Konya'nın Selçuklu ilçesine bağlı 5 bin yıllık tarihi yerleşim yeri Sille Mahallesi'nde yer alan, su kemeri olarak yapıldıktan sonra iki yamacı birbirine bağlayarak dar ve tehlikeli bir geçit halini alan Şeytan (Gavur) Köprüsü, "ürkütücü" görüntüsüyle dikkati çekiyor.
Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminden izler taşıyan Sille, farklı kültürleri aynı potada birleştiriyor. Anadolu uygarlıkları için özel önemi bulunan mahalle, tarihi kaynaklarda farklı kültürlerin bir arada yaşadığı, erken Hristiyanlık döneminin önemli bir merkezi olarak geçiyor.
Sille'de, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait cami, hamam, çeşme ve köprüler gibi Türk-İslam eserleri de bulunuyor.
Şeytan Köprüsü'nün, kullanılan malzeme ve yapım tekniği itibarıyla 16'ncı yüzyılda Osmanlı döneminde yapıldığı biliniyor. Mahalleye gelen suyun vadiden geçmesine imkan sağlamak amacıyla su kemeri olarak inşa edilen yapı, daha sonra iki yamacı birbirine bağlayarak köprü vazifesi görmeye başlıyor.
Vadi içinde bulunması, dar ve yüksek oluşu nedeniyle günümüzde kullanım amaçlı tercih edilmeyen köprünün ürkütücü yapısı nedeniyle "Şeytan Köprüsü" ismini aldığı düşünülüyor.
Köprü, her ne kadar yola yakın merkezi bir konumda olsa da vadi yapısından dolayı yerli ve yabancı turistler tarafından çok bilinmiyor.
- Mahalle canlanmaya başladı
Sille Mahallesi Muhtarı Mevlüt Aksoy, yaptığı açıklamada, tarihi öneme sahip mahallenin, yapılan yatırımlar sonucunda gelişen, turistik bir yer haline geldiğini söyledi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri nedeniyle yaklaşık üç ay ziyaretçisi olmayan tarihi mahallenin canlanmaya başladığına dikkati çeken Aksoy, "Son günlerde işletmeler açılmaya başladı. Yavaş yavaş ziyaretçiler gelmeye başladı. Aya Elena Kilisesi, Zaman Müzesi, Çay Camii gibi önemli tarihi yapılar burada. Ve bu yerler ziyaretçi çekiyor." dedi.
- Çok bilinen mahallenin az bilinen parçası
Çok bilinen yerlerin dışında az bilinen yerlerin de olduğunu vurgulayan Aksoy, şunları kaydetti:
"Bunlardan birisi de Şeytan Köprüsü'dür. Su hattını taşımak amacıyla yapıldığı tahmin ediliyor. Yaya köprüsü olarak yapılmamıştır. Su taşımak amaçlı bir yapıdır. Geçmişte ulaşım amaçlı kullanılmış olsa bile günümüzde bu amaçla kullanılacak durumda değil. Orada su hattıyla ilgili kalıntılar var ancak atıl durumda, restorasyona ihtiyacı var."
Çocukluğunun orada geçtiğini, arkadaşlarıyla o bölgede oyun oynadığını anlatan Aksoy, köprünün bulunduğu yerin çok tehlikeli olmasından dolayı zaman zaman insanların düşerek kendini yaraladığını da aktardı.