AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Haber Global Televizyonu'nda katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede normalleşme sürecinin tamamıyla geride kalmadığını ifade eden Kurtulmuş, Türkiye'nin ilk safhayı çok büyük bir başarıyla atlattığını ancak köprünün henüz ortasında olunduğunu anlattı.
Tedbirlere, hijyen şartlarına, sosyal mesafeye ve maske kullanımına uyarak bu süreçte yeni normalin rutinlerini bütün ülke olarak işleyeceklerini aktaran Kurtulmuş, vatandaşların hijyen ve mesafe şartlarına dikkatli bir şekilde uyum sağladığını ve başarılı bir sürecin geride kaldığını belirtti.
Türkiye'nin Kovid-19 ile mücadele sürecinden başarılı bir şekilde çıktığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde sağlık sistemimizin şimdiye kadar oluşturduğu çok mükemmel bir altyapı, sağlık çalışanlarımızın ve doktorlarımızın olağanüstü yüksek profesyonelliği ve fedakarlıklarıyla hep beraber bütün bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar üzerine düşen görevleri yerine getirdiler. AK Parti iktidarı olarak Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, liderliğinde bütün kurumlar büyük bir tabiricaizse bir orkestra şefi gibi Cumhurbaşkanımız bunları çok detaylı bir şekilde yürüttü, yönetti ve hep beraber ilk adımı atlatmış olduk." diye konuştu.
Kurtulmuş, AK Parti teşkilatlarının büyük bir fedakarlık ortaya koyarak pandemi sürecinde aktif rol alarak Vefa Sosyal Destek gruplarına destek verdiklerini, birtakım yardım faaliyetlerinde bulunduklarını, 65 yaş üstü vatandaşları telefonla aradıklarını ve evlerinde ziyaret ettiklerini söyledi.
"Türkiye'de erken seçim olmayacaktır"
Erken seçim tartışmalarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Numan Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"Çok açık net bir şekilde ifade etmek isterim erken seçimin konuşulmasını muhalefet isteyebilir ama erken seçimin konulabilmesi için rasyonel şartların olabilmesi gerekir. Erken seçime götürecek şartların olması gerekir. Türkiye bugün itibarıyla hiçbir şekilde erken seçime götürecek şartlara sahip değildir. Erken seçimin konuşulmasının rasyonalitesi yoktur. Türkiye'de erken seçim olmayacaktır, çok net bir şekilde söylüyoruz. 2023'ün Haziran ayında milletimiz inşallah sandık başına gidecek ve orada yeni milletvekilleri seçecek. Yeni cumhurbaşkanı adayları önüne çıkacak ve ona göre kararını verecekler."
Kurtulmuş, Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanunu'na ilişkin yapılması planlanan değişikliğe dair soru üzerine şöyle konuştu:
"Türkiye Büyük Millet Meclisinde hangi partilerin temsil edileceğini belirlemek sadece milletin işidir. Millet seçime gidersiniz size not verir, aranızdan ilgili milletvekilleri seçer ve parlamentoya gönderir. Dolayısıyla milletin iradesinin parlamentoda oluşturduğu siyasi partiler konfigürasyonun birtakım yan yollarla değiştirilmesinin Türkiye demokrasisine en ufak katkısı olmamıştır. Bir de bu anlamda Türkiye'nin geçmişte de bir sabıkası var. Yani bir geçmişi var tecrübesi var örnek olarak ilk aklımıza gelen Güneş Motel meselesidir, yani rahmetli Ecevit'in ve o zaman Adalet Partisi'nden ayırttığı birtakım milletvekilleriyle 11'leri ayırtarak Güneş Motel'de pazarlık yapıp onlara bakanlık vermesiyle bir hükümet kurdu. Ne oldu Türkiye'ye faydası mı oldu? Türkiye'yi 12 Eylül sürecine getiren önemli adımlardan birisi Güneş Motel'deki o pazarlıktır. Milletin vermediği bir iradeyi ve yetkiyi siz yan yollarla almaya kalkarsanız sonu hayır olmuyor."
Bunların doğru yollar olmadığını ve demokrasiye katkı sağlamayacağını aktaran Kurtulmuş, "Bu anlamda partilerden milletvekilleri ayartarak transfer yapılmasının hem demokratik ahlak bakımından hem siyasi etik bakımından uygun olmadığı kanaatindeyiz. Kaldı ki bunu yapanlara da hiç bir faydası olmamıştır geçmişte bunu da gördük." ifadelerini kullandı.
Numan Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:
"Şimdi bir de şu tarafından bakmak lazım Türkiye'de yeni bir sistem var, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi. Bu sistemin doğası gereği de Türkiye'de ittifaklar var, işte son seçimde Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı olarak girildi. Şu anda parlamentoda ona yakın siyasi parti temsil ediliyor. Bu partilerin bir kısmı zaten normal yollarla seçime girmiş olsalardı baraja takılacakları için meclise giremeyeceklerdi ama şu ya da bu ittifakla bir şekilde meclise girmiş oldular. Pratik olarak da farklı partilerin mecliste girmesini sağlayacak imkanlar var. Buna rağmen bu daha da zenginleştirilebilir birtakım yeni çalışmalar yapılabilir. Örneğin bir zamanlar çok konuşuldu, Türkiye milletvekilliği gibi bir konu gündeme getirilir. Diyelim 600 milletvekilinden 100 tanesi buna ayrılır, her parti aldığı oy oranında parlamentoda ilave milletvekili koyabilir."
Numan Kurtulmuş, yaptıkları düzenlemelerle partilerin ittifak yapabildiklerini bu nedenle seçim barajının fiilen söz konusu olmadığına dikkati çekerek "Herhalde 9 ya da 10 parti şu anda parlamentoda temsil ediliyor. Baraj eski dönemin önemli tartışmalarından birisiydi. Ama şimdi barajdan daha ziyade seçim sisteminin belki seçim bölgelerinin üzerinde birtakım değişiklikler yapılabilir. Bunlar tartışılabilir, konuşulur. AK Parti olarak biz bunu uzunca bir süredir zaten konuşuyoruz, olgunlaştırıp dediğim gibi kamuoyu ile ve diğer partilerle de paylaşacağız." diye konuştu.
"Söz de karar da milletindir"
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun parti kurmasıyla AK Parti'nin Meclis'teki muhalefet kanadının genişlediğine dair tartışmaların sorulduğu Kurtulmuş, "Türkiye'de herkes parti kurabilir, herkes siyaset alanında yarışa girebilir nihayetinde söz de karar da milletindir. Hakem de hakim de millettir bunu bildiğimiz için biz masa başında birtakım ittifaklar masa başında birtakım hesaplar yerine milletin içinde birebir olarak milletle var olan bu gönül köprülerini daha fazla kuvvetlendirerek artırarak yolumuza devam ediyoruz. Diğer partilerin ne yapacağı bizi ilgilendirmiyor." değerlendirmesi yaptı.
Numan Kurtulmuş, ABD'de yaşanan olaylara ilişkin, "11 Eylül olaylarından sonra güvenlik dengesini sağlamak için kantarın topuzu o kadar fazla kaçırıldı ki neredeyse bütün yabancılara karşı hissedilen ve giderek artan aşırı sağcı ırkçı ve birtakım yeni fikirler ya da yenilenmiş ve siyasal tezler ortaya çıktı. Bunun vermiş olduğu yabancı ve ırkçı düşmanlığı üzerinden gelişen aşırı sağcı faşist ve ırkçı bir dalganın olduğunu görmek lazım." dedi.
Amerika Birleşik Devletleri'nin her şeye sahip olan bir ülke olduğunu ancak gelir dağılımı adaletsizliğinin olduğunu dile getiren Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnsanların bir kısmının ulaştıklarını diğerlerinin hayal edemediği neredeyse aynı semtin aynı sokaklarında içerisinde yaşayan insanların birbirinden kopuk oluşturdukları toplumsal uçurumlar var. Bütün bunların üstüne bir de korona krizi sırasında hayatını kaybeden Amerikalı vatandaşların yüzde 60'a yakını zenci kökenliler, burada da büyük bir adaletsizlik var yani. Siz Beyaz Saray ile dünya yönettiğini zannediyorsunuz New York ile dünyanın en büyük şirketlerine sahipsiniz. Ama iki sokak yukarıdaki vatandaşa bir maske gönderemiyorsunuz. Hastanenin içerisine alamıyorsunuz kapıda can veriyor. Şimdi bunların biriktirmiş olduğu olağanüstü yüksek bir travma var."
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac'ın görüşmesine dair soru üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Türkiye bundan sonra Akdeniz'de bundan bir müddet evvel hapsedilmeye çalışılan bir ülkeyken şu anda Akdeniz'de, Doğu Akdeniz'de oyun kurucu ülkelerden birisi durumuna gelmiştir. Ayrıca bizim sahadaki Serrac hükümetine vermiş olduğumuz destek dolayısıyla biliyorsunuz özellikle son dönemde Hafter güçleri ciddi şekilde geri çekiliyor ve orada bizim şu mu bu mu Libya'yı yönetsin gibi derdimiz yok. Meşru hükümet güçlensin bütün vatandaşları işin içerisine katılabildiği bir demokratik süreç ortaya konulsun. Türkiye olarak doğru yerde doğru istikamette doğru adımlar atarak Libya konusunda ilerliyoruz."