TBMM Genel Kurulu'nda, Konya'daki ‘Dedeoğulları ailesi’ cinayetinde 7 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili 'ırkçılık' tartışması yaşandı. HDP'li Meral Danış Beştaş, Ülkü Ocakları ve MHP'nin olayı sahiplendiğini belirterek, "Ben kendi adresime gelen yorumları okusam, binlerce ölüm tehdidi aldım. Neymiş; somut bir olayı ifade ettiğim için. Şu anda suç duyuruları yapıyorum. Neyse ki çok şükür ki Türkiye'nin ezici çoğunluğu sizin partiden değil. İnşallah baraj altında da kalacaksınız ve bu düşünce ilelebet bitecek çünkü siz ırkçılığı üretiyorsunuz. Milliyetçiliği üretiyorsunuz. Dedeoğulları katliamı ırkçı bir katliamdır. 7 kişilik bir Kürt ailesi, Kürt olduğu için öldürülmüştür" ifadelerini kullandı.
“MİLLETİ IRKLA ÖLÇÜLENDİREN BİR HAREKET DEĞİLİZ”
MHP Grup Başkan Vekili Muhammet Levent Bülbül, kürsüden Beştaş'a yanıt verdi. MHP'nin kendisini HDP'ye ispat etme gibi bir durumunun olmayacağını söyleyen Bülbül, "Bu bizim için züldür. Biz fikirlerimizi sadece bugün ortaya koyan nevzuhur bir yapı değiliz. Bizim ne düşündüğümüz ne konuştuğumuz dünden bugüne bellidir. Biz milleti ırk, soy, kafatası yapısıyla, şunla bunla ölçülendiren bir insan ya da hareket değiliz. Aynı zamanda bu millet de öyle bir millet değil. Bizler hiçbir şeye bakmaksızın sadece mensubiyet duygusuna ve mensubiyet şuuruna bakıyoruz. Ben Kürt olup 'bu vatan için bu millet için canımı feda ederim' diyen birini; özbeöz soy olarak Türk olup, Türkmen olup bu vatan için bu millet için her türlü kötülüğü yapmaktan kendini geri koymayan, her türlü hainliği yapanlara karşı, hayatım boyunca başımın tepesinde taşıdım. Ne münasebet. Kalkıp da 250 bin Kürdü Suriye'de PYD/YPG, topraklarından sürecek, yine tırnak içinde 'Kürt düşmanlığı' yapan Türkiye, onları bağrına basacak, aş verecek, okul verecek ondan sonra 'Kürt düşmanı' biz olacağız; öyle mi? Yemezler" diye konuştu.
“HER MESELEYİ, TÜRK-KÜRT KAVGASINA DAYANAK TEŞKİL ETMEK IRKÇILIKTIR”
Ardından söz alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, olaya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
"Bugünkü gibi hatırlıyorum. Antalya Manavgat'ta yangındayken böyle bir müessif olayla karşı karşıya kalındı. Sayın Cumhurbaşkanımıza bu olayı ifade ettikten sonra biz, yangının içerisinden çıktık ve bir helikopterle Konya'ya gittik. Aileye gittik ve orada ailenin büyükleriyle birlikte olduk. Ailenin büyüklerinin ilk söylediği cümleyi ve birtakım ayrıntıları ifade edeceğim. Başsağlığı diledik. Ve zaten bu olayın hiçbir tarafının kabul edilemez olduğunu söylemek gereksizdi. Çünkü bu bir katliam ve bu hiçbirimiz tarafından hem kabul edilemeyecek hem de hiçbir şekilde bir tarafa sığdırılabilecek bir olay değil. Ailenin en büyüğü orada, 'Sayın Bakan bu olayın Türk-Kürt meselesiyle herhangi bir ilişki yoktur' birinci söylediği. Sonra biz çıktık. Orada bir konuşma yaptık. Onlar da bir değerlendirme yaptı. Oradan başsağlığı dileyerek ayrıldık. O günden itibaren 7 kişi hayatını kaybetti. Katil yaklaşık 3'üncü gün yakalandı. Arkadaşlarımız burada hakikaten önemli bir çaba sarf ettiler; çünkü katilin yakalanmaması başka bir sonucu getirebilirdi. Her meseleyi, her fırsatı ayrımcılık, tam da bu kürsülerde söylendiği gibi ırkçılık haline getirmek Türkiye'de bir Türk-Kürt kavgasına, meselesine bunu bir dayanak teşkil etmek ırkçılığın kendisidir."
7 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Konya’da Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi öldüren Mehmet Altun'un (33) cezası 17 Kasım’da belli olmuş, Altun, hiçbir indirim uygulanmadan 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Diğer tutuksuz 10 sanık ise beraat etmişti.