Konya’nın Doğanhisar ilçesi Konakkale Mahallesi’nin dağlık bölgeleri, her yaz emek ve sabırla yürütülen mangal kömürü üretimine sahne oluyor. Bu zorlu işin baş kahramanlarından biri de 30 yılı aşkın süredir kömür üretimiyle uğraşan Mersinli Öner ailesi.
Aslen Mardinli olan ve her yaz mevsiminde Mersin’den gelerek Doğanhisar’ın ormanlık alanlarına yerleşen aile, geçimlerini meşe odunundan ürettikleri mangal kömürünü satarak sağlıyor. Kurdukları çadırlarda hayatlarını sürdüren Öner ailesi, sabahın ilk ışıklarıyla mesailerine başlıyor.
ZORLU KOŞULLARDA 12 SAATLİK MESAİ
Günün erken saatlerinde meşe ağaçlarını kesen aile üyeleri, topladıkları odunları üst üste dizip öbekler halinde yığıyor. Daha sonra bu öbeklerin üzerini meşe yaprakları ve toprakla kapatarak kontrollü şekilde ateşe veriyorlar. Bu işlem sonrası odunların kömüre dönüşmesi yaklaşık 15 ila 20 gün sürüyor. Kömürlerin yanma süreci boyunca öbeklerin hava almaması gerektiği için aile üyeleri gece gündüz başında nöbet tutuyor.
Yılmaz Öner, Haber Dairesi muhabirine yaptığı açıklamada işin zorluklarına dikkat çekerek, “Bizim işimiz emekli bir iş, zahmetli bir iş. Sabah 7’de başlayıp akşam 7’ye kadar çalışıyoruz. Meşe odunlarını öbek yapıyoruz. Üstünü toprakla kapatıyoruz. Bu öbeklerin yanması günler sürüyor. Geceleri başında beklemezsek kömür boşa gider.” dedi.
AİLE BOYU EMEK, DUMAN İÇİNDE HAYAT
Ailenin annesi Güneş Öner ise hem evin düzeninden hem de yemek işlerinden sorumlu. Sabah 5’te kalkarak 15-20 kişilik ekibe yemek hazırlayan Güneş Öner, “İşimiz çok zor. Çocuklar geceleri nöbet tutuyor. Ama bazen onlara kıyamam, ben giderim. Bu bizim mesleğimiz oldu, yapacak başka işimiz yok” diyerek zorlu şartlara rağmen mücadeleyi sürdürdüklerini belirtti.
YANAN SADECE ODUN DEĞİL, EKMEK PARASI DA TUTUŞUYOR
Mangal kömürü üretimi orman gençleştirme çalışmaları kapsamında yapılan kesimlerle yürütülüyor. Kurumaya yüz tutmuş meşe ağaçlarının değerlendirildiği bu sistemle hem orman dengesi korunuyor hem de aileler geçimlerini sağlıyor. Ancak duman, sıcak, toz ve yorgunluk altında geçen günler, ekmek parasının ne denli ağır bir bedelle kazanıldığını gözler önüne seriyor.