Konya’nın batısında yer alan Doğanhisar ilçesi, hem tarihi dokusu hem de doğal güzellikleri ile dikkat çekiyor. İlçe sınırları içerisinde bulunan ve 1548 yılında inşa edilen Ulu Camii, Osmanlı mimarisinin zarif örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Ulu Camii, Süleyman Paşa tarafından yaptırılmış olup, tek kubbeli, tek minareli bir yapıya sahip. Caminin en dikkat çekici unsurları arasında, el işçiliğiyle süslenmiş ahşap mihrabı, minberi ve tavan nakışları yer alıyor.
Özellikle caminin tavanında görülen geometrik desenler ve ahşap oyma süslemeler, dönemin sanat anlayışını gözler önüne seriyor.
AHŞAP SANATININ NADİDE ÖRNEKLERİ
Caminin ahşap mihrabı ve minberi, 16. yüzyıl Osmanlı ağaç işçiliğinin nadide örnekleri arasında gösteriliyor. Ahşap minber, kündekari tekniği kullanılarak yapılmış olup, zarif motifleri ve geometrik desenleriyle dikkat çekiyor.
Mihrabın üst kısmında yer alan hat yazıları ise dönemin hattatlarının estetik anlayışını yansıtıyor.
DOĞANHİSAR: TARİH VE DOĞANIN BULUŞTUĞU NOKTA
Konya şehir merkezine yaklaşık 130 kilometre uzaklıkta bulunan Doğanhisar, Batı Toroslar'ın eteğinde yer alıyor. İlçe, zengin su kaynakları, verimli tarım arazileri ve yemyeşil doğasıyla biliniyor. Doğanhisar Çayı, bölgenin can damarı niteliğinde olup tarım ve hayvancılığa önemli katkı sağlıyor.
Tarihi boyunca Frig, Roma, Bizans ve Selçuklu uygarlıklarına da ev sahipliği yapan Doğanhisar, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait birçok tarihi eseri barındırıyor. İlçede yer alan Kervansaray kalıntıları, antik yerleşim alanları ve tarihi köprüler, kültür turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip.
KÜLTÜR VE TURİZM POTANSİYELİ YÜKSEK
Doğanhisar Ulu Camii, yerli ve yabancı ziyaretçilerin yanı sıra, mimarlık ve sanat tarihi açısından da araştırmacıların ilgisini çekiyor.
Caminin orijinal mimarisi korunarak günümüze ulaşmış olması, bölgedeki kültürel mirasın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.