Mardin İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün deneme bahçesinde, hayvancılıkta et ve süt verimini artırdığı tespit edilen, kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli dört kanatlı tuz çalısı yetiştiriliyor.
Derin kökleri sayesinde sorunlu ve tuzlu alanlarda yetişebilen, su istemeyen, soğuğa dayanıklı, uzun süre yeşil kalabilen, ABD, İran ve Avustralya'nın yanı sıra birçok ülkede denenen tuz çalısı (atriplex), erozyonla mücadelede de başarı sağlıyor.
Fideleri toprakla buluşurken verilen can suyu dışında su istemeyen tuz çalısı, ekildikten 3 yıl sonra hayvanlar tarafından tüketilebiliyor.
KONYA’DAN GÖNDERİLEN TOHUMLAR 10 DEKARLIK ALANA EKİLDİ
Mardin'de Tarım ve Orman İl Müdürlüğünce hayvancılıkta et ve süt verimini artırması ve toprak muhafazası amacıyla geçen yıl Konya ve Eskişehir'den getirilen tohumlar, 10 dekarlık deneme bahçesine ekildi.
Bahçede yetiştirilen tuz çalısı fideleriyle 10 dekarlık alana daha ekim yapılacak. Çalışmada, yeterli tohum alınması durumunda 130 dekarlık alanda yılda 4 milyon tuz çalısı fidesi üretilmesi hedefleniyor.
"TÜM TÜRKİYE'YE YAYMAYA ÇALIŞACAĞIZ"
Tarım ve Orman İl Müdürü Menduh Dinler, Mardin'de yaklaşık 1 milyon küçükbaş, 80 bin büyükbaş hayvanın ve 620 bin dekarlık mera alanının bulunduğunu söyledi.
Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün yol göstermesi ile kentte geçen yıl tuz çalısı üretme çalışmalarına başladıklarını belirten Dinler, tuz çalısını yetiştirerek meralara dikmek için çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
Konya ve Eskişehir'den getirdikleri tohumları ektiklerini ve çalıların 1 metre boyuna geldiğini kaydeden Dinler, 10 dekarlık bahçe kurduklarını belirterek, şöyle konuştu:
"10 dekarlık bir bahçe daha kuracağız. Bunlardan gelecek tohumlarla birlikte üretim alanını çoğaltmayı hedefliyoruz. Yeterli tohum bulabildiğimiz zaman 130 dekarlık alanda yılda 4 milyon fide üretme kapasitemiz var. Şu anda yetişen bitkiler normalde 5 aylık bir bitki. Soğuk illerde ekildiği zaman bu 10-15 santim boy atıyor ama bizde 1 metre boy attı. Çalı tipine geldi. Burada hem iklimsel hem yetiştirme teknikleri çevre illerden daha iyi durumda. Buradan 2 yıl içinde çıkacak tohumlarla üretime geçeceğiz. Önce Mardin ve çevre illere daha sonra tüm Türkiye'ye yaymaya çalışacağız. Kuracağımız bahçelerde amacımız tohum üretip bu tohumlarla fideyi çoğaltmak, ardından fideleri meralara dağıtmak. Yılda yaklaşık 4 milyon fide üretmeyi hedefliyoruz."
"EROZYONA KARŞI DA İYİ BİR BİTKİ"
Hayvancılığın temel sorununun yem olduğunu, tuz çalısının da hayvancılığın yem ihtiyacını karşılayacağını belirten Dinler, meraların tamamında yem bitkisi üretmek istediklerini söyledi.
Bunu Türkiye'nin geneline yayıp hayvancılıkta yem sorununu ortadan kaldırmak istediklerini anlatan Dinler, "Erozyona karşı da iyi bir bitki. Toprağı koruma açısından da iyi bir bitki. Yem olarak da kullanılacak." ifadelerini kullandı.
"VERİM KAPASİTESİ YÜKSEK"
Alanda incelemelerde bulunan Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Acar da yüksek lisans, doktora, doçent ve profesörlük safhasında yem bitkileri ile uğraştığını söyledi.
Değişen iklim şartlarına uygun dünyanın birçok yerinde çalı bitkisinin yetiştirildiğini, ülkede de böyle bir çözüm arayışına girdiklerini dile getiren Acar, şöyle konuştu:
"Türkiye'de mera alanlarının büyük bir kısmı step alanlardır. İklim değişikliği sebebiyle büyük bir bozulmaya uğramış olan bu alanların yeniden ihya edilmesi ve hayvancılığa kazandırılması gerekiyor çünkü hayvancılıktaki en önemli giderimiz yemdir. Bu giderler ucuz ve kaliteli yollardan temin edilmezse hayvancılığın sürdürebilir olması risk oluşturmakta. Hayvancılığı sürdürebilmek için yaklaşık olarak 14,6 milyon hektar olan çayır mera alanlarını ıslaha başladık."
Islahla ilgili çeşitli alternatif uygulamalar yaptıklarını, bazı uygulamaların verimsiz ve masraflı olduğunu görünce çalı formasyonuna yöneldiklerini kaydeden Acar, çalının dikimi, bakımı ve verimi itibarıyla diğer uygulamalardan çok daha ileri bir seviyede olduğunu vurguladı.
Tuz çalısının Elazığ, Niğde, Aksaray, Konya, Eskişehir, Nevşehir gibi illerde yetiştirildiğini, şimdi de bu bölgede yetiştirmeyi arzu ettiklerini belirten Acar, şöyle devam etti:
"Bitkinin özelliği tuza, soğuğa dayanıklı olması. Verim kapasitesi yüksek. Belirli bir bakım yaptıktan sonra sulamaya gerek kalmıyor. Bu büyük bir avantaj. Yeter ki çiftçilerimiz tarafından 2 yıllık bir koruma sağlansın. Tuz çalısı, dünyada sadece yem üretmek için değil, erozyonu önlemek amacıyla da kullanılıyor. Bu otun yetiştiği yerde biyoçeşitlilik artıyor. Türkiye'de erozyon en fazla mera alanlarımızda oluyor. Yüzde 55'e yakın bir erozyon olma durumu var. Bu ormanda yüzde 5, tarlalarda yüzde 30. Bu çalılar erozyonu da önleyici özelliği sahip. Ortamı güzelleştiriyor, iklimin sert yapısını kırıyor ve erozyonu önlüyor."
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Çayır Mera Yem Bitkileri Daire Başkanlığında görevli ziraat mühendisi Abdulmuttalip Turan da tuz çalısının, kuraklığa, tuzluğa ve susuzluğa dayanıklı, hayvan beslemede çok kıymetli bir bitki olduğunu söyledi.
Konya bölgesinde başlanan çalışmayı iklim değişikliğinden etkilenen alanlara yayma gayretinde olduklarını belirten Turan, "TÜİK verilerine göre ülkede 14,6 milyon hektar mera alanımız var. Bu bitkinin aynı zamanda öncü gibi bir kabiliyeti de var. Etrafında bulunan bitki vejetasyonunu olumlu etkileyerek daha iyi gelişmesini sağlıyor. Bu açıdan da tuz çalısı kıymetli." ifadelerini kullandı.