Konya’nın kral yolundaki tarihi ilçesinin hikayesi

Konya’nın 800 yıllık tarihi bulunan Kadınhanı İlçesinin adı nereden geliyor? Bugün mahalle olan bölgenin Ladik’in ilçe için önemi neydi? İşte Klasik Doğu Roma Dönemi’nde Kral yolunda bulunan ilçenin kuruluş ve isim hikayesi.

Konya’nın 8 asra dayanan tarihiyle en eski ilçelerinden biri olma olma özelliğini taşıyan Kadınhanı ismi nereden geliyor? İlk adı neydi, ne zaman ilçe oldu? İşte tarihi ilçenin geçmişine yönelik merak edilenler…

KADINHANI İLÇESİNİN İLK ADI NEYDİ?

Kadınhanı, Konya ve Ladik ile beraber ilkçağlara kadar uzanan oldukça eski bir tarihe sahip. Klasik Doğu Roma Dönemi’nde Yunan-Roma yolu üzerinde İkonium (Konya), Laodica Cambustra (Ladik), Pira (Kadınhanı), Philomelion(Ilgın) gibi önemli şehirler bulunmaktaydı. Bu önemli yol, doğu ticareti (İpek yolu) ve Kral yolu olarak çok önemliydi. Posta teşkilatı da bu yolu kullanmakta ve üzerinde önemli hanlar bulunmaktaydı. Bu hanlar kralın emrindeydi.

Daha sonraki dönemlerde bu yol Bizans Askeri yolu olmuştur. Dorylaiin (Eskişehir), Amorian (Seyitgazi), Pira, Laodica, İkonium bu yol üzerinde bulunmuktaydı. 19. yüzyılda Konya’dan Eskişehir’e oradan da İstanbul’a ulaşan bu araba yoludur. Kudüs’e giden hacılar da bu yolu takip etmekteydi.

SELÇUKLULAR DÖNEMİNDE KADINHANI

1071 yılında Alparslan Gazi’nin Malazgirt Zaferiyle beraber Türkler Anadolu’ya adım atmışlardır. Büyük Selçuklu Hükümdarı Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in 1077 de Konya ile beraber Kadınhanı topraklarını da Romalılardan alışıyla Oğuz Türkleri bu bölgeye yerleşmişlerdir. Oğuz Türkleri Romalıların kaçarken yakıp yıkarak bıraktıkları köy ve şehirleri onararak yerleştiler. Bu köy ve şehirlerin birçoklarının adlarını da kendi dillerine göre değiştirdiler. Kastel (kestel),kındıras o dönemin önemli yerleşim birimleridir.

Kadınhanı’na yerleştirilen Oğuz boyları; Kınık, Bayat, Savur, Afşar ve Çaşdur’lardır. Kadınhanı merkezine Bayat Boyu Doğanlar oymağı (Doğanlar Mahallesi adını buradan alır), Üçok kolu Çavundur Boyu (Çavundur Mahallesi) yerleşmiştir. Afşar boyu ise Afşarlı köyüne yerleşmiştir. Kolukısa, Meydanlı ve Karahisarlı köylerimize ise Azeri Türkmenlerinden Şamlar Aşireti yerleşmiştir. Bu Oğuz Türklerinin bazıları ise konar-göçerlik hayatını sürdürmüşlerdir.

Bazı köyler ise adını ünlü kişilerden almaktadır. Mesela Karakurtlu köyü adını Anadolu Selçuklu Sultanı I. Rüknettin Süleyman’ın başkomutanı Karakurt tan almaktadır. Kökez köyü ise Karamanoğlu büyüklerinden Kökez Han dan adını almaktadır.

Eskiden Kadınhanı’nın adı Saideli idi ve savaşta üstün başarılar gösteren Said ismindeki bir beye arpalık olarak verildiği için bu adı almıştır. Turgutoğlu Hasan Bey Oğlu Ömer Bey Saideli’nin emiri(Valisi) olarak geçmekte, H. 827 yılında yazdırdığı vakfiyesinde Saideli Vilayeti olarak zikredilmektedir.

