelerinin bilinmesine ayrı bir önem veriyoruz. Sadece yurt içinde değil, özellikle yurt dışında Mevlana ve Mesnevi merkezli çalışmalar yürütüyoruz. İnşallah bu çalışmalarımızı daha da arttırarak insanların istifadesine sunmaya devam edeceğiz."
"ONUN İNSANLARA TAVSİYE ETTİĞİ YOL, MANAYI, VARLIĞIN GERÇEK SAHİBİNİ, HAKİKİ DOSTU ARAMAYA DAYALI BİR YOLDUR"
Konya Valisi Vahdettin Özkan, Mevlana'nın bütün insanlığı kucakladığını ve tüm insanlık tarafından derin bir teveccühle karşılandığını söyledi.
Mevlana'yı anmanın ve anlamanın önemine işaret eden Özkan, "Onun insanlara tavsiye ettiği yol, manayı, varlığın gerçek sahibini, hakiki dostu aramaya dayalı bir yoldur. Hazreti Pir'in yaklaşımında enaniyet ve ihtirasın vesayetinden kurtulup başta insan olmak üzere mevcudata hikmet ve muhabbetle bakmak esastır. Eserleriyle çokluk içinde birliği görmeyi, birlik içinde de çokluğu görmeyi ve sanattan sanatkarı göstermeyi sağlamaktadır. Hazreti Mevlana'nın asırlar önce tüm insanlık için çizdiği istikamet, modern toplumların bireye kazandırmayı hedeflediği değerleri de içermektedir." ifadelerini kullandı.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, törenlerin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, şunları kaydetti:
"Hazreti Mevlana'nın, kendi ölüm gecesini 'şebiarus' yani 'düğün gecesi' olarak tarif etmesi, mesajlarının en çarpıcı olanları arasındadır. Ölüm, çoğu insan için, sevdiklerinden, dostlarından ayrılmak, dünya nimetlerinden mahrum kalmak manasına gelse de Hazreti Mevlana gibi arifler nezdinde böyle duygulara yer yoktur. İslam'ın nuruyla feyizlenmiş gönüllerden sarf edilen bir kelam, dünyevi kaygıları, anlamsız endişeleri ortadan kaldırmaya yeter."
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, sanatçı Ahmet Özhan tasavvuf müziği konseri verdi, sema ayin-i şerifi yapıldı.
Törene, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Konya Valisi Vahdettin Özkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı.