Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik eleştirilerine, "Eğer bir makam için birisini görmek istiyorsa aynaya baksın. Koltuğu için kolunun altında kasetlerle gelen birinin bizlere söyleyeceği lafların hiçbirisini kabul etmiyoruz. Bizim tek derdimiz adalete hizmet yönünde emaneti koruyabilmek. Şahsımızla ilgili söylediği hususları da kendisine iade ediyorum." karşılığını verdi.
Gül, "nöbetçi bakan" uygulaması kapsamında geldiği Meclis'te, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
"Kılıçdaroğlu'nun, Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğlu kararının ardından, bu konuda adım atmadığınız, sustuğunuza yönelik eleştirileri var. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Gül, yargı süreci devam ederken bir hakimin, mahkemenin önündeki konuyla ilgili Adalet Bakanı olarak yorum yapmasının hiç uygun düşmeyeceğini, bir hukukçu olarak da böyle bir prensiplerinin bulunmadığını belirtti.
Hakimin, savcının amiri olmadıklarına, hakim ve savcının dosyaya, delillere göre değerlendirip karar verdiğine işaret eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adalet Bakanının, yargıda görülmekte olan bir konuyla ilgili, süreç devam ederken bir görüş açıklamasının, hukuk devleti yaklaşımına uygun olmadığına inanıyorum. Bu prensibimi koruyacağım. Ancak şu bir gerçek: Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır; kişileri, kurumları, mahkemeleri, yargıyı bağlar. Anayasada da kanunlarda da Anayasa Mahkemesinin kararlarının sonrasındaki işlemler, usuller bellidir, bunun yine değerlendirmesini mahkemeler yapmaktadır."
Hukukun, kişiye göre değil, anayasa ve kanundaki düzenlemelere göre davranacağını belirten Gül, "Mahkemelerden milletimizin beklentisi; verdiği kararlarla yeni tartışmalar açmak değil, tartışmaları nihayetlendirmektir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin bu anlamda kararını beğenirsiniz, beğenmezsiniz, bu hepimiz için geçerlidir. Ancak Anayasa Mahkemesinin kararlarının bağlayıcı olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Hukuk devletinde kararlar herkesi bağlar. O kararların gereğini de yapmak hukuk devletinin ana ilkesidir." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik eleştirisini de yanıtlayan Adalet Bakanı Gül, "Eğer bir makam için birisini görmek istiyorsa aynaya baksın. Koltuğu için kolunun altında kasetlerle gelen birinin bizlere söyleyeceği lafların hiçbirisini kabul etmiyoruz. Bizim tek derdimiz adalete hizmet yönünde emaneti koruyabilmek. Şahsımızla ilgili söylediği hususları da kendisine iade ediyorum." dedi.
"Bende hakim, savcı cübbesi yok. Sayın Kılıçdaroğlu'nda varsa onu bilemem"
Gül, bir başka soru üzerine, yürüyen bir süreçle ilgili yorum yapamayacağını bildirdi. Hakim, savcı cübbesinin olmadığını dile getiren Gül, "Sayın Kılıçdaroğlu'nda varsa onu bilemem. Türkiye'de sadece ve sadece yargısal yetkiyi hakim ve savcılar kullanır, yargı mensupları kullanır, bunun ötesindeki hiçbir tutumu, hiçbir aktivizmi kabul edemeyiz. Yargısal aktivizme de karşıyız. Yürütmenin aktivizmini de kabul etmek böyle bir şeyi temenni etmek... Sayın Kılıçdaroğlu'nun eski Türkiye anlamında özlediği bazı tablolar varsa onu bilemeyiz. Ama yürütmenin, Adalet Bakanı olarak, yürüyen bir dava ile ilgili, yargı mensuplarına, 'şöyle yapın, böyle yapın, şu şekilde karar verin' diye yargısal sürece yönelik bir şey söyleme imkanımız yok." şeklinde konuştu.
Gül, "Anayasa Mahkemesi kararı bağlayıcı ancak mahkeme aksi karar veriyor. Bu nasıl aşılacak?" sorusuna ise "Yine hukuk sistemi, kendi sistemi içerisinde bu süreci tamamlayacaktır. Anayasanın, kanunların gereği yapılacaktır. Yine yargı mercileri takdir edip belirleyecektir." karşılığını verdi.
"Macron'un da bütün kıtaların da kıyamete kadar ihtiyacı var"
Fransa, Hollanda ve Almanya'da Müslümanlara yönelik saldırılara ilişkin Gül, "Hiçbir hukukta nefret suçları, kişi haklarına saldırılar kabul edilemez. Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik asla kabul edilemeyecek, tasvip edilemeyecek hukuk dışı, insanlık dışı bu açıklamalara karşı da hukuk gereğini yapacaktır. Nitekim bu yönde de bir savcılık süreci başlamıştır. Kim olursa olsun hiçbir şekilde suç işleme serbestiyeti, özgürlüğü yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
Gül, özellikle Avrupa'da İslam'a, Türklere, yabancılara yönelik bu düşmanlığın hat safhaya gelmesinde Avrupa'daki bazı siyasetçilerin ve medya dilinin çok etkili olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Dolayısıyla bu nefret dilinin, nefret söyleminin sona ermesi, insanlık, hukuk, Avrupa'nın bugüne kadar hep söyleyegeldiği değerler bakımından da korunması gereken bir ilke. Ama bunu korumayan bazı siyasetçilerin, bazı uygulayıcıların olduğunu üzülerek görüyoruz.
İslam'a, Peygamberimize yönelik saldırıları da asla hiçbir insan kabul edemez. Peygamber Efendimizin doğumunun yıl dönümünü idrak ettiğimiz bu günlerde... Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed, bütün insanlığa kıyamete kadar barışı, esenliği, selamı getiren bir peygamberdir; liderdir, yol göstericidir. Onun bu yol göstericiliğine bütün insanlığın, Macron'un da bütün Avrupa'nın da bütün kıtaların da kıyamete kadar ihtiyacı var."