Anadolu Selçukluları döneminde Raziye Devlet Hatun tarafından bu önemli ipek yolu üzerindeki Saideli yakınlarına bir kervansaray yaptırılmıştır.

RAZİYE DEVLET HATUN KİMDİR?

Raziye Hatun Anadolu Selçukluları döneminde XIII. asırda Konya’da yaşamış bir sultan hanımdır. Danişmendoğullarından Yağıbasan oğlu Sinanüddin Yusuf’un oğlu Muzafferüddin Mahmut Bey’in kızıdır. Muhtemelen I.İzzeddin Keykavus’un hanımıdır. Bedreddin Bremoni’nin de kız kardeşidir. Biremoni Malatya Sancağına bağlı Kahta kazasının bir köyüdür. Bu köy Danişmendoğulları zamanında başşehirdi.

Türk tarih ve geleneğine göre bir çok vesika, kitabe ve vakfiyelerde hükümdar ailelerinden olan hanımlardan Devlet Hatun diyerek bahsedilmektedir. Muzafferüd-din Mahmut kızı olan Devlet Hatun’un asıl adının ise Raziye olduğu kesindir.

Selçuklular döneminde Kervansaray olgusu oldukça yaygın olup, Raziye Hatun H.620(1223) yılında Saideli Seyrekviran’da kışlık bir kervansaray yaptırmıştır. Bu kervansarayın kitabesinde;

“Allah’ım, H. 620 yılında bu hanı yaptıran sahibesi olan Mahmut kızı Raziye Hatun’a rahmet eyle.” yazılıdır.

Raziye Devlet Hatun yaptırdığı bu hanına gelir olarak Saideli (Seyrekviran), Kalamıça (Gelemiş), Meydanlı çiftlikleri ile beraber bir de Konya Esediye (Hatuniye) Mahallesinde sekiz odalı, iki sofa, iki ahır samanlığı bulunan bir köşkü vakfetmiştir. Konya’da Alaaddin Tepesi’nin doğusunda Mihmandar Mahallesi, Kınacı Sokağındaki Hatuni ye Camii’ni yaptıran da Raziye Devlet Hatun’dur. Bu camiye gelir olarak ta Saideli vilayetine bağlı Meydan (Meydanlı), Seyrekviran ve Kalamıça (Gelemiş) çiftliklerini ve Konya’da üç dükkan ile iki evi vakfetmiştir.

Raziye Devlet Hatun H.620 (1223) yılında öldüğü zaman bu caminin bahçesine gömülmüştür. Kardeşi Bedreddin Biremoni tarafından bu camiye bir minare yaptırılmış olup, bundan sonra bu cami Kütük Minare diye de anılmaktadır.

KARAMANOĞULLARI DÖNEMİ

Kadınhanı Karamanoğulları zamanında vilayet olarak idare edilmiştir. Karaman oğlu Mehmet Bey Konya ovasını zaptettikten sonra ikiye bölerek yarısını beylerinden Turgut Bey’e diğer yarısını da Bayburt Bey’e taksim etmiştir.(1277)

Turgutoğulları Orta Asya’dan gelerek Anadolu’ya yerleşmiş bir Türkmen aşiretiydi. Daha sonra Osmanlı’lardan kaçıp Karamanoğullarına iltica ederek bu bölgeye yerleşmişlerdir. Karamanoğullarına hep sadık kalmışlardı. Nitekim Karamanoğlu Mehmet Bey 1423-1462 tarihlerinde Turgutoğullarından Pir Hasan oğlu Ömer Bey’i Saideli vilayetine emir (vali) olarak tayin etmiştir.

Turgutoğulları daha sonraları Halep yoluyla Mısır’a gitmişler. 250 sene sonra Osmanlılar döneminde çıkan afla Ege Bölgesine geri dönmüşler. Manisa Turgutlu ilçesini kurmuşlardır. Turgutoğulları Karamanoğullarının sadık bir emiri olarak Anadolu’da dini, askeri, kültürel ve içtimai açıdan büyük hizmetler vermişlerdir.

