Geçmiş ile gelecek arasında köprü kurabilecek uzunlukta bir ömre sahip; yaş, gövde çapı, tepe çapı ve boy itibarıyla kendi türünün alışılagelmiş ölçülerinin üzerinde boyutlara ulaşan, yöre tarihi ve kültüründe özel yeri bulunan anıt ağaçlar, Bakanlığa bağlı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nce tescillenerek koruma altına alınıyor. Tarihi, mistik ve folklorik niteliğe sahip, kültürel miras olarak kabul edilen anıt ağaçlara bu yıl 53 yeni ağaç eklendi. Tescil edilerek korumaya alınan 53 yeni ağaç ile Türkiye'nin dört bir yanındaki anıt ağaç sayısı 10 bin 506'ya yükseldi.
LABORATUVARDA YAŞ TESPİTİ YAPILIYOR
Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Doğal Sit Alanları ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Mustafa Uzun, ağacın gövde çapı, uzunluğu ve yaşının tespiti gibi ağacın yapısal özelliklerini ortaya koyabilecek çalışmalar gerçekleştirerek, anıt ağaçları tespit ettiklerini söyledi. Uzun, ağaçların yaşının tespit edilmesine ilişkin, "Anıt ağaç olarak tescil etmek istediğimiz ağacın gövdesinin belli bir yüksekliğinden, 'artım kalemi' adı verilen bir parça alıyoruz ve bu kalem üzerinde bulunan ağacın gövdesinin yıllar içerisinde genişlemesiyle ortaya çıkan yaş halkalarının laboratuvar ortamında sayılmasıyla yaklaşık olarak bir yaş tespiti yapıyoruz. Daha sonra ağacın anıt ağaç olarak sınıflandırılması için ortaya koyduğumuz kriterlerle, ağacın bizim saptadığımız boyutsal özelliklerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi sonucunda anıt ağaç tespit ve tescilini gerçekleştirerek 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, kapsamında ağacı koruma altına alıyoruz" dedi.
Uzun, anıt ağaçların korunması için bakım ve rehabilitasyon çalışmaları yaptıklarını kaydederek, "Bakım ve onarım çalışmalarımızın ilk adımında ağaçların mevcut durum tespitini gerçekleştiriyoruz. Ardından anıt ağacın sağlığının iyileştirilmesi için gerekli olan uygulamaların tespitini yapıyor ve işlemlere başlıyoruz" diye konuştu.
ANIT AĞAÇLAR ÖZENLE KORUNUYOR
Koruma çalışmaları kapsamında anıt ağaçların kuru ve hastalıklı dalları, ağırlık nedeniyle düşme riski bulunan dalları budanıyor. Budama ile ağaçta oluşan kesikler aşı macunu ile kapatılıyor. Ağaçların kovuk ve yara ağızlarında bulunan böcek ve mantar tahribatına maruz kalmış dokular sterilize edilmiş keskin aletler ile temizlenerek ağaçtan uzaklaştırılıyor. İlgili kanunu gereğince, koruma altına alınan anıt ağaçların zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile izin alınmaksızın inşa ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlar, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılıyor.
EN YAŞLIZI 4117 YAŞINDAKİ PORSUK AĞACI
Bakanlıktan alınan verilere göre Zonguldak'ın Alaplı ilçesinde bulunan 4117 yaşındaki porsuk ağacı, en yaşlı anıt ağaç konumunda. Antalya Kumluca'da 2329 yaşındaki sedir ağacı 2, Kahramanmaraş Onikişubat'da 2282 yaşındaki doğu çınarı 3, Hatay Samandağ'da 2003 yaşındaki doğu çınarı ve Konya Taşkent'deki kokulu ardıç ağacı 4, Manisa Demirci'de 1832 yaşındaki doğu çınarı 5, Antalya Elmalı'da 1703 yaşındaki kokulu ardıç 6, Manisa Kırkağaç'ta 1653 yaşındaki zeytin ağacı 7, Muğla Yatağan'da 1503 yaşındaki zeytin ağacı 8, İstanbul Sarıyer'de 1383 yaşındaki Londra çınarı 9, Hatay'da 1353 yaşındaki zeytin ağacı da 10'uncu en yaşlı anıt ağaçlar.
KONYA'DAKİ KOKULU ARDIÇ NEREDE?
Türkiye’nin en yaşlı, dünyanın ise ikinci en yaşlı ağacı olan Juniperus Foedissima türündeki “Ağıl Ardıç” Konya’nın Taşkent İlçesi Balcılar Mahallesinde bulunuyor.
2 Bin yaşlarındaki ağaç 22 metre boyunda, 4 metre çapında ve 12 metre çevre genişliğinde. Yüzyıllara tanıklık eden ağaç, yerli ve yabancı turistlerin de büyük ilgisini çekiyor. Yaklaşık 10 kişinin ellerini açarak ancak kucaklayabildiği “Ağıl Ardıç” ağacı Balcılar Mahallesine 8 km mesafede bulunuyor.
Güzel kokulu yapraklarını kışın da dökmeyen, kara yemişli, 20 metreye kadar boylanabilen, 2300 metreye kadar yayılabilen ve 60-70 kadar türü bulunan ardıç, orman yaşamının sona ermesi aşamasında, en son kaybolan dayanıklı türden. Erozyon önleyici, rüzgar, kar ve ses perdesi ve süs bitkisi olarak da yetiştirilebiliyor. Bir çok hastalığa da iyi geldiği belirtiliyor.