Konyalı terzinin Mevlevi yolculuğu! Gündüz dikiyor, akşam aşk ile dönüyor
Konya’da yaşayan ve terzilik yapan 40 yaşındaki Ömer Kılıç, gündüzleri atölyesinde Mevlevi kıyafetleri dikiyor. Mesaisinin ardından Kılıç, akşam sema törenlerine katılıyor, aşk ile dönüyor.
117
Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu bünyesinde sema meşk eden 40 yaşındaki Ömer Kılıç, bu yıl "Muhabbet Vakti" temasıyla düzenlenen törenlerin heyecanını yaşıyor.
217
TERZİLİKTEN MEVLEVİLİĞE
Terziliğe 13 yaşında gördüğü rüyanın etkisiyle başlayan Kılıç, semazen olan ustası sayesinde Mevlevilikle tanıştı.
317
Mevlevi dervişlerinin sema ederken giydiği, kefeni simgeleyen beyaz tennuresini almaya gittiği dikimhanenin ortamını beğenmeyen Kılıç, bu elbisenin daha manevi ortamda dikilmesini düşündüğü için tennure hazırlamayı öğrendi.
417
İlk kendi tennuresini diken Kılıç, zamanla ustalaşıp Türkiye ve dünyadaki Mevlevihanelerin de tennure takımlarını dikiyor.
517
Kılıç, kalan zamanında dizi ve filmlere derviş elbiseleri üretiyor.
617
Atölyesindeki mesaisinden sonra da Şebiarus etkinliklerine hazırlanan Kılıç, akşam da "Mevlevi Ayini Şerifi"nde mensubu oluğu semazen topluluğuyla sema icra ediyor.
717
Kılıç, Mevlevi elbiselerinin dikildiği terzihanenin, sema meydanının mutfağı olduğunu söyledi.
817
Kainatın oluşumunu ve insanın alemde dirilişini anlatan semanın asırlardır icra edildiğine değinen Kılıç, semazenin giydiği beyaz tennurenin kefeni, üzerine giyilen siyah hırkanın kabri, başlarındaki sikkenin de mezar taşını simgelediğini aktardı.
917
Tennure dikerken de bazı ritüellere uyduğuna dikkati çeken Kılıç, şöyle devam etti:
"Dikişe başlamadan önce abdest alıyorum. Semazen meydanda, her dönüşünde 'Allah, Allah' diye İsm-i Celal çeker. Dolayısıyla onun büründüğü, tennure dediğimiz semazen elbisesi de önce abdest alınıp besmeleden sonra kalpten 'Allah, Allah' diye İsm-i Celal çekilerek dikilir.
1017
"TENNURE DİKİLEN ORTAM DA HER ANLAMDA TEMİZ OLMALI"
Sema edilen meydana ayakkabıyla basılmaz. Tennure dikilen ortam da her anlamda temiz olmalı. Ayakkabıyla basılmamalıdır."
1117
Tennure dikmenin, emeğinden ve kazancından ziyade manevi yolculuğu olduğunu vurgulayan Kılıç, "Semazen olduğum için o elbisenin ne için kullanıldığını, anlamını, değerini biliyorum. Kullanıldığı sema meydanını tanıyorum.
1217
"FARKLI KIYAFET DİKERKEN O HAZZI ALMIYORUM"
Dolayısıyla sema etmiş gibi tam o hazzı alamayız ama içimde manevi huzur hissediyorum. Hazreti Mevlana'ya soruyorlar 'Aşk nedir?' diye, 'Ben ol da anla.' diyor. Bazı şeyleri anlatmak hakikaten çok zor. Farklı kıyafet dikerken o hazzı almıyorum." diye konuştu.
1317
Terzihanedeki mesaisinden sonra akşam semaya hazırlanırken tüm fiziksel yorgunluklarından arındığını anlatan Kılıç, dünyayla ilgili tüm düşüncülerden sıyrılarak çıktığı sema meydanında manevi huzura eriştiğini, yaşadığı dinginliğin günlük hayatına olumlu yansıdığını ifade etti.