Turgutoğlu Hasan Bey oğlu Ömer Bey Saideli vilayetine bağlı Hatun Köyü (Bugünkü Kadınhanı ilçe merkezi)nde bir tekke yaptırmıştır. Bu tekkeye de Konya’da Mevlana’nın muassır ve müridlerinden olan Cemel Ali (Çocukluğunda Mevlana’yı sırtında taşıdığı için böyle anılır) tarafından yaptırılan mescidin imamı ve muallimi olan Şeyh Turud’u şeyh olarak tayin etmiştir. Daha sonra Şeyh Turud’un oğulları Şeyh Durmuş ve Şeyh Turhan bu zaviyede şeyh ve vakıf mütevillisi olarak bulunmuşlardır.

Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü Kültür ve Tescil Dairesi Arşivinde mevcut kayıtlarda bulunan Vakfiye metni aşağıdaki şekilde tercüme edilmiştir. Büyük hayır ve hasenat sahiplerinden Turgutoğlu Hasan Bey oğlu Ömer Bey,dünyanın aldatıcılığına,yaldızdan ibaret süslerine bakıp her zaman çalışıp,varlıklarına iman gözüyle bakarak ahiret aleminin ebedi hayat olduğunu anlayarak gelip gidenlerin barınması, bunların ihtiyaçlarının karşılanması için Konya’ya bağlı Sait Vilayeti Karye(köy)leri karşısında hulusi niyetle bir zaviye-i şerif bina etti.Buranın hududu; kıblesi, Hacı İbrahim Mülkü, batısı Kırık Yusuf mülkü, iki taraftan yol ile çevrilidir. Bu tekkenin ihtiyaçlarının maddi yönden desteklenmesi, karşılanması için şu mülkleri vakfetti.

Vakfiye hüküm ve şartları:

1-Hatun Köyünün (Kadınhanı ilçe merkezi) tamamı.

2-Saideli Nahiyesi Zengi Köyündeki “Emir Arzı” denilen yerin tamamı,Orta Viran mezraı,Uffa hüyük ve Akçalar mezralarının tamamı.

3-Akşehir’e bağlı Silint köyünde bulunan Ömer Bey değirmeninin tamamı.

4-Akşehir’e bağlı Salta ve İlyaslar köylerinin 8/12 hissesini vakfetti.

Bu vakıfların nazarlığı ve tekkenin şeyhlerini hal sahiplerinin iftiharı, Şeyh Turud Oğullarından Şeyh Turhan ve Şeyh Durmuş’a bıraktı.Onlar sağ oldukça kendileri,birinin ölümüyle diğeri,sonra onların evladından münasip ve ehil olanları nesilden nesile mütevelli şeyh ve nazır olmasıdır.Bu aileden uygun kimse kalmazsa Konya kadısı ehil ve uygun birini tayin edecektir.Vakıf gelirlerinin üçte biri görevi yaptıktan sonra şeyh ve nazıra,geri kalanı tekkeye gelen fakirlerin yemesi ,konaklamasına harcanacaktır.

Mübarek gece ve günlerde helva, etli, yağlı, pirinçli yemekler pişirilecektir.

Vakfiyeyi Konya kadı vekili Kadızade Hacı Emin Efendi Aslına uygunluğunu, Konya kadısı, İsa ve Mustafa Efendiler de şeriata uygun olduğunu tasdik etmişlerdir.

Bu zaviyede cami, tekke ve imaret bulunmaktadır.

1963 yılında buranın yerine İstanbul’da mukim Kadınhanı’nın hayırsever eşrafından M.Nuri TOPBAŞ, Mehmet Hulusi TOPBAŞ tarafından Tekke Camii yaptırılmıştır.

Tekke Camii’nin arka bahçesinde üç tane mezar bulunmakta ve aşağıda Türkçe metni verilen kitabelerinden anlaşıldığına göre; Afife Hanım,Abdülbaki Efendi ve Saraç Halil Usta ’ya ait olduğu anlaşılmaktadır.

