Beyşehir ve Yöresi Tarih, Kültür ve Turizm Mirasını Koruma-Tanıtma Platformu Başkanı, Tarihçi Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, Beyşehir'e bir müze kazandırılması için platform olarak sanal ortamda bir imza kampanyası başlattıklarını açıkladı.
Prof. Dr. Muşmal, Beyşehir merkezinde yer alan park ve bahçelerde ve Eşrefoğlu Külliyesi içerisindeki çeşitli alanlarda Roma-Bizans, Selçuklu, beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda taş eser bulunduğunu hatırlattı. Hüseyin Muşmal, bu taş eserlerin önemli bir kısmının açık alanlarda, parklarda ya da bahçelerde korumadan uzak olduğunu vurgulayarak "Eserlerin önemli bir kısmı Türkçe kitabelere sahip olmasına rağmen, içlerindeki bazı sanduka ve mezar taşlarında Arapça-Farsça şiirler, Kur'an-ı Kerim’den ayet ve sureler bulunmaktadır. Bu eserler sadece üzerindeki yazıların mukaddesatı nedeniyle değil, aynı zamanda süsleme ve biçim özellikleri, ait oldukları döneme dair tarihsel şahitlikleri ve değerleri ile bugünkü vaziyetlerinde gelişigüzel bir şekilde korunmasız ve güvenliksiz bırakılmayacak kadar önemlidir" şeklinde konuştu.
Beyşehir ilçesi dahilindeki kültür varlıklarının korunması ve ilçede özgün kentsel ve kırsal kültürün muhafaza edilmesi için en kısa zamanda bir müzenin kurulması veya uygun koruma şartlarının oluşturulmasının gerekmekte olduğunun altını çizen Muşmal "Yaklaşık 7 yıldır, gerek basın yoluyla ve gerekse çeşitli konferans, söyleşi ve imza günlerimde Beyşehir’de bir müze kurulmasının gereğini ısrarla dile getirmekteyim. Tarihî süreçten günümüze kadar ulaşmış olan Beyşehir’deki eserlerin korunması, bizim en başta gelen görevimizdir. Zira bu, ülkemizi Türk-İslam yurdu yapan, şehrimizi inşa ve imar eden ecdadımıza olduğu gibi, aynı oranda gelecek nesillere bırakmak adına ödemek zorunda olduğumuz borcumuzdur. Beyşehir’de kurulacak bir müze, çok sayıda eserin kurtulmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına imkan tanıyacaktır. Sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda çok sayıda etki uyandıracak olan bu girişim, ayrıca Beyşehir kültür ve turizmine de hizmet edecektir. Beyşehir’e gelen yerli ve yabancı turistler müzeyi gezerek, bölgede daha fazla vakit geçirecek, bu durum Beyşehir hakkında ilgiyi artıracak, belki de insanların konaklama ihtiyacını da doğuracaktır. Müzenin kurulmasına kadar geçecek olan sürede Beyşehir’in tarihsel ve kültürel yapısına uygun nitelikte olmak üzere, mevcut eserlerin sergi ve teşhir şartlarına uygun, yani müze olmaya elverişli, daha korunaklı üstü kapalı, emniyeti alınmış tarihî yapılara taşınması da mümkündür. İçerişehir Mahallesi içinde bulunan İsmail Ağa Medresesi veya Eşrefoğlu Bedesteni düzenlenerek Taş Eserleri Müzesi’ne dönüştürülebilir. Bunların gerçekleşmesi de bürokratik açıdan sıkıntılı oluyorsa, Hamidiye Mahallesi’nde yer alan Süleyman Efendi Konağı restore edilerek Beyşehir’e en azından bir 'Kent Müzesi' veya 'Bey Konağı' kazandırılabilir. Bu girişimler tek başına yeterli değilse de ecdadımızın emaneti olan eserlerin yok olmaktan kurtarılmasına hizmet edecektir" diye konuştu.