Konya’nın en korkutucu yapısı! Şeytanla anlaşma köprüsü

Konya’nın Selçuklu ilçesine bağlı tarihi Sille Mahallesi, Roma’dan Bizans’a, Selçuklulardan Osmanlı’ya birçok medeniyetin izlerini taşıyan önemli bir yerleşim alanı. Mahallede Bizans döneminde su kemeri olarak inşa edilen ve yıllar içinde iki yamacı birbirine bağlayan dar bir geçide dönüşen Şeytan Köprüsü, hem yapısı hem de hikayesiyle dikkat çekiyor.

Dar bir vadinin üzerinde yer alan, yüksekliği ve darlığı nedeniyle günümüzde kullanılmayan köprü, ürkütücü görüntüsüne rağmen yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından ilgi görmeye devam ediyor.

“KÖPRÜ ASLINDA BİR SU KEMERİYDİ”

Selçuklu Belediyesi Sille Müze Sorumlusu Uzman Arkeolog Sercan Yayla, yapının tarihine ilişkin önemli bilgiler verdi. Yayla, Sille’nin volkanik bir arazi yapısına sahip olması nedeniyle kullanılabilir su kaynaklarının sınırlı olduğunu belirtti.

Yayla, “Tatköy’den getirilmek istenen suların Sille’ye ulaşması için bu dereyi aşmak gerekiyordu. Bu nedenle bir su kemeri inşa edildi ve künkler üzerinden su taşındı. Zamanla künkler zarar görünce insanlar bu yapı üzerinden karşıya geçmeye başladı. Köprü görünümü kazandığı için de ‘Şeytan Köprüsü’ adını aldı.” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’DE İKİ TANE VAR”

Uzman Arkeolog Yayla, Türkiye’de aynı isimle bilinen iki köprü olduğunu belirterek, “Bir tanesi Van’da, bir tanesi burada Sille’de. Zaman Müzesi’nin terasından köprünün tamamı net bir şekilde görülebiliyor. Ziyaretçiler hem yapıyı hem de hikayesini mutlaka merak ediyor” dedi.

EFSANESİ DE DİKKAT ÇEKİYOR

Köprü hakkında anlatılan en yaygın rivayete göre bölgenin sultanı, belirli bir tarihte tamamlanmak üzere bir mimara su kemeri yaptırmak ister. Ancak günler ilerledikçe mimar işin altından kalkamayacağını anlar ve “Bu köprüyü bir şeytan bile yapamaz” diyerek çaresizliğini dile getirir.

Ardından karşısına çıkan bir şeytan, belirli şartlar karşılığında mimara yardım etmeyi teklif eder. Mimar, ölüm korkusuyla kabul eder ve yapı kısa sürede tamamlanır. Ancak teslim sırasında pişman olur ve “Keşke şeytana uymasaydım da kellem gitseydi” dediği rivayet edilir.

Uzmanlara göre bu anlatı bir efsaneden ibaret olsa da yapının altında yer alan izler, köprünün Bizans dönemine ait olduğunu gösteriyor.