Tekke Camii Avlusundaki Mezartaşı Kitabeleri:

1-Kutb’ül Arifiyn Seyyid’ül Muhaddisiyn Mefhar’ül Ulema vel Muhakkikiyn Hadim-i Tarikat-ı Halidi ve Nakşibendi El-Hac Ahmet Kutsi Efendi kerimesi ve Tekke Nazırı Osman Efendi zevcesi Afife Hanım.Ruhuna fatiha.Sene:1306(1888)

2-Hüvel-Hallagul-Baki El merhum vel mağfuruleh Tekkenişin Mustafa oğlu El-Hac Abdülbaki Efendi. Ruhuna fatiha.Sene:1300

3-El-merhum vel mağfuruleh Tekkenişin mahallesinden Saraç Halil Usta. Ruhuna fatiha. Sene:1303

Zaviyeler çok geniş ve önemli misyonu üslenmiş müesseselerdir. Anadolu ve Rumeli’de bölgenin imarı, iskanı, zanaatı, ticareti, askeri ve dini eğitimi gibi bir çok önemli içtimai meseleler hep zaviyeler eliyle halledilir, düzene konur idi. Birçok köy, kasaba ve şehirlerdeki zaviyelerde görev alan Türk dervişleri kısa zamanda Anadolu’nun İslamlaşmasını ve Türkleşmesini sağlamışlardır.Türk ordularından önce Anadolu köylerinde kurdukları zaviyelerle hudut boylarına ulaşmış,gaza ruhunu canlı tutmuşlardır. Karamanoğulları ve Osmanlılar döneminde tekke, zaviye ve vakıflara büyük önem verilmiş, devlet tarafından kurumuş, kollanmış, desteklenmiştir.

OSMANLILAR DÖNEMİ

Karamanoğulları Orta Anadolu’nun güneyinde XIII. ve XV. asırlarda hakimiyet kurmuş, hükümranlık sürmüş, bu bölgelerde siyasi, iktisadi ve kültürel açıdan büyük tesirler bırakmışlardır. Ancak Osmanoğulları ile ilişkileri pek iyi değildi. Zaman zaman Osmanlılara karşı isyan bayrağını çekiyorlardı. Osmanlı Padişahlarından Çelebi Sultan Mehmet bir çok kez yapılan andlaşmalara uymayan Karamanoğulları’nın üzerine yürüdü.1414 yılında Akşehir’i alarak Konya’ya doğru ilerledi. Karamanoğlu Mehmet Bey barış istedi ve andlaşma yapıldı.

Karamanoğullarının son hükümdarı Sarımüd-din İbrahim Bey, Fatih Sultan Mehmet’e Kadınhanı, Ilgın, Beyşehir, Seydişehir gibi önemli yerleri terk etti. Kızını Fatih’e verdi. Osmanlı elçisi Kasap oğlu Mehmet Bey’le andlaştı ve bu andlaşmaya ölümüne kadar sadık kaldı.

Bu andlaşmaya rağmen Konya’da yine birçok karışıklık çıkmış, asayiş bozulmuştu. 1467 yılında Fatih Sultan Mehmet Karamanoğlu devleti üzerine yürüyerek, topraklarını Osmanlı Devletine katıp Karamanoğullarını ortadan kaldırmıştır.

Osmanlılar zamanında da Turgutoğlu Ömer Bey’in zaviyesi faaliyetlerini sürdürmüştür. Fatih Sultan Mehmet Han’ın beratı ile bu zaviye dini ve tasavvufi eğitim ve öğretim yapmak üzere tevcih edilmiştir. Tekkenin ilk şeyhlerinden Şeyh Turud’un torunlarından Şeyh Taceddin bu zaviye ve vakıf mülklerinin tasarrufu için görevlendirilmiştir.

Fatih, Saideli’nde bulunan ve Karamanoğullarının sadık taraftarı olan Turgutoğullarının Karamanoğulları ile tekrar birleşerek ayaklanabileceği düşüncesi ile bu bölgeyi başka yerlere göç ettirmeye karar verir.Nitekim bu göç neticesinde Saideli dağılmış,nüfusu azalmıştır.Daha önce vilayet olan Saideli(Kadınhanı) Osmanlı İmparatorluğu zamanında Konya vilayetine bağlı kaza merkezi olarak idare edilmiştir.

