Türkiye'nin rüzgar erozyonuna maruz kalan bölgelerinin başında gelen ve yaklaşık 50 kişilik bin nüfusa sahip Karapınar'da, yer altı sularının çekilip, toprağın göçmesiyle meydana gelen obruklar, bölge halkı için tehdit oluşturuyor. Son dönemde özellikle hasadının yapılmaya başlandığı ve başlanacak olan mısır tarlalarında oluşan obruklar da üretici için tehlikeli duruma geldi. Konya Teknik Üniversitesi öğretim üyesi ve Obruk Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Arık, obruk oluşum nedenleriyle ilgili, "Obruk oluşumlarının başında gelen sebeplerden bir tanesi jeolojik faktörler. Obruk oluşumuna müsait kayaçlar olmasa obruk olmaz. Özellikle Konya'nın Doğusu ve Karapınar arasında kalan bölgede hem bu obruk oluşumuna müsait kayalar var hem yer altı suyu hareketleri önemli. Bir de bu bölgede gömülü birçok kırık sistem mevcut. Bütün bunlardan dolayı asit karakterli sular yukarı Tuz Gölü'ne doğru hareket ederken boşlukları genişletiyorlar ve zaman içinde boşluk büyüdükçe obruklar meydana geliyor" dedi.
'ANİ ÇÖKMELER EN TEHLİKELİSİ'
Bölgede ani çökmelerin meydana gelebildiğini ve bunun da tarım alanlarında çalışanlar için tehlike oluşturabileceğini belirten Arık, şunları söyledi:
"Obrukların tarımsal alanlarda yaygınlaşmasının en temel sebebi, zaten genişlemiş olan boşlukların yukarıdaki örtü tabakasının biraz daha sulamalar sonucunda ağırlaşması da artı bir faktör. Ama tek faktör değil. Dolayısıyla tarımsal sulamalarda biz öteden beri çok su isteyen bitkilerin üretimi obruk oluşumları için kısmi bir etki oluşturur demiştik. Bu da o negatif etkilerden biri. Özellikle mısır tarlalarında, yonca gibi pancar gibi ekili tarlalarda meydana geliyor. Aşağıdaki boşlukların belirli bir hacme ulaşması üstteki örtü tabakasının kalınlığının azalması bir de örtü tabakasının sulamalarla birlikte ağırlığının artması bu çökmelere sebep oluyor. Bölgede özellikle üstteki örtü tabakasının niteliği önemli. Bu malzeme içinde kirli malzemenin yaygın olması ve kohezyonlu olması altta bulunan boşlukları kısmi olarak çökerek zaman içinde görünmesini engelleyebiliyor. Anlık çökmeler meydana gelebiliyor. En tehlikelisi de bu durum gibi görülüyor. Vatandaşlarımız orada aktif olarak çalışıyorlar. Sulamalar, hasat yapılıyor. Dolayısıyla buralar bizim çalışmalarımız sırasında belki de tespit edemeyeceğimiz boşluklar oluyor. Çünkü yüzeylerin pek çoğu izlenemiyor, aniden çöküyor. Kohezyonlu alanlarda böyle bir risk söz konusu. Karapınar çevresinde yaptığımız çalışmalarda kohezyonlu alan oldukça yaygın."
'BUNDAN SONRA DA OBRUKLARIN OLUŞMASI MÜMKÜN'
Dinamik bir yapının söz konusu olduğunu ve bu nedenle de obrukların oluşumunun bundan sonra da devam edeceğini belirten Prof. Dr. Arık, "Bu bölgede şu anda AFAD ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalar var. Yer hareketleri çalışma grubumuz çok güzel tespitler yapıyor. Hem yer altı suyu kullanımı hem de obrukların oluşumunu meydana götüren jeolojik faktörleri hem de bunlara neden olan yer hareketlerini çalışıyorlar. Biz de obruklarla ilgili jeolojik faktörleri çalışıyoruz. Bütün bunların sonucunda inşallah Karapınar için Karpınar bölgesini kapsayan bir raporumuz oluşacak. Bu demek değildir ki obrukların hepsi tespit edildi, bir daha obruk olmayacağı anlamına gelmez. Çünkü dinamik bir süreç. Hem yer altı suyu devam ediyor hem yağışlar devam ediyor, suların asidi değişebiliyor ve yer altı suyu hareketli. Dolayısıyla bundan sonraki dönem içinde de çeşitle dönemlerde obrukların oluşması mümkün. Şu anda bulunması gereken şey, obruk oluşabilecek muhtemel yerlerin tespit edilmesi ve vatandaşlarımızın önceden uyarılması şeklinde olacak. Bu çalışmalara yeni başladık. Şu anda vatandaşlarımıza şu bölgede obruk oluşacak, diye tedirgin etmek istemiyoruz. Raporlarda açıklanabilir nitelikli sonuçlara ulaştığımız zaman raporlarımızı ilgili kurumlara AFAD ile birlikte ileteceğiz. Ondan sonra vatandaşlar içinde bir uyarı çalışması yapılacaktır" diye konuştu.
Bölgede yaşayan ve çiftçilikle uğraşanlar da obruk oluşumları nedeniyle korktuklarını söyledi.