Fransa’nın Provence bölgesinden gezgin çift Frédéric Marce ve Annick Linders, 2010 yılında ilk kez ziyaret ettikleri Karapınar’a yıllar sonra geri döndü. Volkanik doğa ve kamp tutkunu çift, Meke Gölü ile Acıgöl’de kamp yapıp gölde yüzmenin tadını çıkarırken, bölgede yaşanan değişim karşısında büyük hayranlık duydu.
2010’da Afrika yolculuğu sırasında Karapınar’da mola veren çift, Türkiye’yi ve Karapınar’ı o günden beri kalplerine kazıdı. Frédéric Marce, “Türkiye’yi ve Türk insanının misafirperverliğini ilk kez burada keşfettik. Meke Gölü’nün benzersiz manzarası bizi büyülemişti. O an bu topraklarla bağımız kuruldu." dedi.
MEKE GÖLÜ: VOLKANİK DOĞANIN SANAT ESERİ
Çift, Meke Gölü’nü “dünyada eşi benzeri olmayan doğal bir sanat eseri” olarak nitelendirdi. Göl çevresinde kamp yapmanın, gün doğumu ve gün batımı manzaralarının büyüleyici olduğunu dile getiren Annick Linders, “Burası sadece bir doğa harikası değil, ruhun dinlendiği bir yer. Türkiye’de Karapınar’ın bu yönü yeterince takdir edilmiyor” diye konuştu.
ACIGÖL’DE DEVASA DEĞİŞİM
2010’da ziyaret ettiklerinde düzenlemenin neredeyse hiç olmadığı Acıgöl’de bu yıl karşılaştıkları gelişim karşısında şaşkınlık yaşadıklarını söyleyen çift, gölde artık yüzmenin mümkün olduğunu, kadın ve erkekler için ayrı duş alanlarının yapıldığını belirtti. Frédéric Marce, “Gölün tuzlu suyu yüzmeyi kolay ve keyifli kılıyor. Provence’taki Akdeniz’den çok farklı bir deneyim. Acıgöl Avrupa’daki birçok gölden daha özel” dedi.
Karapınar Belediyesi’nin göl çevresine kurduğu karavan parkları ve ücretsiz altyapı hizmetleri de çiftin beğenisini topladı. “Lavanta tarlasının ortasında karavan alanı kurulması harika bir fikir. Burada geçirdiğimiz her an bizim için bir hediye” yorumunu yaptı.
YAMAÇ PARAŞÜTÜ VE DOĞA MACERALARI
2021’de Karapınar’a dönüş sebeplerinden birinin yamaç paraşütü alanını keşfetmek olduğunu belirten Frédéric Marce, “Yerel pilot Mustafa Ulutaş sayesinde gökyüzünden Karapınar’ı seyretmek hayatımın en özel deneyimlerinden biri oldu” dedi.
Türkiye’de doğa yürüyüşleri sırasında Nemrut Dağı’ndaki krater gölünde ayılarla karşılaştıklarını anlatan çift, Türkiye’nin sadece kültürel değil, vahşi doğa zenginliğiyle de keşfedilmeye değer olduğunu vurguladı.
TÜRK MİSAFİRPERVERLİĞİ ÇAY SOHBETLERİNDE HAYAT BULUYOR
Türkçe bilmediklerini ancak çayın evrensel dil olduğunu belirten çift, “Her gün birileriyle çay içmek bizim için en büyük armağan. Türk insanının sıcaklığı ve misafirperverliği bu toprakların en büyük hazinesi” dedi.
ÇEVRE TEMİZLİĞİNE DUYARLILIK ÇAĞRISI
Karapınar’daki olumlu değişimlere rağmen çevre temizliği konusunda uyarıda bulunan çift, “Belediye her yere çöp konteyneri koydu ama bazı insanlar doğaya çöplerini bırakmaktan çekinmiyor. Böyle büyüleyici yerler, daha fazla özen istiyor” ifadelerini kullandı.
KARAPINAR: ARTIK SADECE MOLA DEĞİL, SEYAHAT HEDEFİ
2025 yılında Türkiye ve Gürcistan üzerinden Ermenistan’a gitmeyi planlayan çift, Karapınar’ı artık sadece bir geçiş noktası değil, seyahatlerinde özel bir durak olarak gördüklerini söyledi.
Frédéric Marce, “Karapınar kalbimizin bir köşesinde. Meke Gölü, Acıgöl, gökyüzü ve insanlarıyla bizi burada tutuyor. Her yıl daha da güzelleşiyor” diye konuştu.