XVII. ve XVIII asırlarda Osmanlı imparatorluğu’nun genelinde olduğu gibi Konya ve Saideli bölgesinde de Aşiretlerin iskan edilmesi, tımar sisteminin bozulması, çiftçilerin toprağını terketmesi,uzun süren savaşların sonunda üretimin azalması ve paranın değerinin düşerek fiatların yükselmesi ayrıca vergilerin artması gibi sebeblerle soygunculuk ve eşkiyalık hareketleri çoğalmıştır.İdarecilerin kanunsuz ve keyfi tutumları da otoriteyi zaafa uğratmıştır.Eşkıyalık ve ekonomik çöküntü,halkın fakirliğini artırdı.Toprağını kaybeden köylü,devlete vergisini ödeyemez duruma düştü.Tefecilerden borç almaya başladı.Ahlaki gerileme başladı.Nitekim halk huzursuz olunca evlerini,köylerini ve yurtlarını terketmeye başladılar. Dolayısıyla Saideli nüfusu ikinci kez azalmış oldu.

Bir anekdot olarak; H.1074 (1664) tarihli bir fermanda “İstanbul’dan gönderilen yeniçerilerin Saideli’ne bir saat kala mesafede gece yarısı 15 kişilik bir şaki grubu tarafından önleri kesilip, bir kişiyi yaraladıkları, iki beygir ve yeniçerilerin eşyalarını çaldıkları duyulup bunların yakalanıp İstanbul’a gönderilmesi padişah fermanıyla istenmektedir.

Yine H.1055 (1645) tarihli bir kayıtta ise Kureyş Özü’ne tayin edilen Es Seyyid Hamza, sabah vakti Saideli yakınlarında Musa ve iki arkadaşı tarafından soyulur, yaralanır.

XVIII. asırda Karaman Eyaletine bağlı 7 Liva (sancak) vardır.

1-Konya Sancağı, 2-Kayseri Sancağı, 3-Niğde Sancağı, 4-Aksaray Sancağı, 5-Kırşehir Sancağı, 6-Beyşehri Sancağı, 7-Akşehir Sancağı

Konya Sancağı’nın 14 kazası bulunmaktadır.

1-Konya Merkez Kazası, 2-İnsuyu Kazası, 3-Bayburt Kazası, 4-Turgut Kazası, 5-Kureyş Özü Kazası, 6-Gaferiyat Kazası(Kazım Karabekir), 7-Belviran (Sarıoğlan) Kazası, 8-Aladağ Kazası, 9-Pirloganda (Taşkent) Kazası, 10-Larende Kazası, 11-Devle Kazası, 12-Eskiil Kazası, 13-Ereğli Kazası, 14-Saedeli Kazası(Kadınhanı)

Lale Devri döneminde bu bölgenin yeniden canlandırılması için çalışmalar yapılmıştır. Halkın azalmasıyla harab duruma düşen hanın imarı için 1720 de teşebbüse geçilmiştir. Konya Valisi Osman Paşa tarafından evvelce buradan ayrılan ahaliden olan on hane tekrar buraya nakledilmiştir. Yerlerini terketmeyerek handa kalan 20 haneyle beraber 30 hane olmuştur. Hanın şenlendirilmesi için çevredeki Bozulus türkmen aşiretlerinden Oğulbeyli’ye mensup gruplardan Sarılı,Dirinli,Abdurrahmanlı,Karahisarlı ve Hacılı obaları 6 Ağustos 1721’de Kadınhanı’na yerleştirildi. Bunlar Han Ağası Ali Ağa’nın emrinde ziraat yapacaklardı. Fakat han arazisi kafi gelmedi. Bu arazi sahasını genişletmek için 1722 yılında Saideli Nahiyesine bağlı boşalmış ve harap köylerden Koçmar Köyü(4275 akçe),Evsak Hüyüğü ve Ağçalar Mezraları(Göğimam çevresi) (300 akçe),Kara İsmail Köyü(3200 akçe),Ballık (Meydanlı)Köyü(3950 akçe),Osmancık Köyü(3600 akçe),Menge Kyü(1000)akçe) Pusatyazlığı(770 akçe),Halsenik Köyü(1418 akçe),Kızılca Köyü(1237 akçe) Saideli arazisine eklendi.

1721 yılında handa yapılan tamiratın yanısıra bir camii (İbrahim Paşa Camii) ve hamam inşa edildi. Dergah-ı Ali Kapucubaşı Bahri Mehmet Ali Ağa Kadınhanı’na tayin edildi.

CUMHURİYET DÖNEMİ

İnevi (Cihanbeyli) Nahiyesi 1926 yılında kaza olmuş ve Yeniceoba Nahiyesi ve Köylerini de alarak Kadınhanı’ndan 25 köy ayrılmıştır.1926 yılında Kaymakam Hami Bey’dir 1883 yılından beri belediye olarak idare edilen Kadınhanı’nda 1937 yıllarında çalışkan vatansever bir insan olan Enver Tuncer hizmet etmiştir. Bu yılda Belediye’nin geliri 12.000 lira idi. Kazanın suyu Softalar, Kangallı ve Kumlu pınarlarının suları birleştirilerek getirildi, çarşı ve mahallelere çeşmeler yaptırılarak taksim edildi. Bu suyun getirilmesi için Hacı Ahmet Hamdi Topbaş 12.000 lira, Hacı Musa Uğur 5.000 lira bağışta bulunmuşlardır.

Ayrıca yine bu yıllarda radyo tesisleri ve bando kurulmuştur.1933 yılında Cumhuriyetin Onuncu yılı kutlamaları yapılmış, Kadınhanı çarşısındaki parka “Cumhuriyetin 10.Yıl Dönümü Anıtı”dikilmiştir. 1939 yılında Halk Evi açılmış başkanlığını ise merhum M.Hulusi Altındağ yapmıştır. Yine bu dönemde ilçe merkezindeki mahalleler birleştirilerek 6 mahalle oluşturulmuştur.

KADINHANI NÜFUSU

TÜİK’in 2022 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre; Kadınhanı’nın nüfusu 30 Aralık 2022 tarihi itibarıyla 31 bin 206 kişi.

15 bin 765 erkek nüfusu bulunan ilçedeki kadın nüfusu sayısı ise 15.441. Kadınhanı, nüfus bakımından merkez dahil Konya’nın 13. büyük ilçesi.

KADINHANI BELEDİYE BAŞKANI KİM?

Kadınhanı Belediye Başkanı Mehmet Badem, 1984 yılında Kadınhanı’nda doğdu. İlköğretimini Merkez İlkokulu’nda, orta öğrenimini Ata İçil Ortaokulu’nda, lise eğitimini ise Kadınhanı Sağlık Meslek Lisesi’nde tamamladı. Ön lisans eğitimini Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda tamamladıktan sonra lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümünden tamamlayan Mehmet Badem, eğitimine Anadolu Üniversitesi Yerel Yönetimler Bölümünden devam etmektedir. Uzun yıllar Kadınhanı Belediyespor’da futbol oynayan Mehmet Badem, futbol kariyerinin ardından 2 dönem kulüp yöneticiliği yapmıştır. Ardından futbol antrenörü olarak ilçeye hizmet vermiş olup, çeşitli kategorilerde TÜFAD tarafından yılın en centilmen antrenörü seçilerek birçok ödüle layık görülmüştür. Kadınhanı Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı ve KONESOB Disiplin Kurulu Başkanı olan Mehmet Badem, 2006 yılından beri baba mesleği olan kasaplık mesleğini yapmaktayken, 2019 yılında yapılan seçimlerde Kadınhanı Belediye Başkanı seçildi. Mehmet Badem evli ve üç çocuk babasıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Konya Haberleri